On Dördüncü Bölüm

768 30 13
                                    

Stepan Arkadyeviç –devlet memuru olmayanların anlayamayacakları; ama devlet memuru herkesin çok iyi bildiği– en doğal, devlet hizmetinde çalışabilmek için en gerekli görevini yerine getirmek –bakanlığa kendini göstermek, varlığını anımsatmak için– Petersburg'a gidip bu görevi yerine getirmiş olmak için evdeki bütün parayı yanına alıp burada, yarışlarda, sayfiyelerde zamanını pek hoş, neşeyle geçirirken Doli, masrafları elden geldiğince kısmak amacıyla çocuklarla köye taşınmıştı. İlkbaharda korusunu sattıkları, Doli'nin drahomasında olan Yerguşovo köyüydü bu. Levin'in Pokrovski köyünden elli versta uzaktaydı.

Yerguşovo'daki eski, büyük konak çoktandır oturulamayacak durumdaydı. Daha prens zamanında avlu içindeki küçük ev onarılmış, büyütülmüştü. Küçük ev, bütün küçük evler gibi, iki yanı ağaçlıklı ana yola ve güneye yanını vermiş olmasına karşın, bundan yirmi yıl önce, Doli henüz çocukken iyi, oturulacak durumdaydı. Ama şimdi çok eskiydi. Her yanı çürümüştü. Stepan Arkadyeviç ilkbaharda koruyu satmaya gelirken Doli eve bakmasını, gereken yerlerinin onarılması için adamlarına emir vermesini söylemişti. Suçlu her koca gibi karısının gözünün içine bakan Stepan Arkadyeviç evi kendi dolaşmış, gerekli gördüğü şeylerin yapılması için emir vermişti. Bütün mobilyanın kumaş kaplanması, perdelerin takılması, bahçenin temizlenmesi, havuza küçük bir köprü yapılması, çiçek dikilmesiydi gerekli gördüğü şeyler. Ama eksiklikleri sonra Darya Aleksandrovna'ya çok sıkıntı çektiren önemli birçok şeyi unutmuştu.

Stepan Arkadyeviç iyi, kusursuz bir baba, bir koca olmaya çok çalışıyordu ya, bir karısı, çocukları olduğunu unutuyordu arada. Bekâr erkeklerde olan zevkler vardı onda. Bir bekâr erkek gibi düşünüyordu. Moskova'ya dönünce karısına gururla her şeyin hazır olduğunu, evin çok çok güzel olacağını, orada çok rahat edeceklerini bildirmişti. Karısının köye gitmesi Stepan Arkadyeviç için her bakımdan çok iyiydi: Hem çocuklar kır havası alacaklardı, hem masraflar azalacaktı, hem o daha serbest kalacaktı. Darya Aleksandrovna'ya gelince, yazlığa köye gitmeyi çocukların, özellikle kızıldan sonra kendini bir türlü toparlayamayan kızının sağlığı için zorunlu buluyordu. Hem böylece oduncuya, balıkçıya, ayakkabıcıya olan küçük borçların verdiği yüzkarasından, acılardan kurtulacaktı. Oraya gitmeyi ayrıca, doktorların kaplıcaya yolladığı, yaz ortasında dönecek kız kardeşi Kiti'yi köye, yanına alabileceği için istiyordu. Kiti kaplıcadan ona yolladığı mektuplarda yazı Doli'nin yanında, ikisi için de çocukluk anılarıyla dolu Yerguşovo'da geçirmeyi çok istediğini yazmıştı.

Köy yaşamı Doli'ye ilk başta çok ağır gelmişti. Çocukluğunda kalmıştı köyde. Köyün kentin dertlerinden bir kurtuluş yeri olduğu, orada yaşamın güzel olmasa bile (Doli kabul ederdi bunu) ucuz, rahat olduğu (her şey vardı orada, her şey ucuzdu, her istediği bulunurdu, çocuklar da temiz hava alırlardı) anısı kalmıştı içinde çocukluğunda. Ama şimdi köye hanımefendi olarak gelince işlerin hiç de sandığı gibi olmadığını anlamıştı.

Geldiklerinin devrisi günü bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Gece koridor da, çocukların yatak odası da aktı. Öyle ki, karyolaları konuk odasına taşımak zorunda kaldılar. Aşçı yoktu. Bakıcının söylediğine göre on inekten bazıları gebe, bazıları buzağılamış, bazılarıysa yaşlıydı. Bazıları da sütten kesilmişti. Süt de yağ da çocuklara bile yetmiyordu. Yumurta hiç yoktu. Tavuk bulmak olanaksızdı. Kocamış, sıska horozları kesip kızartıyorlardı, haşlıyorlardı. Yerleri yıkatmak için bir kadın bulamıyorlardı: Hepsi patates topluyordu. Arabayla gezemezlerdi, çünkü atlardan biri huysuzluk ediyordu. Yüzecek bir yer yoktu. Derenin kıyısı hem hayvan pisliğiyle kaplıydı, hem yoldan görünüyordu. Hayvanlar çitin kırık bir yerinden bahçeye girdiği için dolaşmaya bile çıkamıyorlardı. Korkunç bir öküz vardı, çocukları vurmasından korkuyorlardı. Elbiseleri koymak için dolap yoktu. Olanlar da ya kapanmıyor ya da yanlarından biri geçerken kapıları kendiliklerinden açılıyordu. Çömlek, küp yoktu. Çamaşırhanede tekne, hizmetçi bölümünde ütü tahtası bile yoktu.

Anna KareninaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin