33. bölüm

3.7K 122 0
                                    


"Geçenlerde Düriye abla yanında bir adam görmüş. Kimdi o?"

"Bana hesapmı soruyorsun tatlım?"

"Tabiki hesap soruyorum. Sevgilim değilmisin, hatta nişanlım sayılırsın. Şimdi cevap ver bakalım."

"Ah! Kıskanç erkeklere bayılırım." dedim gözlerimi işveyle kırpıştırarak.

"Banada bayılıyorsun, değilmi?" gözleri parlamıştı birden.

"Tabiki bayılıyorum Mert'cim. Senin gibi yakışıklı bir erkeğe nasıl bayılmam?" dedim abartılı abartılı hareketlerle.
Bende az orospu değildim ha.

Gülen gözleri biranda ciddi bakmaya başladı.

"O zaman öp beni. Hem nasıl olsa evlenicez." deyip küçük bükülmüş dudaklarını öne doğru uzattı.

"Tatlım kimden öğreniyorsun sen bunları?" dedim hafif kızgınlıkla kaş çatarak.

"Kimseden öğrenmiyorum. Hem ben yeterince büdüm, artık evlenmeliyiz daha fazla beklemeye gerek yok, ben kocaman erkek oldum."

"Mert doğru söyle, sana bu akılları kim veriyor bebişim!"

"Bana kimse akıl vermiyor." dedi panikle, resmen yalan söylüyordu küçük sıpa.

"Mert, ben yalancıları sevmem. Hem haberci kuşların söylediğine göre yetimhaneye porno dergide sokuyor muşsun! Ne iş?" dedim kaşlarımı dahada kaldırıp.

"Of ya! Ben niye görmüyorum o kuşları!" dedi ğinde kaşlarımı kaldırıp,

"Hadi anlat bakalım." dedim ciddi ifademle.

"Okuldaki abiler, kızların sevdiği erkekleri öpmekten hoşlandıklarını söylediler. Öğrenmem gereken şeyler varmış, onları dergilerden öğrenebilirmişim. Hem bide eğer seni hemen yatağa atmazsam başkaları kaparmış." dedi sanki büyük adam gibi ciddiyetle konuşuyordu. Ah! Demek bu yüzden yatakta zıplama oyununda beni yatağa itekledi küçük sıpa.

"Eee beni yatağa atabildinmi bari?" dedim korumaya çalıştığım ciddiyet neredeyse ölmek üzereydi, gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Zıplamaca oynarken attım ya. Artık kimse kapamaz seni." Burnu havada konuşmaları 9 yaşında bir çocuk için gayet sevimli geliyordu.

"Öyle mi canım?" dedim salmamak için uğraştığım kıkırtıların arasında.

"Öyle tabi. İlay, bebeğim, daha fazla ertelemeye gerek yok. Hemen yarın evlenebiliriz." dediğinde ne demem gerektiğini bilemedim.
Bu yaştaki bir çocuğa gelişi güzel şeyler söylememem gerektiğini biliyordum.
Sonuçta her çocuğun böyle dönemleri olurdu ve tek yapmam gereken kibarca ertelemek ti.

"Bana bak ufaklık, eğer seninle evlenecek olursak bana ne derler biliyormusun?"

"Ne derlermiş?"

"Sübyancı derler, hatta beni 'koskocaman kadın çıtır oğlanı kapaklamış' diye hapse bile atarlar yavrum. İkimizin evliliği senin yaşın küçük olduğu için yasal değil yani." dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan.

"O zaman biz hiç evlenemeyecek miyiz?" yüzü bir anda soluverdi.

"Aaa olurmu hiç öyle şey. Tabiki evleneceğiz. Ama önce sen askere gidip geleceksin askerliğini yapmayan adama kız verilmez şekerim, tabi birde düzenli spor yapıp o minnak kaslarını gelistireceksin, sonrada büyük adam olduğunda evlenme konusunda hala aynı fikirde olursan evleniriz tatlım." derken, en samimi halimi takındım.
Sözlerimi büyük adam ciddiyetiyle dinledikten sonra başını olumlu yönde sallayarak, içtenlikle gülümsedi.

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin