Gece birde karısının tuvalete gitmesine yardım etmiş yine buz torbaları ile can acısını gidermeye çalışıyordu. Kucağında taşımıştı ama yine de en fazla hasarı alan ayağı ağrısı ile ızdırap vermeye başlamıştı. Ağrı biraz hafifleyince zar zor uykuya dalmışken karısı şimdi yine uyanık acılı yatıyordu.
“Daha iyi misin?”
“Nasıl olmam? Ne kadar buz varsa ayaklarımı onların içine hapsettin.”
“O zaman kendini hazırla, buzları çekip kremlerden süreceğim.”
“Tamam.” Dişlerini sıkarak acının çoğalmasını bekledi.
Yine bastırmadan kremleri şişliklerin üzerine yaydı. Üzerine ince bir havluyu da sardıktan sonra buzları kullanmaya başladı.
Rahatlayınca “Şişman olmanın zararları.” Dedi Gül Nihal. “Bir anda koca cüssenin altında kalan ayak böyle olur.”
“Sen şişko değilsin.” Yatağa süzüldü, karısının başını omzuna yasladı. “Üç canlısın.”
“Üçümüz bir olup ayağı kırmadığıma şükretmeliyim.”
“Bebeklere zarar vermeyecek kadar hafif ağrı kesiciler sormalıydık doktora.” Dedi Aslan. “Sen hemen hap istemiyorum dedin.”
“Çünkü istemiyorum.”
Aslan karısına şefkatle baktı. “Canın acıyor.”
“Evet, ama sonunda geçecek. Bebeklerimi bunun için tehlikeye atamam.” Başını kaldırdı. “Sen uyu Aslan, ben daha uyuyamam.”
Kolunu çekti iki yastığı karısının başının altına yerleştirdi. Kendisi de yan dönüp tek dirseği üzerinde “Seninle sabahlamak harika olacak.” Dedi.
“Yapma Aslan, yarın işe gitmen gerekecek.”
“Patron benim karıcığım, kendime izin verdim.” Yüzündeki tebessüm soldu. “Canım yanıyor.” Dedi. “Senin acıyla dudaklarını ısırdığın, dişlerini sıktığın her an benim de canım acıyor.”
“Üzgünüm ben….”
“Üzülme. Ben seninle hissedebildiğim için mutluyum ama keşke bu senin canının acısı olmasaydı. Elimden bir şey gelmemesi sinirlerimi bozuyor. Bazen acıdan gözlerin yaşarıyor o zaman keşke hamile olmasaydın, bebeklerimiz çoktan doğmuş olsaydı da bu ızdırabı çekmeseydin diyorum.”
Ayaklarını oynatmadan çok az bedenini kocasına çevirdi. “Sen varken, bebeklerimiz varken canımın acısı asla işkence gelmez bana. Gelmiyor. Canım acıyor, bazen sızlıyor ama sen bana bakınca, bebeklerimiz bana destek olmak ister gibi hareket edip varlıklarını belli edince sızım bitiyor.” Elini sevdiğinin yanağına götürdü. “Bana inan.”
Yanağındaki eli kendi eli ile kapladı. “Seni yerde gördüğüm anı asla unutamam. Ölüyorum sandım. Öylece hareketsiz yatıyordun, yüzünü göremedim. Seni kaybedeceğimin korkusu ile dizlerim tutmaz oldu. Nasıl yürüyüp sana geldim bilmiyorum.” Gözlerini kapadı.
“Hayır, aç gözlerini Aslan.” Başını kaldırıp dudakları ile kocasının dudaklarına sadece dokundu. “Ben yanındayım. O anı düşünme. Yanındayım.”
Açtı gözlerini. “Bu kadar keskin hissetmemiştim duygularımı. O kadar yoğunlar ki baş edemiyorum.”
İnançla “Sen baş edemezsem birlikte ederiz. Sen ya da ben değiliz artık, biziz.” Derken Gül Nihal çok rahattı kendinden emin olmanın gücü ile.
“Biz.” Karısını öptü sonra yatmasını sağladı. “Uyumaya çalışmalısın. Ben de seni meşgul ediyorum.”
Gülerek “Meşgalem sen olacaksan her zaman varım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL'ÜN SÜRPRİZİ
RomanceTek bir sevgiyi bilen bir adamın Ve ona aşık olan kadının İlmek ilmek sabırla, sevgiyle örülen aşkı.