36. bölüm

3.4K 118 0
                                    


"Ah o sözü vermemiş olacaktım ki... Gecelerim soğuk yataklarda değil ateşli kollarda geçerdi. Hakikaten nasıl bi gaflete düştüysem o an!"

"Biraz fazla abartmadın mı Ercüment." dedim. Fincanımdaki kahveden bir yudum aldığımda enfes aroma damağıma yayıldı. 
Canan'a yönelip,

"Hmmm. Adı neydi bu kahvenin?"

"Menengiç kahvesi canım. Şahane değilmi." dedi oda kahvesini yudumlayıp.

"Off, bok için kaşarlar! Zaten başka birşey bilmiyorsunuz! Hiç beni düşünen yok. Ayol askerde bile bu kadar dipte değildim, resmen varlık içinde yokluk çekiyorum."

"Ne yokluğu şekerim?" dedi Canan, ben ise konunun nereye geleceğini bildiğim için sessiz kalmayı tercih etmiştim.

"Erkek yokluğu şekerim, erkek yokluğu! Barda onca erkeğin bakışları arasında olupda hiçbirine dokunamamak!... Hepsinin biçimli, yuvarlak özenle geliştirdiği bir taraflarına sokayım ulan!"

"Bir süreliğine erkekleri düşünmesen..."

"Kolaymı sanıyorsun be! Daha 27 yaşındayım gençliğimin en verimli çağında nadasa bırakılan topraklara döndüm yahu!..." Canan ve benim suratıma kısaca göz gezdirdikten sonra önemsemez bakışlarımızdan rahatsız olmuş olacak ki,

"Ah, neyse beni boşverelim nasıl olsa ufacık bile faydanız dokunmayacak! Siz ne halatlar karıştırıyorsunuz anlatın bari, şu cerrahla durumunuz ne alemde?" deyip, keskin bakışlarını Canan üzerinde sabitledi.

"Gayet iyi gidiyor. Seviyor beni, tabi bende onu seviyorum. Ailesiyle tanışmamı istiyor."

"Eee sadece bu kadar mı?" dedi yüzünü buruşturarak. Beklediği cevap tabiki farklıydı...

"Daha ne olması gerekiyor. Mutluyuz işte."

"Offf! Yatakta nasılsınız? Memnun musun gerçekten?" derken gözleri merakla hafif kısıldı.

"Ya-yani iyi sayılırız..." Canan'ın kekelemesiyle Ercü neredeyse gözlerini pörtleterek hiddetle konuşmaya başladı.

"Aha sizin sikişmenizden bi bok olmuyor belli işte. Söyle kız sorun kimde!"

"Sorunumuz... Aslında..."

"Cankitoşkom eveleyip geveleme işte. Sorunun varsa anlat ablana devanı bul güzelim. Bakire kızlar gibi karşımda kırılma. Hem ben senin iyiliğini düşünüyorum. Şimdi dürüst ol bakalım ve o yataktan memnun çıkıyormusun onu söyle?"

"Kısmen memnun sayılırım."

"Hangi kısımlardan memnunsun mesela?" Yediğim çikolataya eşlik eden menengiç kahvesinin tadını çıkarırken konunun benim üzerimde olmaması ayrı keyif veriyordu. Karagöz Hacivat oyunu izler gibi seyirci kalmak güzeldi.

"Yani... Aslınd..."

"Yoksa sadece yatağa uzanıp bacaklarını açma kısmını mı yapabiliyorsun? Daha önce konuştuklarımız o bit kadar beyninde hiçmi yer kaplamadı kız!" Ercüment insanın ağzından laf alma konusunda üstün yeteneklere sahipti ve konuşurken hangi noktaya parmak basacağını iyibilirdi.

"O kadarda değil." dedi Canan bir sazan misali oltaya atlayıp.

"Ne kadar mesela?"

"Bilmiyorum. Sanki eksik birşeyler varmış gibi hissediyorum. Bu sadece cinsellikte sınırlı değil... Tam açıklamasıda yok gibi... Tekrar aldatılmaktan çekindiğim için rahat olamıyorum galiba..."

"Hmm peki doktor civanımda aldatacak kapasiteyi görebiliyor musun? Yani şüphe uyandıran birşeyler sezdinmi hiç?"

"Hayır. Fakat Levent'de de birşey farketmediğim için kesin konuşamayacağım."

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin