BÖLÜM ON ÜÇ

112 9 0
                                    

"Burda ne işin var Elenore?"

"Mezarlığa gelmiştim. Işığı görünce..."

"Tamam."

"Tanrı aşkına çok korktum. Hani burda olmayacaktın!"

"Burdayım. " Kız İtalyanca'dan birden İngilizce'ye geçerek.

"I can see! " diye mükemmel sesiyle bağırdı.

"Who's she?" başta ben bile anlamadım o nasıl hızlı bir konuşmaydı kızım altı üstü iki kelime dedin.

"Aslı." dedi Gio pek takmadan.

"Bir dakika o ölen kız..."

"Ölmemiş."

Ben de burdayım demek istedim ama vazgeçtim.

"Elenore Chedollin." dedi kız Gio 'nun aksine beni yok saymadan.

"Aslıhan Alageyik." niye böyle GBT veriyorum bilmiyorum ama.

"Ashlahşan... What?" sanırım doğru söylediği tek harf a idi. Sonrasında sanki kelime sanki ağzından çıkamamış gibi sanki ağzından püsküttürcesine ses çıkardı.

"As-lı kısaca." dedim.

"Tamam... Asslı." dedi.

"Sen nasıl söylüyorsun o söyleyemiyor. Ah doğru ben seninle konuşmuyorum." diyerek kollarımı birbirine bağladım. Gio'nun çattığı kaşlarıyla birlikte çelik gözleri beni buldu. Kız ise kahkaha attı.

"Bu kız sana trip mi atıyor. İyi cesaret tatlım. Abicim ben açım ve mutfaktayım." dedi kız Gio'nun yanağına bir öpücük bırakarak. Gio kolumdan tuttu.

"Nereye?" dedim.

"Hani konuşmuyordun. Kes sesini." A-ah trip yedim. Hemde haksız yere.

"Sen kes be sesini! Haksızsın bir de üste mi çıkıyorsun?" dedim inatla ona bakıp. Ben tekrar kolunun altına almasıyla bir çığlık attım.

"Bırak! Bırak canımı yakıyorsun!" boşta olan elimle en sert şekilde dirseğimi karnına geçirdim. Bıraktı. Ehe! Ama galiba canı yandı. Ki çok ters bakıyor. Beyaz tişörtün kıpkırmızı olmasıyla gözlerimi kırpıştırdım. Bu bir rüya değil değil mi? Beni yakalamak için yaptığı atakla geri kaçtım. Oğlum bu sefer beni öldürecek ya.

"Gio dur! Ya durda yarana bakayım."

"Yaraymış! Seni elime bir geçirirsem..." peşimden geliyordu ama yetişememişti. Evet hızlıydım ve o bunu biliyordu.

"Sakinleşsen mi biraz?" dedim bir odaya dalarak. Fazla küçük bir odaya. Kaçacak pek bir yerim yoktu.

"Gio kanıyor hala." gözüm iki de bir karnına kayıyordu ama onun pek umurunda değilmiş gibiydi. Bir kaç atakla elinden kaçtım. Canı yanmıyor gibi göstersede yanıyordu. Hızlıca kapıdan çıktım. Kapının anahtarını alıp üzerine kitledim.

"Aç şu kapıyı!"

"Bak dur... Tamam. Sen biraz sakinleş. Bende yarana bakayım. Sonra kızarsın. Canın yanıyor sen robot değilsin."

Özgürlüğün Sahibi ¦Watty's 2019¦ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin