Otuz üç

3.6K 236 73
                                    

Ağlayamıyorum artık. Durum bu denli vahim. Aksine doktorum iyileştiğimi düşünmeye başladı. Oysa yalnızca düşündüklerimi dile getirmeyi bıraktım. Tertemiz delirdim ben, bunun geri dönüşü yok.

Eve gitmek için izin istedim. Dün gece evimde kaldım. Bu sabah yine geldim hastaneye. Erken bir saatte çıkıp doktoru beklemeden yürüyerek geldim. Üzerimde ateşin bir hırkası vardı ve senin atkın. Bu yaptığım haksızlık değil mi? Seni sevdiğimi söylüyorum lakin Ateş için öldüreceğim kendimi.

Sen benim sevdiğim ikinci adamdın darw. Ateş benim yürek sancımdı, gözümden sakınırdım, gönlüme yakıştıramazdım, kendime yakıştıramazdım. Ateşin Adını hala sesli bir şekilde dile getiremiyorum. Tedavi bazı noktalarda kilitlendi doktora göre. Zamanla aşacağımı düşünüyor. Bense aşamadığım o noktalara birer halat dolayıp boynuma asmayı düşünüyorum. Farklı noktalarda geziniyoruz.

Bir kaç saate görüşmem var, heyet artık taburcu olabileceğimi söyledi. Yakında bitecek bunca eziyet. Bir uçuruma yürümek için bu kadar zaman beklemem saçma geliyor değil mi? Madem sonu intihar olacaktı, neden dün gece yapmadım.. ateşin hediye ettiği silahı defalarca başıma dayadım. Eşitlemek istedim şartları. Ölümümde payı olsun istedim, lakin yapmadım.

Hastanenin terası tam intihar için hazırlanmış, masmavi gökyüzünün altında, cehennem ateşinin üzerinde dururken aşağı süzülmek düşüncesi yüreğimde karıncalar yürütüyor. Ama hayır, ben öyle onurlu bir hayat sürmedim. Ateşin silahını hak etmiyorum, mavilerden süzülemem.

Kendi çöplüğüme gideceğim. Sizin ömrünüze bulaşmadan önce boğulduğum bataklığa gideceğim. Ve hak ettiğimi ordan alacağım.

Merak ediyorum, öğrenemeyecek olsam da gökyüzüne fısıldarsın, belki duyabilecek bir yerde olurum.

"Sen gittiğin yerde iyi misin ?
Ateşin bebeği babasına benziyor mu ?"

Ailesinden kalanlar bebeğine yetecek mi? Eğer gücüm olsaydı, kalan bütün ömrümü bebeğine adardım. Lakin gücüm yok. Bana siyah gözlerini dikip merakla yapacağım şeyi bekleyen bir ateşe dayanamam. Babasının ölümüne sebep olmuşken bebeğinin yüzüne bakamam. Duruya bakamam.

Bütün günahı ben üstleniyorum darw. Senin, ateşin.. her şeyin suçlusu benim. Tanrıdan son istediğim bu olacak. Af dilemeyeceğim. Ben cehenneme gideceğim. Üzerime iki çift göz dikecekler. Biri simsiyah, bütün güneşi içmiş, tüm beyazlara küfretmiş.. Diğeri gri. Bütün beyazlar ve siyahlar karışmış içine. Ne Aziz, ne günahkar. Ben yanarken izleyecek o gözler beni. Utancımdan feryad edemeyeceğim. O zaman eşitleneceğiz.

En büyük umudum, öldüğümde kimsesiz kalmamaktı. Diri diri gömüldüğüm gün onlara gidebilmeyi diledim.
Bir defa olsun annem saçlarımı okşasın istedim. Babam sarılsın istedim bana. Abimle beraber aileme yaslanayım. Bir an.. yalnızca bir an kimsesiz değil, şanslı hissetmek istedim. Sesini işitmek istedim ailemin. Yüzlerini görmek, şımarmak istedim. Olmadı. Olduramadım. Tek şansım onurlu bir yaşam sürmekti. Tanrıdan tek dileğim onlara kavuşmak olacaktı son nefesimi verirken. Ben şansımı kaybettim. Tek bir Dilek hakkım vardı sevgilim. Ben de sizin günahlarınızı sırtlandım.

Ateş mutlu olsun istedim, sen mutlu ol. Şefkatten yoksun büyümüş yürekleriniz cennetin sularında paklansın belki affedersiniz beni.

O günü unutmak için yanıp yanıp dirilmeye. Toprağa gömülmeye henüz nefes alırken bedenim razıyım. Babanın bombayı evinden alıp ateşe gittiği günü. Sen bir daha ihanet ateşine düşme diye, bir insanı ateşe verdiği günü.

Bütün hepsinin bir oyun olduğunu bilsem, belki ateşi kurtarabilirdik.. Hava karanlık bulutlarla kaplıydı, nefesim daraldı. Telefonun çaldığında zaten zar zor uyuduğun için ben açtım. Uyanma istedim, biraz rahatlasın bedenin. Oysa çığlığımla açtın gözlerini.

Uzak Dur [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin