Ormanlık yolda ilerlemeye devam ettim. Düşünmemeye çalışıyordum çünkü aklımda biri veya birileri vardı en kötüsü de içimi okuyabiliyordu.
"Çok sessizsin canım sıkıldı" dedi içimdeki lanet herif.
Kapa çeneni, çık kafamdan
"Bana alışmalısın dostum"
Kes sesini.
Yürümeye devam ettim, durmadım, duraksamadım
"Nereye gittiğini bilmiyorsun ahmak!"
SANA SUS DEDİM LANET !
"İsmim Jean. Bir daha ismim dışında başka bir şey duyarsam..."
Ne yapacaksın geri zekalı?
Birden başıma derin ağrılar girdi, yere kapaklandım
"Bundan daha kötülerini yapabilirim."
Tamam yeter dur! Diyebildim. Kendimi deli gibi hissediyordum içimde biri var ve ben ona itaat ediyordum.
"Bak dedi" sakince. Durdum
Ne oldu?
"Şu sağ sapaktan ilerlemezsen yolu uzatırsın."
Sana güvenmeli miyim? Diyebildim.
Fuat Hocana güveniyorsan bana da güvenebilirsin.
Ah ne güzel.
Sağ sapaktan sonra üç saat durmaksızın ilerledim. Orman bitmiyordu, çalılar çırpılar beni yara bere içinde bırakmıştı.
İçimden Yoruldum. Diyebildim
Bir ağacın altında kıvrıldım. Düşünmemeye çalışarak etrafı gözlemledim.
Ne kadar daha yürüyeceğim? Diye iç geçirdim.
"Sanırım hiç durmazsan yarın sabaha varırız."
Bizi orada ne bekliyor?
"Senden daha fazla şey bilmiyorum. Göreceğiz!."
Ne güzel.
Çantamı hafifçe yanıma çektim, fermuarını açtım. İçindeki konservelerden birini çıkardım
Bunu nasıl açacağım?
Sormaz olaydım kontrolü birden kaybettim. Ellerimi ve kollarımı hissedemiyordum bana ait tek bir şey varsa o da düşüncelerimdi
H..hey ne oluyor?
İstemsizce kılıcı elime aldım ve konserveyi yere koydum. Bir yuvarlak çizdim ve tamamdır konserve kolayca açıldı. Birden tüm yetilerim yerine geldi.
Bunu sen mi yaptın?
"E yani. Aç kalmanı istemem" ardından gülmeye başladı.
Bunu bir daha yapmanı istemiyorum.
"Bence şimdiden böyle konuşma ilerde bana ihtiyaç duyacaksın."
Tabi tabi
"Neyse ben biraz kestireceğim sana iyi takılmalar." Dedi ve derin bir sessizlik.
Yemeğimi yedikten sonra birazcık su içtim. Sonra ayağa kalktım, kılıcı elime aldım ve inceledim. Mat bir çelikten yapılmış uzun bir kılıçtı, üstünde İbranice bir şeyler yazıyor sonunda da bir Davut yıldızı beliriyordu. Yürümeye devam ettim fakat sessizlik canımı sıkmaya başlamıştı. Ne Nisa vardı ne de Mücahit vardı YALNIZDIM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kașif
Science-FictionKaşif, kendine has anlatımıyla yazılmış Aşk, dostluk, macera, fantezi ve Bilim kurguyu içinde bulunduran bir hikayedir. Ünlü Tarihçi Fuat Kemerli dört öğrencisine bir parşömen hediye eder. Bu parşömeni kullanan dört kişi kendini geçmişte bulacağını...