Otuz Üçüncü Bölüm

318 19 2
                                    

Devrisi sabah saat onda çiftliği dolaştıktan sonra Vasenka'nın yattığı odanın kapısını çaldı Levin.

Veslovski içeriden:

— Entrez! diye seslendi.

Levin'in karşısına iç çamaşırıyla dikilip gülümseyerek:

— Bağışlayın beni, dedi. Ablutions'umu yeni bitirdim.

Levin pencerenin yanına oturdu.

— Rahatsız olmayın lütfen, dedi. İyi uyudunuz mu?

— Ölü gibi. Av için nasıl bir gün bugün?

— Ne içersiniz? Çay mı, kahve mi?

— Hiçbirini. Kahvaltı edeceğim. Vallahi ayıp bu yaptığım. Sanırım bayanlar bile kalkmışlardır. Şimdi bir yürüyüş yapmak ne hoş olur! Hadi atlarınızı gösterin bana.

Levin bahçede biraz dolaştıktan, ona atları gösterdikten, hatta paralelde onunla jimnastik yaptıktan sonra konuğuyla eve döndü. Birlikte salona girdiler.

Veslovski, semaverin başında oturan Kiti'nin yanına gitti.

— Çok güzel avlandık, dedi. Öyle hoş anlar yaşadık ki! Kadınların bu zevkten yoksun olmaları çok acı!

Levin, "Eh, ne var bunda, evin hanımıyla bir iki sözcük konuşması gerek elbette," diye geçirdi içinden. Veslovski'nin gülüşünde, Kiti ile konuşurken yüzündeki mağrur anlatımda bir şeyler görür gibi oldu gene...

Masanın öteki ucunda Mariya Vlastyevna ve Stepan Arkadyeviç ile oturan prenses yanına çağırdı Levin'i. Onunla, Kiti'nin doğum için Moskova'ya gitmesi, orada ev hazırlaması üzerine konuşmaya başladı. Gerçekleşmekte olan şeyin yüceliğini önemsizlikleriyle küçülten her çeşit hazırlığın düğün yaklaşırken Levin'in canını sıktığı gibi şimdi de, gününü parmak hesabı çıkardıkları doğum hazırlıkları daha çok gurur kırıcı görünüyordu ona. Doğacak çocuğun nasıl kundaklanacağı üzerine konuşmaları duymamaya çalışıyor; şu esrarlı, sonu gelmeyen yün örgülerini, Doli'nin pek önemsediği üç köşeli keten kol bezlerini, daha bir sürü şeyi görmemek için başını çeviriyordu. Ona gerçekleşeceği söylenen; ama gene de inanamadığı olağanüstü bir şey olduğuna inandığı oğlunun (oğlu olacağından kuşkusu yoktu) doğum olayı bir yandan çok çok büyük, bu yüzden de erişilmez bir mutluluk olarak görünüyordu ona. Öte yandan da öylesine esrar dolu bir olay olarak düşünüyordu ki, bunu çevresindekilerin olacaklar üzerine bildiklerini sandıkları şeyleri de, bu bildiklerinin sonucu olarak, beklenen olaya olağan, insanların elinde olan bir şeye hazırlanıyormuş gibi hazırlanmalarını da küçültücü, çirkin buluyordu.

Ama prenses onun duygularını anlayamıyor, onun bu konuda düşünmekte, konuşmakta gösterdiği isteksizliği hafifliğine, ilgisizliğine veriyordu. Bu yüzden rahat bırakmıyordu onu. Stepan Arkadyeviç'e Moskova'da bir daire tutmasını söylemiş, şimdi de Levin'i yanına çağırmıştı. Levin:

— Hiçbir şey bilmiyorum ben prenses, dedi. Bildiğiniz gibi yapın.

— Moskova'ya taşınacağınız zamanı kararlaştırmalısınız.

— Vallahi bir şey bildiğim yok benim. Bildiğim tek şey var, milyonlarca çocuk Moskova'ya gitmeden, doktorsuz doğuyor... Niçin...

— Evet, o halde...

— Yo, Kiti nasıl isterse öyle olsun.

— Kiti ile konuşamayız bunu! Kızcağızı korkutmamı mı istiyorsun? Bu ilkbaharda Natalya Golitsina bir kötü ebenin yüzünden öldü.

Anna KareninaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin