Bu bölüm, bütün bölümleri yayınlamadan önce taslağını inceleyen, benim çok değerli ablam YldzAlkan'a iyi ki benim ablamsın.
Seni seviyorum.
****Dün intihar etmek için hazırlanırken şimdi hayatımda hiç hissetmediğim bir huzur ve heyecanla uçağa biniyorum.
Odama gelenin gerçekten bir insan olup olmadığını anlayabilmek için kayıtta bıraktığım kameranın bana dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini düşünmemiştim hiç.
Saat 4 odama siyahlar içinde zayıf uzun bir adam silüeti giriyor.
Daha önceden de geldiğinden karanlık odada rahatça ilerliyor. Ayaklarımın ucunda durup izliyor beni. Neredeyse kırk beş dakika.Ardından darwa yazdığım deftere ilerliyor. Küçük ışığı yakıyor ve yüzü iyice açığa çıkıyor. Daha önce ki sayfaları okumuş olduğundan mı, yoksa yalnızca son satırları görmek istediğinden mi bilmiyorum.
En son yazdığım kısmı okuyor yalnızca.
Bitirince cebinden bir kağıt çıkartıp koyuyor son sayfaların arasına.
Ardından, defteri özenle kapatıp cildinden öpüyor. Titreyen ellerle tekrar yerine bırakıyor defteri. Ve yanına da kurabiye dolu bir kap koyuyor. Kabın üzerine de bir zarf bırakıyor.Ağlıyor sonra. Ellerini yüzüne bastırıyor. Parmaklarını ısırıyor ses çıkartmamak için. Bir süre kalkamıyor masadan. Nihayet ayaklanıyor.
Boynunu yana eğerek izliyor beni. Yanıma kıvrılıyor sonra. Tam iki saat uzanıyor öylece.Gün doğuyor. Perdelerden ışık sızıyor. Dikkatle uzanıp öpüyor saçlarımdan. Uzaklaşıyor sonra, kalkıyor yataktan kapıya yöneliyor.
Kapıyı açıp duraksıyor. Yüzünü çeviriyor. Göz yaşlarıyla ıslanmış yüzünü. Elinin tersiyle yüzünü siliyor. Tam tur çeviriyor bedenini. Titreyen omuzlarından anlıyorum kendini tutamayıp ağlamaya devam ettiğini. Ve gülümsüyor ağlarken. Kısa bir an daha izliyor beni. Ardından çıkıp gidiyor.
***
Defterimin arasına bıraktığı kağıdı merak ettim elbette kayıtları izledikten sonra.
Hollanda'ya gidecek tek yön bir uçak bileti.Yanıma cüzdanım ve telefonum dışında hiç bir şey almadan çıktım evden. Zar zor yetiştiğim uçağa nihayet binip kemerimi bağladığımda bunun bir rüya olmadığına emin olmak için kolumu sıkıp acıyı hissettikten sonra gülümsedim.
Benden ağır aksak, topallayarak, kanayarak giden adama gidiyordum işte. 2728 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 4 saat 8 dakika sonunda bitirdim.***
Denis..
Günü, saati, zamanı mühim değil. Nerede olursam olayım, saat kaç olursa olsun, beni buradan al dediğin an gelip alacağım seni. Söz veriyorum.Gözlerime baktı. Titreyen ellerini sıfıra vurulmuş kafama uzattı. Dokunamadı. Yara içinde ki elime uzandı. Tutamadı. Ağladı. Ben sessiz kaldım. Yapacak bir şeyim yoktu. Gidiyordu.
Ayağa kalktı. Bir kaç adım atıp duraksadı.
Sen de söz ver, bir gün bana beni buradan al diyeceğine söz ver.
İlaçlardan uyuşmuş bedenime söz geçiremedim. Gitme diyecektim. Diyemedim. Pelte kıvamı almış bedenimden bir kere daha nefret ettim.
Lakin gözlerim dayanamadı içimdeki fırtınaya. Yüzümde hissettiğim ıslaklık iyileşmeye attığım ilk adımdı.Darw geri dönüp bakmadı. Her attığı adımda duraksadı. Ve en son Demir kapının arkasına geçti, gitti..
Darw hayatımdan giden son insan oldu. Ve ben yine geriye kalan kül oldum.
Ateşim söndü, küllerim savruldu, son zerrem ise tam o an yok oldu..***
Telefonumu çıkartıp numarasına dokundum. Arayıp konuşacak halim yoktu elim ayağım titriyordu heyecandan.
Konum attım yalnızca.
Ve içimden saymaya başladım.1..2..3..4..5..6..7..8.....97. Görüldü.
Çığlık atma raddesine gelen ağzımı tek elimle kapatıp ekrana bakmaya devam ettim.
Yazıyor..
Dudağımı ısırdım lütfen tanrım. Buraya kadar gelmişken, geri dönemeye gücüm kalmadı. Ben içimden dualar ederken, nihayet bildirim sesi geldi.
-Geliyorum.
Kararsızlık içinde etrafıma bakınmaya başladım. Hayatına devam etmiş olabilirdi, evlenmiş bile olabilirdi. Ben böyleydim işte, tek bir an katıksız mutluluk yaşayamıyordum. İhtimaller her daim beynimi kemiriyordu. Yarım saatten fazla öylece dikildim. Zaten hafif deli bir adamdım ve ihtimalleri hesaplamak şimdi düşmüştü aklıma.
Sahi sevmiyorsa artık beni ? Uzak duracaksa benden.. ya ben...
-Denis !
İşittiğim sesin bedenimde derinden bir titreme yaratmasından sebep arkamı dönemedim. Bir kaç saniye sonra omuzuma konan bir el beni kendine çevirdi.
Yüzünü görmeye fırsat bulamadan sert gövdesine yasladı beni.-Geldin.. bana geldin.. geldin..
Titreyen ellerimi sırtına yerleştirip sıkıca sarıldım bende. İyileşmem için tek gerekli olan şeyin ona sarılıp ağlamak olduğunu bilememiştim. Lakin öylece teslim olmuş ağlayarak kavuşmuşken geri kalan her şey önemini yitirmişti.
Yüzünü görmek için yanıp tutuşuyordum. Gövdesinden ayrılmakta istemiyordum. Hayatımın en güzel ikilemini yaşıyordum.
-Darw..
Çok hafif uzaklaşıp dünya gözüyle tekrar görme ihtimalimin olduğunu düşünmediğim suretini sergiledi. Ömrümde böyle nutkum tutulmamıştı benim. Ellerimi yüzüne yerleştirdiğimde hıçkırmamak için ikimiz de kendimizi zor tutuyorduk.
-Denis..
Dudaklarını öptüm. Adımı zikredip beynimi iyileştiren dudaklarından öptüm. Nerede olduğumuz, insanların ne düşüneceği, bir kaç saniye sonra ne olacağını düşünmedim.
Artık darw yanımdaydı. Canımın yanmasına izin vermeyeceğine emin olarak ateşli bir öpüşmenin ortasına attım kendimi.
Deniz ölmüştü. Türkiye'de bulunmuştu cesedi, yıkanmış, ve yalnızca imamın katıldığı bir cenaze töreniyle defnedilmişti.
Denis olarak doğdu tekrar. Hollanda'da mutlu bir adam olarak doğup, son nefesine kadar mutlu yaşayacak bir adam olarak.
Darw, beni elimden tutup yeni hayatıma doğru yürütmeye başladığında yeni yürüyen bir bebek kadar kararsızdı adımlarım. Yürümeyi dahi en başından öğrenecektim burada.
*****
Uzun zaman oldu,Hala bekleyeniniz var mı bilmiyorum, lakin varsa affına sığınarak mafyadan uzak dur kurgusunu sona erdiriyorum.
Hayatımın tam olarak büyümekten yetişkinliğe evrilen noktasındayım. Ve bu kurgu o noktaya denk geldi. Keşke çok daha iyi bir iş çıkartabilseydim. Lakin elimden gelen buydu arkadaşlar.
Değerli vaktini yazdıklarıma ayıran, her bir okuyucuma,
Sonsuz Saygı Ve Sevgilerimle..
Sağlıklı ve Mutlu kalmanızı dilerim
Hoşçakalın.
Güneş A..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzak Dur [bxb]
General Fiction🏳️🌈 -Uzun süreli bir savaş olacak. Hatta bazen kan akıtacağız. Ellerin kirlenecek belki. Ama kazanacaksın nihayetinde. Tek bir şeyi unutma. Düşmanın sandığın ben, aslında başından beri senin yanında durmuş olacağım.