Kırk Birinci Bölüm

361 16 3
                                    

Stepan Arkadyeviç'in işleri kötü gidiyordu.

Korunun parasının üçte ikisi bitmiş, geri kalan üçte birin de, hemen hepsini yüzde on eksiğine peşin çekmişti tüccardan. Artık para vermiyordu tüccar. Çünkü Darya Aleksandrovna kendi malı üzerinde ilk kez açık açık hak iddia etmişti o kış. Korunun üçte birine karşılık alınan paranın alındığını gösteren makbuzu imzalamayı reddetmişti. Stepan Arkadyeviç'in maaşı evin masraflarıyla ödenmesi gereken ufak tefek borçların kapatılmasına gidiyordu. Elde avuçta para yoktu.

Stepan Arkadyeviç bu durumu tatsız, uygunsuz buluyor, bunun böyle sürüp gitmemesi gerektiğini düşünüyordu. Kendi görüşüne göre bu durumun nedeni maaşının çok az olmasıydı. Bulunduğu görev bundan beş yıl önce çok iyi bir görevdi elbette. Ama şimdi değişmişti durum. Bankanın müdürü Petrof 12.000, yönetim kurulu üyesi Sventitski, 17.000, bankanın kurucusu Mitin 50.000 alıyordu. Stepan Arkadyeviç, "Uyudum besbelli, onlar da es geçtiler beni," diye düşünüyordu. Dikkat kesilip kendine bir yer aramaya başlamıştı. Kış sonuna doğru iyi bir görev kestirdi gözüne. Saldırıya geçti. Önce Moskova'da halaları, amcaları, dostları aracılığıyla sürdürdü saldırılarını. Sonra iş tavına gelince, ilkbaharda kalkıp Petersburg'a gitti. Bu görev, şimdi eskisinden çok sayıda olan, yılda bin rubleden elli bin rubleye kadar maaş getiren rahat, rüşvetin geçerli olduğu görevlerden biriydi. Güney Demiryolları kuruluşuyla bankalar arasında karşılıklı kredi dengesini sağlayan komisyonun üyeliklerinden biriydi. Bu görev de, bu çeşit görevlerin hepsi gibi, bir insanda toplanması olanaksız geniş bilgi, çaba gerektiren bir görevdi. Bu özelliklerin bir insanda bulunmasına olanak olmadığına göre, bu göreve dürüst olmayan biri yerine dürüst birinin getirilmesi çok daha iyiydi. Stepan Arkadyeviç yalnızca dürüst bir insan değil; bu sözcüğün Moskova'da "dürüst bir politikacı, dürüst bir yazar, dürüst bir gazeteci, dürüst bir kurum, dürüst bir çalışma" derken kazandığı, bir kişinin ya da kurumun yalnızca dürüst olmakla kalmayıp gerektiği anda hükümete bile kafa tutabilecek ölçüde mert olduğunu anlatmak için kullanıldığı anlamda dürüsttü. Stepan Arkadyeviç, Moskova'da bu sözcüğün bu anlamda kullanıldığı çevrede yaşıyor, bu çevrede dürüst bir insan olarak biliniyordu. Dolayısıyla bu göreve getirilmeye herkesten çok hakkı vardı.

Bu görev yılda yedi bin ile on bin arasında bir gelir sağlıyordu. Devlet hizmetindeki görevinden ayrılmadan da yürütebilirdi onu Oblonkski. Stepan Arkadyeviç'in bu göreve getirilmesi iki bakanla bir kadının ve iki Yahudi'nin elindeydi. Gerçi bunların hepsi önceden elde edilmişlerdi; ama gene de Stepan Arkadyeviç'in Petersburg'da görmesi gerekiyordu onları. Ayrıca, kız kardeşi Anna'ya, boşanmaları konusunda Karenin'den kesin yanıtı alacağına söz vermişti. Böylece, Doli'den elli ruble alıp Petersburg'a yollanmıştı.

Stepan Arkadyeviç, Karenin'in çalışma odasında oturmuş, onun Rus maliyesinin kötü durumunun nedenleri üzerine hazırladığı raporu dinliyor; kendi işinden, Anna'dan söz etmek için Karenin'in bitirmesini bekliyordu.

Aleksey Aleksandroviç, pince-nez'ini çıkarıp –onsuz okuyamıyordu artık– eski kayınbiraderine bakışını doğrultunca Oblonski:

— Evet, çok doğru, dedi. Ayrıntılarda çok doğrudur bu; ama gene de günümüzün asıl sorunu özgürlüktür derim ben.

Aleksey Aleksandroviç:

— Öyle, ama özgürlük sorununu kapsayan yeni bir sorun atıyorum ortaya, dedi.

"Kapsayan" sözcüğünün üzerine basa basa söylemişti. Bunun anlatıldığı yeri dinleyicisine yeniden okumak için pince-nez'ini taktı gene.

Güzel bir elyazısıyla geniş aralıklarla yazılmış müsveddeleri aldı. Önem verdiği bölümü yeniden okudu.

Pince-nez'inin üstünden Oblonski'ye baktı.

Anna KareninaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin