Aslan Karabey sabahın altısında kendi otelinin kendisine ait son katındaki geniş yatak odasında uyandı ve üzerine spor yapabileceği bir kıyafet giyerek otelin spor salonuna gitti. Aslan otuz beş yaşında ve kesinlikle yaşının hakkını vermeyen daha genç gösteren dipçik gibi bir adamdı. Genç adam bir seksen beş hatta bir doksana yakın görünen boyu ve hafif koyulaşmaya başlamış ama kesinlikle doğal olan sarı gür saçları ile dikkat çekiyordu. Hele ki sarı saçlarına açık renk tenine uyan deniz yeşili gözler söz söylenmeyecek kadar çekici bir hava katıyordu genç adama. İnsanın o yeşilliğin içinde doyasıya kendini kaptırası geliyordu. Boyuna tam olarak orantılı kilo ve kollarındaki ağırlık kaldırmaktan ve ayrıca aldığı dövüş derslerinden elde ettiği kaslar.
Keskin, araştıran ve bazı zamanlarda kesinlikle korku yayan bakışları vardı genç adamın. Gözlerinin üzerinde de çoğu genç kadınları kıskandıracak derecede uzun kirpikler ve düzgün açık renk kaşlar. Orantılı, çekici ve kemikli bir yüz yapısına sahipti genç adam ve yüzündeki otoritenin de havası başkaydı. Dudakları ne kalın ne de inceydi. Ama genç kadınların o dudakların kendilerini öpmesi için nasıl çabaladığı ve elde edemeyenlerin ise hayallerine girdiği daha başka bir gerçekti.
Kıbrıs’ ta bir kumarhanesi ve üç farklı yerde de beş yıldızlı otelleri olan Aslan Karabey’ in kadınların göz bebeği olduğu anlaşılıyordu ilk anda. Gerçekte ise öyle değildi çünkü genç adam iki yıldır evliydi. Kendisi gibi zengin bir ailenin kızını eş olarak seçmişti genç adam ya da ailesi seçti de denebilirdi. Sonuçta önemli olan evli olduğuydu.
Karısı olan Eda Yıldız Karabey de zengin ve başarılı bir ailenin üyesiydi. Ve iki zengin ailenin büyükleri tarafından evlenmelerine karar verilince iki genç de hayır dememiş ve böylece iki aile birleşmişti. Genç kızın babası Aslan’ın babasının yakın bir arkadaşı ve iş ortağıydı. İş birlikteliğin sonunda aile birlikteliği de böylece sağlanmıştı. İş birlikteliği yetmemişti sanki de arya çocukları da sokarak daha da kalıcı bir bağ kurmak akıllarına gelmişti.
Eda biraz avare büyümüş, sosyal ve alımlı bir kadındı. Kapkaranlık saçları ve uzun boyu ile genç adamın yanında tam Aslan’ ın dengi gibi duruyordu. Ama düşünce, duygu bakımından kesinlikle zıttılar. Eda ne kadar sosyal, partileri seven bir kadınsa Aslan ise bu tür davetlerden tiksinen ve mecbur kalmadıkça katılmayan bir adamdı. Genç adam ne kadar sertse genç kadın o kadar naifti.
Aslan hiç karısından şikayet etmemişti çünkü karısı buna izin vermemişti. Şımarık, istediğinin hemen olmasını isteyen bir kişi de olsa bir gerçek vardı ki kocasını da hiçbir konuda ezip geçmemiş, onu müşkül durumlara sokmamıştı. Çünkü genç kadın kısa bir zaman içinde kocasına aşık olmuştu ve genç adamdan sadece sevgi istemişti. Her fırsatta sadece aşk itirafı beklemiş, elinden geldiğince de genç adama aşkını itiraf etmişti.
Aslan ise karısına kalbi hariç her şeyi vermişti. Ama sevmeyi bilmeyen, duygulardan pek anlamayan genç adam kalbini karısına açmamış, onun çabalarını her zaman geri çevirmişti. Ama genç kadını her zaman için önemsemiş, sadık kalmış, istediklerini yapmış ve yapmasına göz yummuştu. Belki de böylece kalbini genç kadına açmadığı için kendince kefaretini ödemişti.
Aslan sevgiyi, ilgiyi bilmiyordu. Annesi olan Sümbül Karabey sosyal davetlerden geri kalmayan her zaman bir işi olan ve kesinlikle doğurduğu oğlunun bakımını yapacak ona şefkat gösterecek bir kadın değildi. Arkadaşları öncelikli ve moda ilk sıradaydı. Yanında gezdirdiği fino köpeği bile oğlundan daha fazla Sümbül Hanım ile zaman geçirmiş, ilgisini üzerine toplamıştı.
Babası olan iş adamı Orhan Karabey ise evde olduğu zamanlarda oğlunun halini hatırını soran ve sonra yeniden işlerine gömülen bir iş kolikti. Şirketi, yapılan ihaleler en öncelikliydi. Sonra karısı ve sıra gelirse de oğlu gelirdi. Fakirlikten gelmiş ve kurduğu şirketi imparatorluk haline getirmeye çalışmak ile ömrünü geçirmişti Orhan Bey de. Elde etmişti de. İş piyasasında önemli, saygın güçlü bir yer edinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL'ÜN SÜRPRİZİ
RomanceTek bir sevgiyi bilen bir adamın Ve ona aşık olan kadının İlmek ilmek sabırla, sevgiyle örülen aşkı.