Otuzuncu Bölüm

572 22 4
                                    

Vronski ile Anna, Petersburg'da en iyi otellerden birine inmişlerdi. Vronski alt katta ayrı bir daireye, Anna bebekle bebeğin sütannesi ve kendi oda hizmetçisiyle üst katta dört odalı büyük bir daireye yerleşmişlerdi.

Geldikleri gün ağabeyine gitti Vronski. Orada Moskova'dan işleri için gelmiş annesiyle karşılaştı. Annesi ile yengesi ortada bir şey yokmuş gibi karşıladılar onu. Yurtdışına geziyle ilgili sorular sordular, tanıdıkları üzerine konuştular... Ama Anna ile arasındaki ilişkiden bir sözcükle bile söz etmediler. Devrisi sabah ağabeyi geldi Vronski'ye. Anna'yı kendi sordu ona. Aleksey Vronski de ağabeyine açık açık, Karenina ile arasındaki bağa nikâh gözüyle baktığını, Anna'nın kocasından boşanmasını sağlayabileceğini umduğunu, o zaman onunla evleneceğini, o zamana kadar da onu karısı olarak kabul ettiğini, bunu annesine ve kendi karısına anlatmasını dilediğini söyledi.

— Sosyetenin bunu önemseyip önemsememesi umurumda değil, diye ekledi. Ama akrabalarım benimle akrabalık ilişkilerini sürdürmek istiyorlarsa, karımla da akrabalık ilişkisi kurmalıdırlar.

Küçük kardeşinin düşüncelerine her zaman saygı duymuştu ağabeyi. Sosyete bu konuda kararını vermeden, kardeşinin haklı mı haksız mı olduğu konusunda düşüncesini söylemiyordu. Kendisi için bir sakınca söz konusu değildi. Aleksey ile birlikte Anna'yı görmeye üst kata çıktı.

Vronski ağabeyinin yanında da, herkesin yanında olduğu gibi siz diyordu Anna'ya. Ona yakın bir tanıdık gibi davranıyordu. Ama ağabeyinin her şeyi bildiğini, kardeşinin ona Anna ile birlikte yaşadığını söylediğini çıtlatmıştı Anna'ya.

Sosyeteyi çok iyi tanımasına karşın, içinde bulunduğu yeni durum yüzünden tuhaf bir yanılgı içindeydi Vronski. Görünüşte, sosyetenin Anna ile ona kapalı olduğunu anlaması gerekirdi. Ama şimdi bulanık birtakım düşünceler doğmuştu kafasında. Bunun eskiden böyle olduğunu, şimdi ise, toplum böylesine hızlı ilerlemişken (kendi de farkına varmadan, her çeşit ilerlemenin savunucusu olmuştu şimdi) sosyetenin dünya görüşünün de değişmiş olması gerektiğini, sosyeteye kabul edilip edilmeyecekleri sorununun henüz karara bağlanmadığını düşünüyordu. "Saray sosyetesi elbette kabul etmeyecektir Anna'yı," diye geçiriyordu içinden. "Ama yakınları, tanıdıkları gerektiği gibi anlayabilirler onu, anlamak zorundadırlar."

Oturuş biçimini değiştirmesine hiçbir şeyin engel olamayacağını bildiği sürece, bağdaş kurup birkaç saat öylece oturabilir insan. Ama bacaklarını altında toplamış durumda oturmak zorunda olduğunu biliyorsa bacak kasları sızlamaya başlar. Bacakları, onları uzatmak istediği yana kendiliklerinden çekilirler. Sosyete konusunda Vronski de aynı şeyi hissediyordu. Ruhunun derinliklerinde sosyetenin onlar için kapalı olduğunu bilmesine karşın, sosyetenin değişip değişmediğini, onları kabul edip etmeyeceğini öğrenmeye çalışıyordu. Ama çok geçmeden, sosyetenin kendisine açık olduğunu; ama Anna'ya kapalı olduğunu anlamıştı. Tıpkı kedi-fare oyunundaki gibi, onu içeri almak için kaldırılan kollar, Anna girerken hemen indiriliyorlardı.

Petersburg sosyetesinin bayanlarından, Vronski'nin ilk gördüğü kuzini Betsi oldu. Betsi sevinçle karşıladı onu.

— Nihayet! Ya Anna? Ah, ne sevindim! Nerede kalıyorsunuz? O hoş, güzel gezinizden sonra Petersburg'umuzun size ne korkunç geleceğini tahmin edebiliyorum. Roma'da geçirdiğiniz balayınızı getiriyorum gözümün önüne... Boşanma işinden ne haber? Hallettiniz mi her şeyi?

Boşanma işinin halledilmediğini öğrenince, Betsi'nin neşesinin kaçtığını fark etti Vronski. Betsi:

— Biliyorum, olmadık şeyleri söyleyecekler benim için dedi. Ama Anna'yı görmeye geleceğim gene de. Çok kalmayacak mısınız burada?

Anna KareninaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin