“Bu Gün anneni aradın mı?” derken elindeki meyve suyunu karısının önüne bıraktı. Kendi de sodası ile karşıya geçip oturdu.
Günlerden pazardı. Normalde her gününü otelde geçirirken bu sefer evdeydi. Bundan sonrada acil bir konu olmadığı müddetçe öyle olacaktı.
Gül Nihal elindeki kitabı yanına ters bir şekilde bıraktı. “Teşekkürler.” Diyerek meyve suyunu aldı. “Dün aradığım için bu gün aramadım. Neden?”
“Elif anne ile konuşmak istiyorum.”
“Telefonundan neden aramıyorsun o zaman?”
Aslan burun kıvırdı. “Çünkü sevgili dadım telefonu yüzüme kapadı.”
Kendisini tutamadı ve güldü. Kocasının kaşlarını çatması bile kahkahasına engel olamadı. “Gerçekten mi?”
“Evet.” Sodayı bırakıp oturduğu koltuğun koluna dayandı dirseğiyle. Karısına da “Çok fazla arıyormuşum, kendisini hasta hissetmesine neden oluyormuşum durmadan nasılsın diye sorunca, biraz da kendimle seninle ilgilenmeliymişim ve “ diyerek baktı karısına yine “…telefonlarımı açmamaya karar vermiş. Ancak onun canı isterse beni arayıp konuşacakmış.”
Gül Nihal gülmeyi bıraktı. “Biraz sıkıyorsun sanırım.”
“Ameliyat olan ben değilim o ve iki gündür evde değil.”
Kocasının dadısına duyduğu sevgiye, bağlılığa hayrandı. Her ne kadar bazen fazla sıkboğaz yapsa da bu konuda çok tatlıydı. Aynı bir annenin çocuğunun üstüne düşmesi gibi ilgiliydi. İkizler doğunca nasıl bir baba olacağını merakla bekliyordu. “Annemle teyzemin yanında rahat edecektir. Annem ameliyat ile ilgili ya da ilaçları ile ilgili her şeyi biliyor ama karşındaki bir çocukta değil Aslan bunun farkındasın değil mi?”
Elif Hanım iki gün önce Gül Nihal’ in annesinin yanında biraz gezmeye karar vermişti. Genç kadının annesi kız kardeşinin yanına gidip bir hafta orada kalacaktı. Kendisi de dul bir kadındı ve çocukları yoktu. Ablasının ziyaretleri ya da onun gelip biraz gezmesi ile yalnızlıktan kurtuluyordu. Annesine de iyi geliyordu bu babasının ölümünde sonra kendi yaşıtıyla olması. Bu sefer üç olgun kadın bir araya gelmişti. Annesi yeni arkadaş edindiği Elif Hanımı da davet etmişti. Kız kardeşi de telefonda ısrar edince Elif Hanım da gitmeye karar vermiş ve işte iki gündür yokluğu genç adamı deliye döndürmüştü. Tüm kontroller çok iyi çıkmış olmasına rağmen kocası hala dadısı için endişeliydi. Aynı korkuyu yaşamaktan ölesiye korkuyordu.
Aslan “Tabi ki çocuk değil.” Dedi “Ama bu onu merak etmeme engel değil.”
“Seni anlıyorum Aslan çünkü ben de annemi sık sık arayıp kontrol ediyorum. Merak etme Elif teyze ile ben konuşur sana durumunu anlatırım.”
“Kendisine benim gibi anne diyebileceğini söylemişti.” Dedi Aslan.
“Biliyorum ve onu annem gibi seviyorum zaten ama Elif Teyze demem daha uygun.”
“Neden?”
Boşalan bardağını masaya geri bıraktı Gül Nihal ve kocasına anlayışla, sevgiyle baktı. “O senin için özel Aslan ve öyle kalmalı. Sen de bana senin için sorun olmayacağını söylemiştin ama ben teyze demekte ısrarcıyım. Bazı şeyler özel kalmalıdır, senin için ise dadın çok kıymetli. Ben bunun böyle kalmasını istiyorum.”
Aslan yerinden kalkıp karısının yanına geçip oturdu. Ona baktı. “Senin gibi bir melakeyi kesinlikle hak etmiyorum ama yine de seni bırakmaya da niyetim yok.” Karısının pürüzsüz yanağını okşadı, gözlerine baktı. “Ama sen ve çocuklarımızda benim için özelsiniz Gül. Bu konuda hala bir tereddüt yok içinde değil mi?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL'ÜN SÜRPRİZİ
RomanceTek bir sevgiyi bilen bir adamın Ve ona aşık olan kadının İlmek ilmek sabırla, sevgiyle örülen aşkı.