BÖLÜM ELLİ DÖRT

56 7 67
                                    

Günlük

Her akşamüstü karşılaştığımız yerdeydi. Orada. Tanrım o kadar güzeldi ki ... Gün batımının kırmızıya vardığı o deniz kıyısında... Ne yazıyordu bilmiyorum. Yine babasından kaçmış olmalıydı belki. Elindeki benim ona hediye ettiğim kırmızı gitarla bir şeyler çalıyordu. Ona benim de gitar çaldığımı söyledim. Yenisini aldığımı. Bunu ona vermemde bir sakınca olmadığını.

Ben ne anlarım müzikten Tanrı aşkına. Sadece ona aldığım o kadar belliydi ki...
Ama o fark etmemişti. Ya çok saftı. Ya da reddetmemişti. Kimi kandırıyorum. Onlarca seçenek vardı.

Belki o ruh hastası babasından kaçmak için satardı bile. Önemli değildi çünkü ona vermiştim bile. Ne yapacağı artık ona kalmıştı.

Evet...

Fuoceanna'yı bugün sabah hariç hiç yoklamamıştım ve saat çok geç olmuştu. Artık dışarı çıkamazdım. Eminim yarın beni üzerinden atmak için bir çok yol deneyecekti. Ve bende küçük kardeşimle ilgilenmek zorundaydım.

Ah tıpkı bir bebek gibiydi. Elinde hikaye kitabı ile dolaşıp duruyor bitince ağlamaya başlıyordu. Okuduğu şeyde ne vardı bilmiyorum ... pek merak ettiğim de söylenemezdi. O kadar küçük yaşta bilimsel şeyler okuması bence saçmaydı. Eğlenmesi gerekirken özellikle. Eminim yirmibeşine geldiğinde çocukları olacak ve o sıkıcı hayata giriş yapacaktı. Çocuklarına bakmak için gece uyanıp kendi güzel uykusundan feragat edecekti. Bu dünya için fazla masumdu.

Umarım benden sonra da olabilirdi.

Ama zannetmiyorum.

Hele de Chedollin Mirasının ona nazik davranacağını hiç zannetmiyorum. Bu yüzden onu şimdiden korumalıydım.

Günlüğün kapaklarını kapattım. Bu yaşında kardeşini düşünmesi bile Elle-yi ne kadar sevdiğini açıklarken o piç herifin dedikleri yankılandı kulağımda. Sonra Gio kollarını belime doladı. Günlüğü komodine koydum. Telefonumun alarmını ayarlamak için elime aldım. Ve fotoğrafa güldüm. Gio Carlo'nun kollarında uyanmaya hazırlanan bir şeytan gibiyken fotoğraflarını çekmiştim. Carlo'ya başta istemese de bu kötü ruh halindeyken saçma sapan pozlarla Gio'yu madara etmeye hayır diyememişti.

...

"Aslı..."

"Efendim? " dedim mırıldanarak.

"Telefonum kayıp. Seninkini versene. Bir arama yapmam lazım. "

"Çekmecede. " yanağımda dudaklarını hissettim. Sonra ağırlığı yataktan kalktı. Bir dakika kadar sona tekrar konuştu.

"Aslı Carlo burda mı kaldı? " dedi sonra. Uyanma kararı alarak kalktım.

"Ne oldu? "

"Burdaki arkaplanın hesabını sormak istiyorum da." Elimi alnıma vurdum.

"Şey?"

"Hangi oda. " dedi dişlerini sıkarak.

"Iıı. Dördüncü. Soldan. "

Hızlı adımlarla yürüyen Gio'yu apar topar takip ettim.

Pat diye açılan kapıyla Carlo yatakta zıpladı. Sanırım uyanmış ve telefon oynuyormuş.
"Gel buraya!" Dedi Gio.

Özgürlüğün Sahibi ¦Watty's 2019¦ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin