GÜL'ÜN SÜRPRİZİ - 31

37.1K 1.4K 5
                                    

Sümbül Hanım gelininin yaptığına anlam veremiyordu. Akşam yemeğini dışarıda yemek istediklerini söylemişti oğlu ile gelini ama restorana gidip yemek yiyeceklerine göre bu hazırlık niyeydi. Hadi güzeller güzeli gelinin kocası için daha da alımlı olmaya çalışması tamamdı da ya kendisi. Neden kendisine de bunları yaptırıyordu?

Güzellik merkezinden randevu alınmış, o zamana kadar da yeni elbise arayışına geçilmişti. Evdeki dar kıyafetlerin karnını sıkmaya başladığını söylemişti Gül Nihal. Hem birkaç parça günlük kıyafete hem de akşam için giyilebilecek güzel bir elbiseye bakıldı. Kendisi için aldıklarını arabaya yerleştirir yerleştirmez kendisine dönmüştü gelini.

“Size de güzel bir elbise bakalım.”

“Ne gerek var Gül Nihal? Benim bavulumda elbiselerim var.”

“Ama değişik, yeni olması morelinize de iyi gelecek.” Kaynanasının koluna girdiği gibi başka bir mağazaya yöneldi. “Alışveriş kadınlar için en iyi sakinleştirici demiyorlar mı?”

Sümbül Hanım gelini tarafından çekiştirilmeye pek ses çıkarmadan yürüyordu. “Sen insan yanındaysan pek de sakinleştirici gerekmez canım.”

“Aslan da böyle söylüyor.”

“Eh akıllı oğlum tabi ki karısının marifetlerini hemen çözmesi normal.”

Gül Nihal hararetle anlatıyordu. “Şimdi bir elbise alalım sonra da saçlarımıza fön çektiririz. Makyajı da profesyonellere bırakırız çünkü bu konuda pek iyi değilim. Sadece parlatıcı ya da ruj sürer bütün günü geçiririm ben.”

Gelininin neşeli konuşmaları çok tatlıydı. Oğlu için seviniyordu. Tam onun için ideal eşti. Birbirlerini dengelemek için yaratılmışlardı sanki. Eda böyle değildi. Onunla da iyi anlaşırdı belki ama şimdiki gelini gibi hiç olmamışlardı. O daha çok marka takıntısı olan, başkasında olmayanları alarak gösteriş yapmak isteyen tam bir sosyete prensesiydi. Yüreğinde kötülük yoktu ama yaşadığı ortamda kaynaklı bazı alışkanlıkları vardı. Gül Nihal ise sadeydi. Onun için önemli olan kendisine yakıştırdığını seçmekti. Markası ya da kaç kişide olduğu değildi.

Ve sonunda mağazaya girildi.  Sümbül Hanım ne kadar olmaz dese de sonunda gelinini kıramayıp beyaz, uzun, önünde taşlı işlemeler olan şık bir elbise aldı. Elbiseyi üzerine denemek için geçirdiği an son kez giydiği beyaz elbisesi aklına geldi.kocası ile tanıştığı o gece de beyazlar içindeydi bir daha da giymemişti beyaz renkten herhangi bir elbiseyi.

Gül Nihal kocası telefonda babası ile konuşmasını anlatınca böyle bir kandırmacanın iyi olacağına kanaat getirmiş kocası da onaylayınca hemen işe koyulmuştu. Beyaz elbisenin de önemli ayrıntı olacağına inanıyordu. Şimdi bir de saçlar vardı. Onları da topuz haline getirtebilirse tam olacaktı.

“Saçlarınızı boyatmayı düşünüyor musunuz?” ama cevap vermesini beklemeden kaynanasına alıcı gözle baktı. “Bence harika olur. Saçlarınız çok güzel ama sarı saçlarınızın arasındaki beyazları kapatırsak çok güzel olur. Kendi saçınızın sarısından.”

Sümbül Hanım “Kızım iyi misin sen?” diyerek gelinine baktı.

“Çok iyiyim.” Diyen Gül Nihal hemen “Ben saçımı boyatamam. Hamileyken annem saçların kesilmesini bile uygun bulmaz ben de istemiyorum. “ karnını okşadı. “Ama siz yapabilirsiniz. Ben de kendim de yapmış gibi hissederim.”

“Gül …….

“Lütfen.” Yine başlamıştı genç kadın oyununa. “Her gün şişmanlıyorum. Doğuma kadar ne kadar olacağımı ise Allah bilir. Aslan bir gün gelecek bana sarılmayı bile istemeyecek belki de.” Sesi incelmişti.

GÜL'ÜN  SÜRPRİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin