3. bölüm

5.2K 184 16
                                    

Uzun geçen alış-veriş maratonunun ardından bol acılı çiğ köftelerimizi yemiş, üzerinede bol köpüklü türk kahvelerimizi höpürdetmiştik. Herkesin olmazsa olmazı vardır ya benimde vazgeçilmezim orta şekerli türk kahvemdi.

Saat 12:30 da Ercü eve dönmek zorunda kalmıştı. 
Çünki TRAX barda DJ olduğu için gündüzleri uyurdu. 
Akşam 10 da sahne alır gece 3 e kadar insanları coştururdu.
Bir nevi yarasa hayatı yaşıyordu. Böyle yaşamayı seviyordu.

Bense süper marketteki işimden dolayı haftada 2-3 kez Ercü ile takılabiliyordum. 
Şükür ki yorucu bir işim yoktu.
İşim kasiyerlik olsada gece geç saatlere kadar eylendiğinizde sabaha yorgun başlamak  cidden berbat bir şeydi. 
Bar gibi ortamlar güvensiz  olsada kadınlarında özgürlüğe ihtiyacı vardı. Ve ben geniş DJ kabininde Ercü ile dans ederken kendimi gayet özgür hissediyordum.

İsteksiz adımlarla hastahaneden içeri girdim.
Randevu saatime henüz vakit vardı ve benim önce tuvaleti bulmam gerekiyordu.
Aşağı kata indiğimde sadece iki hemşire birde yatan hastayı taşıyan hemşir vardı. 
Yön duygusu zayıf bi kadın olfuğumun  farkında olmasam, tuvaleti olmayan bi hastanede olduğumu,
hatta tuvaleti sakladıklarını bile düşünebilirdim. 
Ah neyse abattım galiba.
Acaba hemşirelere tuvaletin nerede olduğunu sorsamıydım diye düşünürken üzerinde hiç yazı ve sayı bulunmayan kapı dikkatimi çekti.
Elimi kapı kulbuna uzatıp aşağı indirdim.

Oooowww!

Gözlerimi kapatıp yanlış gördüğüme kendimi inandırmak istedim.
Tabiki tekrar gözlerimi açtığımda miğde bulandırıcı sahneyle karşılaştım.

Tahta sandalyede oturmuş bir adam ve onun önünde dizleri üzerine çökmüş bir kadın vardı.
Fesat düşünmek istemiyordum. 
Belkide kadın erkeğe evlilik teklifinde bulunuyordur?

Olamazmı yani!

Ama  adamın penisinin, kadının ağzında olma amacı! 
Neyse evlenme teklifini unutun siz.

İkisininde zevkten gözleri dönmüştü.
Adam başını geriye doğru atmış gözleri baygın baygın bakıyordu. Ellerinede kadının siyah uzun saçlarını dolamış iyice erkekliğine bastırıyor bir yandanda hırıltılı sesler çıkartıyordu.


Etrafa kısacık göz gezdirdirdiğimde burasının temizlik  malzemelerinin bulunduğu neredeyse boş bir odaydı. 
Yerdeki birkaç parça kıyafetin üzerine savrulmuş yaka kartında hemşire   Sevilay Giritli  yazıyordu.


Adamın kadını saçını tutan elleri seri hareketiyle kadını kucağına oturttu. 
Tek hamlede kadının içine girerken kadının dudaklarından zevk dolu inlemeler dökülmeyelmeye başladı. 
Adam çok yakışıklı olmamakla beraber peniside çok büyük deği!.. Ah banane ki adamın penis boyundan canım!
Giderek Ercüment'e benziyordum!

"Ahh... Levent hmm... Harikasınn.." derken
kadın uç noktaya ulaşmıştı. Erkeğinde sesi yükselirken geriye doğru çıkıp sessizce kapıyı kapattım.

Bu insanlar delirmiş olmalı. Temizlik odasında fantazimi olur!
Hayır yani tamam, fantazinizi yapında kapıyı bari kilitleseydiniz! 
Değilmi yani. 
Bu manzarayı görmek zorundamıyım ayol.

Hızlı adımlarla oradan uzaklaşmış ve lavabonun yerini hemşirelerden birine sormuştum. Sanırım başından beri yapmam gereken buydu.
Tuvalette emanetimi! bıraktıktan sonra -iğrenç değilimm-  rahatlamış olarak koridorda ilerledim.

Sıra bana geldiğinde içeriye girmekte tereddüt ederek kapıyı açtım.

Ben psikoloğa ne anlatacaktım ki?

Kayıp DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin