6. bölüm

5.4K 146 9
                                    

Birisi karşımdaki sinir küpü  olmak üzere odada üç kişi kalmıştık.
Diğerleri ilgisiz halde camdan dışarı bakıyordu. 
Ercü ise uzun boylu olanın biçimli poposuna!
Ayağımla dürtüp kedine gelmesi için uyaramıyordum bile...
Birilerini incelerken daha dikkatli olurdu. 
Sevgilisinden arılınca her zaman ki gibi, düştüğü boşluktan kurtulup yeni sevgili edinene kadar tüm erkeklerin vücudunu daha bir derinlemesine incelerdi.

Görüş açıma giren ayakkabılarla kafamı yukarı kaldırdım. Heykel misali karşımda duran insan evladı çatık kaşlarını üzerime dikmişti ve bu bile  tüm bedenimde karıncalanmalar yaratıyordu.
Gözleriyle dokunup vücudumu uyarıyordu. Hatta daha fazlasını yapıp hunharca beceriyordu. Belkide sadece ben öyle düşünmek istiyordum. İri parmakların bedenimde dolaşması. Dudaklarının dudaklarımı örselemesi. Üzerimde kurabileceği hakimiyet. Zevkin yoğun hali bu adamda gizliydi sanki. Ve belkide daha fazlası... 
Titrek nefesimi dışarı verdiğimde koyu gözleriyle kesişen gözlerimi kaçırmadım.
Aklımdaki kirli düşünceleri okuyamadığı sürece sorun yoktu. Bedenimde dolaşan titremeleri gizlemek benim için zor değildi.

Heyecanımı gizleyip, nefesimi düzende tutabilmek ah gerçekten zor olsada bizi burada zorla tutlduğumu aklıma getirince tekrar öfkelenmiştim.

"Arkadaşım manyakmısın psikopatmısın? 
Hiç ufacık bi kazadan adam kaçırılırmı. Suç işliyorsun farkındamısın? Kimbilir kaç yıldır cezası." dedim aklımdakileri sıralayarak.

"2 yıldan başlayıp 7 yıla kadar cezası var. Biliyorum." dedi. Wooww bilgi adamdı kabul ediyorum. Acaba her konuda bu kadar bilgilimiydi?

"Kendini beğenmiş ukala! Bizi hemen bırakmazsan seni mahvederim duydunmu beni! Bizi burada tutamazsınız. Hakkınız yok. 
Ufacık bir kaza bu kadar büyütülmez ki canım." Dedim içimdeki ahlaksız sesleri durdurabilmek için çabalarken dahada hırçınlaşmıştım.

"O kazada bana hakaret ettin. Özür dile ve kurtul güzelim." dedi. Güzelim lafın gelişi söylenen bir kelime olduğu için takılmadım.  Basit ufak bir özür  istiyordu.
Fakat bendeki de katır inadı be gülüm.
O kadar kolay özür dileyemem, heleki o hakaretleri hakettigi halde. Belki tamamını haketmiyordu ama konumuz bu değildi.

"Niye senin gibi bir öküzden özür dileyeyim ki?" dediğimde yüzünde sinsi bi gülüş peyda oldu.
Aha belamızı sikecek diye düşünürken ceketinin ucunu yavaşca  yana kaydırdı.  Bu hareketi...

Çok sexy be...

Birde ne yalan söyleyeyim ilk dikkatimi çeken fit vücudu oldu! Ercü her zaman 'göbekli erkek ucuz çikolata tadı verir, yiyip keyif almayacağına ucuz çikolatalardan uzak dur hiç değilse keyfin bozulmasın ' derdi her zaman. Şuan neden bu aklıma geldi bilemesemde adamın sıkı görünen vücudu en kaliteli çikolatalarla yarışabilirdi.
Sonra kemerinin içine sıkıştırılmış silahı alıp yüzüme doğru yöneltti!
Bu...

"İnanamıyorum!" dedim sesimin yükselmesine engel olamayarak. Yüzünde oluşan piçimsi gülümsemeye aldırmadan Ercü'ye döndüm.

"Şahane görünüyor değilmi! 
Marine Corp (MC) Operator!" dedim anlamsız bakışlar atan Ercüment'e gözdevirip açıklamaya başladım.

"Balık hafızalımısın tatlım. Daha önce bahsettiğim Operator 1911’in bir dizi taktik revizyona gidilerek USCM’nin standartlarına uygun hale getirilmiş olan yeni modeli. Sahane tasarımın adı yani canımcım. 
Ah bundan bende istiyorum!" derken hayran hayran suratıma doğru tutulan bebeğe bakıyordum. Ellerim tutmak için adeta karıncalanıyordu.


"Kesinlikle almayacaksın." dedi. 

"Ama nedeen. Ne olur alsak. Ne olur öğretsen. Ben senin biricik arkadaşın, en tatlı profiterolün değilmiyim?" dedim dudaklarımı büzerek. Ne kadar çatlak olsada Ercü'nün sözü benim için kıymetliydi, eğer o izin vermezse alamazdım. Bunun için ikna etmem gerekiyordu. Biliyordum ki kendisinde katır inadı vardı kolay kolay ikna olmazdı.

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin