2 🐺

17.5K 618 19
                                    


Keyifli okumalar.

_____

Hayat acımasızdır. Senden en sevdiğin şeyi alır ve tam unuttuğun zaman karşına çıkarır, ikinci kez kaybetmenin acısını yaşarsın bazen.

Yaralı askerimizi almış hastaneye getirmiştik, şu anda yoğun bakımda makinelere bağlı yatıyordu. Doktor içeriden çıktığında hemen yanına gittim. "Durumu iyi, değil mi?"

"Merak etmeyin hayati tehlikeyi atlattı, tam zamanında yetiştirmişsiniz." Rahatla nefes verdim. "Peki görebilir miyim?" Kararsız bir ifadeyle baktı. "Tamam. Fakat sadece 5 dakika." Hızla kafamı salladım. "Geçmiş olsun." Yanımdan uzaklaşınca bir hemşire yanımda kaldı ve önlükle bone verdi. Onları giydikten sonra maskemi de takıp ağır adımlarla içeri girdim. Her adımımda kalbime bir acı saplanıyordu, sanki birisi kalbimi avucunun içine almış sıkıyordu.

Ailesine ölüm haberini ben vermiştim, paramparça etmiştim onları. Zaten çok dayanamamıştı yaşlı kalpleri, 2 sene sonra onlar da gitmişti şehit oldu bildikleri oğullarının yanına. Şimdi bunun vebalini nasıl öderdim? Nasıl öderdik?

Yanına vardığımda yavaşça yanına oturdum, bir süre kararsız kaldıktan sonra eline uzanıp tuttum. "Ateş... Beni, bizi affedebilir misin? Ne desen, ne yapsan haklısın. Yemin ederim gıkım çıkmaz, affet." Sol gözümden bir damla yaş aktı. "Bunu nasıl gözden kaçırdım ben? Bunu nasıl göremedim? 3 yıldır o şerefsizlerin elindeydin ve biz bunu fark etmedik bile! Sen affetsen bile vicdanım affetmez beni." Göz yaşlarımı silip yanından kalktım. Yürüyecek halim kalmamıştı, zor bela odadan çıktım. İbrahim Albayı görmemle hazır ola geçtim. "Rahat kızım. Ateş... O iyi mi? Durumu nasıl?"

"Hayati tehlikeyi atlatmış komutanım." Derin bir nefes aldı. "Çok şükür." Kafamı salladım. "Normal odaya ne zaman alacaklarını söylediler mi?"

"Hayır komutanım."

"Anladım." Bir anda doktorlar hemşireler odaya koşmaya başladı. "Bir şey mi oldu? Doktor bey!" Cevap vermeden odaya girdiler, peşlerinden camdan içeri baktığımda Ateş'in gözlerini açmış olduğunu gördüm. Bir anda gülmeye başladım. "Komutanım uyandı!" Kara Albay da benim gibi mutlu bir yüz ifadesiyle içeriye bakıyordu.

Doktor dışarı çıkıp uyandığını ve durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. "Peki onu görebilir miyiz?"

"Tabii. Birazdan normal odaya aldıklarında görebilirsiniz." Kısa süre sonra sedyeyle önümüzden geçirdiler, peşinden gidip odanın önünde durdum. Albay içeri girdiğinde, dışarda beklemeye karar verdim. Boş alanda boğazım sıkılıyor gibi nefes alamıyordum, içim içimi yiyordu. Bir süre sonra Albay odadan çıktı. Yüzünde garip bir ifade vardı. Bana bakmadan direkt gitti. Kapının önüne gelip tedirgin adımlarla içeri girdim, beni görünce sanki yabancı birini görüyormuş gibi duygusuz bir ifadeyle yüzüme baktı. "İyi misin Ateş?"

"Beni tanıyor musun?" Kalbimdeki acı biraz daha arttı, istifimi bozmadan sordum. "Beni hatırlamıyor musun Yüzbaşım?" Olumsuz anlamda kafasını salladı. "Sadece Yüzbaşı olduğumu hatırlıyorum. Arkadaş mıydık?" Gözlerimden yaşlar akmak için direniyordu, kafamı göğe kaldırıp derin bir nefes aldım. "Evet, çok iyi arkadaştık hemde." Hafifçe güldü. "Böyle güzel bir arkadaşım olduğu için şanslıymışım o zaman."

"Sen dinlen biraz daha, kısa bir süre sonra dinlenmek için fırsatın olmayacak." Anlamazca bana baktı. "Timin geri kalanı hücum edecek çünkü." Bu sefer yaraların el verdiği kadarıyla güldü. "Üzgünüm."

"Ne için?" İç çekti. "Bilmiyorum. Hatırlamadığım için kendimi kötü hissettim."

"Sorun değil. Ne olursa olsun koca bir ailen var yanında." İlacı değiştirmek için gelen hemşireyi köşeye çekip sordum. "Hafıza kaybı geçici bir şey, öyle değil mi?" Karamsar bir ifadeye bürünse de yüzü, cevap verdi. "Geçici veya kalıcı, bunu zaman gösterecek. Ağır darbe almış başına, açıkçası hatırlaması tamamen bir mucize olur." Yutkundum sertçe. "Anladım. Teşekkür ederim." Sözümü bitirmeme kalmadan koridordan sesler yükseldi ve odanın kapısı kırarcasına açıldı. "Komutanım!" İlk atılan Mert oldu. "Allah'ım sizi böyle tekrar kanlı canlı karşımda gördüm ya ölsem de gam yemem." Bu sefer Selçuk konuştu. Hemşire geçmiş olsun dileyip dışarı çıktı.

Kızıl Kurt -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin