-Darw, bunu görmek isteyeceksin!-Ne oluyor ?
-Şu mesaja bak.
Kısık gözlerle mesaja baktı.
-İlginç. Cevap verecek misin ?
-Neden görüşme talep ediyor anlamadım. Niyeti kötü bile olsa, ağzından alacağım ufak bir bilgi gayette işimize gelir.
Sırıttı.
-Küçük bir şeytana dönüşüyorsun. Ama bunu sevdim.
Sevimlice gülümseyip. Önümdeki kahvaltılığı yemeye devam ettim.
Çakma ragnar kılıklı bir herif olduğu gerçeğini yüreğimin derinliklerinde saklıyor olsamda, bunu yüzüne vurmayı bir süre önce kesmiştim. İşin açığı, beni tenhada sıkıştırmıştı.
Bende bu yaptığının tam olarak viking atalarının kanından gelen bir dürtü olduğunu idda etmiştim. O ise bunu söylemeyi kesmezsem, beni onlarla arasındaki kan bağlarıyla boğup öldüreceğini ileri sürmüştü.
Dehşetle çırpınıp ellerinden sıyrılmış, yakalayamayacağı bir uzaklıkta durunca, aslında hiç de korkutucu olmadığını, ragnarın onu görse utanacağını açık yüreklilikle dile getirmiş, ardından koşa koşa evime gitmiştim.
Ertesi gün, elinde dişli bir baltayla karşıma çıktığında Korkudan bayılacak gibi olmuştum. Rengimin attığını, kabaca belirtmişti. Ben ise yanıldığını, bedenimi terk eden ruhumu çıplak gözle gördüğümü itiraf etmiştim. Hayvan gibi kahkaha atmıştı. Ardından baltasını bir kenara bırakmıştı ki bu kalp sağlığım açısından bakılınca yapıcı özellik taşıyan bir adımdı.
Ve beni kucağına almıştı. Çılgın herif! Hayatım boyunca belkide en çok güldüğüm gündü. Minnetle karşımda kahvaltı yapan adama baktım.Darw kardeşleri ile görüşeceğini bunun biraz uzun sürebileceğini söylediğinde her zaman olduğu gibi dehşetlenen bir ifadeyle yüzüne baktım. Kardeşleri ile uzun yıllar önce iletişimi kesmişti. Benim için yapacaktı. Onlar kimdi, ne denli güçlü insanlardı bilmiyordum. Tek bildiğim benim için yaptıkları boyumu aşacaktı. Ve mahcubiyetimde boğulacaktım. Saçlarımı karıştırıp evden çıktığında bende arkasından hazırlanıp süpriz buluşmaya hazırlanmaya odama çıktım.
Siyah bir pantolon ve tişört giyip evden ayrıldım. Ona gelmesi gereken adresi sms olarak gönderdim. Buluşma saatinden yirmi bir dakika önce vardım lakin İşin ilginç yanı o da gelmişti. Bu kız beni iyice meraklandırıyordu. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilemezdim, fakat tahmin edilebilirdi. Ondan hoşlanmadığım açıktı. Elbette bir suçu yoktu, fakat sevdiğim adamla nişanşanlanmıştı ve ben de insan oluşumun verdiği zayıflıktan ötürü nefsimin kurbanı olarak ona iyi niyet besleyemiyordum. Bu beni kötü bir insan yapar mıydı, sahip olmadığım bir ruhu kıskanmam doğru muydu, değildi.
Karşısına geçtiğimde güzel yüzünde sempatik bir gülüş peydahlandı. Samimiyetten uzak, zoraki bir karşılık verdim. Fazla saf bir güzelliği vardı. Ve bu beni gerçeklerle yüzleştiren acı bir detaydı. Çünkü ben düz bir adam olsaydım, duruya aşık olurdum. Belki ateşte olurdu. Zoraki gülüşümün yerini acı bir gülüş aldığında dişlerimi sıkarak âna odaklanmaya çalıştım.
-Geldiğin için teşekkür ederim. Tahmin ediyorsundur lakin, yinede tanıştırayım kendimi. Duru ben.
Uzattığı eli sıktım.
-Deniz.
-Deniz. Nişanlımın kıymetli mücevheri..
-Ne söylemeye çalıştığını açıkça ifade edersen daha sağlıklı bir iletişim kurabiliriz. Aksi taktirde, kabalık olmasını göz ardı ederek,derhal işime döneceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzak Dur [bxb]
General Fiction🏳️🌈 -Uzun süreli bir savaş olacak. Hatta bazen kan akıtacağız. Ellerin kirlenecek belki. Ama kazanacaksın nihayetinde. Tek bir şeyi unutma. Düşmanın sandığın ben, aslında başından beri senin yanında durmuş olacağım.