BÖLÜM YİRMİ ALTI

84 8 7
                                    

Fırlattığım vazodan eğilerek kurtulan Gio'ya öfkeyle bağırdım.

"Yemeyeceğim bir şey! Defol bu odadan!" o ise paramparça olan vazoya bakıp kalmıştı. Kendini toparlayarak bana döndü.

"Aslı orda ne sikim olduğu gram umrumda değil anlamıyor musun? Canının yanması dışında hiçbir şey umrumda değil. Kollarına bir bak! Kendini yaralıyorsun! Kendin yapıyorsun."

"Sana ne! Git dedim."

"Gitmiyorum! Hastenaye gidiyoruz. Hadi."

"Sen istediğin yere gidebilirsin. Ben seninle hiçbir yere gelmiyorum." gözleri ne diyeceğini bilmeyerek kısıldı. Altı gün olmuştu. O pislik herifin bana dokunuşundan sonra altı gün. Hala kendimi o kadar iğrenç hissediyordum ki bunu bir kaç kelimeyle anlatmaya çalışmış pek de başarılı olamamıştım. Gio ise sürekli yemek yememem ve sürekli banyoda olmamdan sıkılmış bugün zorla bana yemek yedirmeye çalışmıştı. Hiçbir şey istemiyordum ki! Yediğimi kustuktan sonra yemenin anlamı neydi?

"Aslı... Bak bedenin zayıf düşüyor. Daha da hastalanacaksın. Zaten ateşin var. Bir şeyler ye. Ve...."

"İstemiyorum!"

Sanki dolu bardağa almayacağı kadar su dökmüşüm gibi öfkeyle baktı bana.

"Demek istemiyorsun?" bunun ardından güzel bir şey gelmeyeceği kesindi.

"Yeter artık." diye araya giren Bulut'u çekip kafasını neredeyse kıracak kadar çevirmesiyle dondum kaldım.

"Napıyorsun!" muhtemelen tehdidini fısıldadığı Bulut yutkunurken gözlerim çenesini neredeyse kıracak gibi tuttuğu ellerindeydi.

"Hala yemek yememek konusunda kararın kesin mi Aslı?"

"Bırak onu!"

"Dediğimi yapacaksan bırakacağım."

"Hayır istemiyorum bırak onu!"

"Zaten senin abinde değildi değil mi?"
boynundan yavaşça gelen sesle yutkunarak baktım Bulut'a. Cidden canı yanıyor olmalıydı.

"Tamam. Tamam kes şunu!" bırakmasıyla Bulut nefes alamamış gibi derin bir nefes aldı.

"İyi misin?"

"Evet." Bir kaç kez öksürdü. Ama boğazı hala kıpkırmızıydı. Nefessiz kalmıştı. "Manyak mısın sen be!" diye bağırıp iki elimle yakalarından ittim ama bir ikincisine daha izin vermedi. Bileklerimi tuttu.

"Bırak! Hayvan herif. Anladığın tek şey bu değil mi yakıp yıkmak!"

"Söz verdin. Tutacaksın. Yemeğe." kucağına alıp merdivenden indirmeye başladı.

"Kendim inerim! Bırak beni. Umarım protein tozun biter kas yığını!" Son adımda bana baktı.

"Sen benim ne zaman toz kullandığımı gördün?"

"Fırının bozulur da bir daha makarna yapamayasın İnşallah!" Güldü.

"Bundan ben kadar sende zararlı çıkarsın."

Özgürlüğün Sahibi ¦Watty's 2019¦ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin