Yirmi Dokuzuncu Bölüm

483 23 6
                                    

Kontes Lidiya İvanovna daha pek genç, heyecanlı bir kızken, zengin, iyi yürekli, neşeli, herkesin tanıdığı bir hovardayla evlendirilmişti. Evliliklerinin ikinci ayında bırakmıştı onu kocası. Onun heyecanlı sevgi ve şefkat gösterilerine yalnızca alayla hatta nefretle karşılık vermişti. Kontun iyi yürekliliğini bilen, heyecanlı Lidiya'da da herhangi bir kusur göremeyen tanıdıkları bu nefreti neye yoracaklarını şaşırmışlardı. Yasal yönden boşanmadan, o zamandan beri ayrı yaşıyorlardı. Karşılaştıkları zamanlar kocası ona karşı hep o, nedeni bilinmeyen, iğneli, alaycı tavrını takınırdı.

Kontes Lidiya İvanovna, kocasından çoktan soğumuş, o zamandan bu yana hep birilerini sevmişti. Aynı anda birkaç kişiyi –bunlar erkek de kadın da olabiliyorlardı– sevdiği oluyordu. Herhangi bir yanıyla sivrilmiş hemen herkese tutkundu. Çar ailesine akraba olan yeni bir prens ya da prensese âşık olurdu. Bir metropolite, bir piskoposa, bir papaza tutulmuş, bir gazeteciyi, üç Slav'ı, Komisarof'u, bir bakanı, bir doktoru, bir İngiliz misyonerini, Karenin'i sevmişti. Kâh güçlenen, kâh zayıflayan bu tutkuları yaygın, yoğun olan saray ve sosyete ilişkilerine engel olmazlardı. Ama uğradığı felaketten sonra Karenin'i kanadının altına alınca, onun rahatını sağlamak için evinin yönetimim yüklenince öteki tutkunluklarının gerçek olmadığını, şimdi yalnızca Karenin'e âşık olduğunu anlamıştı. Şimdi Karenin'e beslediği duygu eski duygularının tümünden güçlü görünüyordu ona. Duygusunu inceden inceye düşünüp onu eski duygularıyla karşılaştırdığında, Çar'ı ölümden kurtarmasaydı Komisarof''a âşık olmayacağını, Slav sorunu olmasaydı Ristiç, Kucitski'yi sevmeyeceğini; ama Karenin'i sırf onun gerçek kişiliği yüzünden, onun yüce gönüllülüğü, anlaşılmaz ruhu, çok hoşlandığı ince ses tonu, sözcükleri uzata uzata konuşması, yorgun bakışı, yaradılışı, şiş damarlı yumuşak, beyaz elleri yüzünden sevdiğini düşünüyordu. Karenin ile karşılaşmaktan hoşlanmıyordu yalnızca, onun üzerinde bıraktığı izlenimlerin belirtilerini yüzünde arıyordu. Onun hoşuna yalnızca yaptıklarıyla değil, her şeyiyle gitmek istiyordu. Şimdi Karenin için tuvaletiyle eskisinden daha çok ilgileniyordu. Kendi evli olmasaydı, Karenin de özgür bir insan olsaydı neler olabilirdi diye hayaller kurarken yakalıyordu kendisini. Aleksey Aleksandroviç odaya girince heyecandan kızarıyordu. Ondan hoş bir söz duyduğunda sevinçle gülümsemekten alamıyordu kendini.

Birkaç gündür büyük bir heyecan içindeydi Kontes Lidiya İvanovna, Anna ile Vronski'nin Petersburg'da olduklarını öğrenmişti. Aleksey Aleksandroviç'i Anna ile karşılaşmaktan korumak, bu korkunç kadının onunla aynı kentte olduğunu, onunla her an karşılaşabileceğini dostunun öğrenmesine engel olmak, onu bu acıdan kurtarmak gerekiyordu.

Lidiya İvanovna tanıdıkları aracılığıyla bu iğrenç insanların –Anna ile Vronski'den böyle söz ediyordu– niyetlerini günü gününe öğreniyor, sevgili dostunun gidip geldiği yerleri, onlarla karşılaşmayacak biçimde ayarlamaya çalışıyordu. Kontesin bilgi toplamasına yardımcı olan, onun aracılığıyla bir işletme hakkı almayı uman, Vronski'nin arkadaşlarından genç bir emir subayı Anna ile Vronski'nin işlerini bitirdiklerini, bir gün sonra gideceklerini haber vermişti. Lidiya İvanovna'nın içi yeni rahatlamıştı ki, devrisi sabah, elyazısını dehşetle tanıdığı bir pusula getirdiler ona. Anna Karenina'nın elyazısıydı bu. Zarf, samanlı gibi kalın kâğıttandı. Uzunca, sarı kâğıdın başında kocaman bir arma vardı. Nefis kokuyordu.

— Kim getirdi bunu?

— Otelden bir uşak.

Mektubu okumak için uzun süre oturamadı Kontes Lidiya İvanovna. Zaten astımlı olduğu için heyecanlanınca soluk almakta güçlük çekmeye başlamıştı. Heyecanı geçtikten, sakinleştikten sonra Fransızca yazılmış mektubu okudu.

"Madame la Comtesse, yüreğinizi dolduran Hıristiyanlık duyguları, size yazmak gibi bağışlanamaz bir cesaret vermiştir bana. Hissediyorum bunu. Oğlumdan ayrı olmanın mutsuzluğu içindeyim. Gitmeden önce onu bir kez görmeme izin vermeniz için yalvarıyorum. Kendimi size anımsattığım için bağışlayın beni. Aleksey Aleksandroviç'e değil de size başvurmamın nedeni, o yüce gönüllü insanı, ona varlığımı anımsatarak acı çektirmek istemememdir. Ona beslediğiniz dostluk duygularının beni anlamanıza yardım edeceği inancındayım. Seryoja'yı bana mı yollarsınız, yoksa kararlaştıracağınız uygun bir saatte ben mi eve geleyim? Ya da onu ne zaman, nerede görebileceğimi bildirir misiniz bana? Bu konuda karar verecek insanın yüce gönüllülüğünü bildiğim için olumsuz yanıt beklemiyorum. Oğlumu görmek isteğinin içimi nasıl yaktığını bilmediğiniz için bu yardımınızın bende yaratacağı minnettarlık duygusunun büyüklüğünü tahmin edemezsiniz.

Anna KareninaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin