Ani bır sıçrayışla uyandığımda güneş ışığının gözlerimi kör edecek seviyede odayı kaplamış olması, bir anlığına neredeyse kör olmama sebep olmuştu. Birkaç gündür her sabah erken kalkıyordum ve çiftlikteki horozların düzenli bir saatte ötüşüne artık alışmış sayılırdım.
Stajımızın bitmesine son bir hafta kalmıştı ve gelmişken Damla'nın teyzesinin çiftlik evine uğramayı ihmal etmemiştik, aslına bakacak olursak burası huzurluydu ve buradaki sessizlik bana iyi geliyordu.
"Lila, uyandın mı canım?" Damla'nın teyzesi Ayla teyze odama girdiğinde yataktan doğrularak dolabın kenarına bırakmış olduğum patiklerimi giydim. Evet, burası tamamiyle doğal bir yerdi ve bu doğallığın geldiği seviye beni korkutuyordu zira birazdan yumurta toplamaya gidecektim.
"Günaydın, Ayla teyze." dedim bir yandan da hırkamı giyinerek. "Günaydın canım. Yumurta toplayacağın için nasıl hissediyorsun?"
"Farmville oynarken bile bu kadar heyecanlı hissetmiyordum doğrusu."
Ayla teyze gülerek odadan çıkıp bana birkaç dakikalık zaman ayırdığında hızlıca ellerimi ve yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Damla ve Selin yumurta toplamanın tam bir işkence olduğunu söylüyordu, dün sabah bu ana ben de şahit olmak isteyip kümese gitmiştim fakat Selin'i ağlayarak tavukların çocuğunu almak istemediğini söylerken bulmayı planlamamıştım.
"Bugünki kurbanımız geliyor." Görüş açıma Damla girdiğinde yüzümü buruşturarak yumurta uğruna kavga edeceğim tavukları düşündüm. "Bu görevi üstlendiğin için teşekkür ederiz."
"Her gün dayak yiyerek bu görevi bana teslim ettiğin için teşekkür ederim." dedim dalgayla Damla'nın önünde eğilerek. "İyilik de yaramıyor, sayemde vücuduna protein girecek."
"Minnettarlığımı kafanda yumurta kırarak göstermek isterim."
"Aman tadımız kaçmasın Lila hanım."
Daha sonra birkaç gündür Selin ve Damla'nın yapmış olduğu gibi üzerime mutfak örtüsüne benzeyen askılı bir kıyafet giydim, açıkçası bunu giymiş olsam da eve girer girmez kıyafetlerimi değişecektim keza birazdan orada büyük bir kargaşa olacaktı.
Evin birkaç adım ötesinde bulunan kümese geldiğimde kapıyı açmadan önce son bir kez Damla ve Selin'e baktım. İkisi de gergin ifadelerle ne yapacağımı bekliyordu. Ben de gergin sayılırdım, tavukların hırçın olduklarını duymuştum -ortaokulda bir çocuk söylemişti- ve o günden beri onlara tedirgin yaklaşıyordum.
Kapıyı açtım ve eğilerek kümese girdim, girdiğim anda burnuma dolan tezek kokusu yüzümü buruşturmama sebep olsa da aldırış etmeyerek yerdeki yem kutusunu alarak birkaç adım uzağa serpiştirdim. Tavuklar yem gördükleri anda garip sesler çıkararak birbirlerini eziyorlardı, bu görüntü oldukça gülünçtü.
Sağdaki tavuklar bana Barlas ve Yusuf'u hatırlatmıştı, bir anlığına duraksayıp o tarafa yem atmayı kestim fakat sonradan ruh sağlığımın bozulduğunu düşünüp tavuklara yem atmaya devam ettim.
Tavuklar yemleriyle oyalanıyordu ve bu yumurta elde etmem için bir fırsattı, Ayla teyzenin tarif ettiği yere gittim ve iki köşeyi kaplamış olan yuvalıklara uzandım fakat sorun koca bir tavuğun orada oturuyor olmasıydı.
"Geh bili bili." Tavuğun ısrarlı çağırışlarıma rağmen hala orada oturuyor olması sinir bozucuydu fakat tavuk saldırısına uğramak istemediğimden dolayı üstte duran yumurtalıklardan beş tanesini alabilmiştim. Şimdi yapmam gereken şey yumurtaları kırmadan bu kümesten çıkmaktı.
Tavukların olduğu yerlerden dikkatle geçerek son kez anne edasıyla onlara baktım ve kümesten çıktım, artık burnuma dolan tezek kokusundan kurtulduğum için mutlu hissediyordum ve bu hafta yumurta toplama işinden zararsız çıkan tek kişi bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Truth or Dare? || turtle
Teen FictionLila: Bir çoğu özgüvensiz, arkadaşları olmayan aptallarxd kaplumbağa: ya sen? Lila: Ben ne? kaplumbağa: arkadaşlarının kaçı en sevdiğin rengi biliyor kaplumbağa: kaçı sırf indirimde olduğu için koşa koşa aldığın çantayı kaçırmamandaki mutluluğu gizl...