♥XXVV♥

914 53 24
                                    

   (İf ı kill someone for you -Alec Benjamin~)

KRISTEN:

Sert ama bir o kadar yumuşak bir yerdeyim.Annemin en sevdiği koku doluyor cigerlerime...toprak kokusu.Gözlerimi açtıgımda günışığını görmeyi umuyorum. Ama ne gözlerimi açabiliyorum ne de ışığı görebiliyorum.
Neresi burası?
Ellerimle etrafı incelemeye başladım.Hafif ıslaklık geliyor serin bir rüzgar gibi.Hıçkırıklar duyuyorum.
"O ölmedi!"diye bağırıyor içlerinden biri.Percy'nin sesini duyuyorum hemen ardından.
"Nico..."
"Ölemez...beni bırakmaz biliyorum."

~~~

Gözlerimi açtığımda hala kabusun etkisindeydim.
"O da neydi öyle?"Az önce gördüğüm şey ne benim bir anımdı ne de rüya.Hafif bir acı hissetim avuç içlerimde.Yumruk yaptığım ellerimi serbest bıraktım.Kanıyorlardı.Ne yani ölecek miydim?Esmer olan tenim beyazlamıştı ve soğuktu.
Biri bana seslenene kadar yanı başımda biri olduğunun farkında bile değildim.
"Uyuyan güzel uyanmış sonunda."Jacob'ın sırıtışı büyürken aslında gözlerindeki endişenin farkına vardım.Yattığım yerden kalkarken baş ucuma uzanmış Nico'yu bile görmemiştim.
"Saatlerdir başında. Hiç ayrılmadı."diye açıklama yaptı Jacob.
"Sen?"dedim hafif hırıltılı çıkan sesimle.
"Beni odaya almadı bile.Sonradan geldim. "
Ellerimi Nico'nun saçlarında gezdirdim.Birkaç haraketten sonra uyandı.Gözleri ben ve Jacob arasında gitti geldi.
"Kristen?"
"Ben çıkıyım en iyisi. "dedi Jacob ayağa kalkarken.Jacob gidince içerisi sessizleşmisti.Uzunca bir süre bana baktı.Bende ona.O an belki de ikimizin aklından da aynı şey geçiyordu.
Iyi olacak mı?
Birbirimize yaklaşırken hiç tereddüt etmedim.O da etmedi.
Dudaklarımız buluştuğunda uzun zamandır onu öpmediğimi fark etmiştim.Hala da biraz utanıyordum.Utanıyorduk.
"Biran sevdiğim birini daha kaybedeceğim sandım."dedi ayrıldıktan sonra.
"Ama kaybetmedin."
Beni inceliyordu.Saçlarımın uc kısımlarına takıldı gözleri sonrada gözlerime.Bir şey demesini bekledim ama demedi.
"Bir şey demicek misin?"diye sordum.Neyden bahsettiğimi anlamıştı.
"Hayır."dedi.
"Neden?"
"Çünkü,"elimi tuttu.Yüzüm gene kızarmıştı kesin.
"Sen zaten hala Kristensın.Hala aynı kişisin.Hiç değişmedin ki."
Gülümsedim.Bunu duymak rahatlatmıştı.
"Nasıl tepki vereceğini bilmiyorum ama,"diye tekrar söze girdi."Kathrine geldi ve senle konuşmak istiyor."
Kathrine?En son ki kavgamızdan bu yana görmemiştim.
Ona ikinci bir şans mı vereceksin?,vermek zorunda mısın ki?
Ilk defa fısıltıları dinlemedim.
Evet vereceğim ve her ne kadar hata yapsak da o bunu hakediyor.Çünkü o benim arkadaşım.
Fısıltılar susarken içimden kapak olsun dedim.
"Tamam gelebilir. "Nico bana o çik sevdiğim gülümsemelerinden birini gönderip odadan çıktıktan kısa bir süre sonra içeri Kath girdi.Yüzüme bakmıyordu ya da bakamıyordu.Nerden mi biliyorum?Çünkü bende aynı durumdaydım.
Biraz daha yaklaştı bana doğru.Ben de ona.Ikimizde aynı anda sarıldık.Kısa süre de birbirimizi çoktan affetmiştik bile.
"Özür dilerim. "
"Bende..."
"Senin birden yere yığıldığını söylediler,"sesi deriden ve kısık geliyordu.Dibinde olmasam duyamazdım.Ama yine de cevap vermedim.Yeniden o anı yaşadım.Reyna'ya bağırmıştım.Hepsi şu lanet sesler yüzündendi.
"Reyna.O nerde??"
"Hazırlanıyorlar.Yarın göreve devam edicez."
"Tamam da neden şimdi değil?"Bir an önce devam etmeliydik.
"Hiç aynaya baktın mı bakalım?"Ne demek istiyordu?
Neyim vardı ki?Çok mu kötü gözüküyordum?Dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
"Şapşal,tepkilerini dizginlemeyi öğren melisin."
"Nasıl görünüyorum ki?"Bu sefer sessiz kalma sırası ondaydı. Pencereye doğru ilerledim.Göreceğim şey karşısında korkmuyor değildim.Alt üstü bayılmıştım.Her insan bayılabilir.Yaklaştıkça yansımam belirdi camda.Belki de ilk dikkatimi çeken şey kirpiklerim oldu.Renkler khverenginin yerini beyaza bırakmıştı.Saçlarımın uçları da beyaz renk olmuştu.
"N-nasıl?"
"Bedensel değişimler."Ben yansımama bakarken devam etti.
"Çok nadir olur.Güçlerini kontrol etmekte zorlandığın zaman onlar...onlar kontrolden çıkıp bedeninide tepkimeler meydana getirir. "
Ona döndüm.
"Ama sen nerden bi-"
"Unutma ben bir Hekate kızıyım. "
Yatağa oturduk.
"Ama Jacob bana hiçbir şey söylemedi. "
"Bilmiyorum herhalde seni korkutmak istememiştir."O kendi içinde bir şeyler mırılanırken bende kendi düşüncelerimle kalmıştım. Ben bile kendi tepkimin daha büyük olacağını düşünmüştüm. Ama hala buradaydım.Hiçbir sorun yoktu. Sadece ufak degişiklikler.
Tabi canım sen onu benim çikolatlı külahıma anlat.
Ah,Garet.En azından şu şeytani şu fısıltılar kadar berbat değildiler.
Ne yani bize berbat mı demeye çalışıyorsun bayan bizi sallamayan?
Yoo.
Martha!Bu kız bizi trollüyor galiba!
Zihnimde kadınsı bir ses yankılandı.
Sus iki dakika allahın cezası kız zaten olmuş yaşlı teyze başını şişirme!
Kafamın içi çorba gibi olmuştu.Dikkatimi Kathrine'e verdim.Hem ayrıca bana yaşlı teyze dediğini de unutmuş değilim Martha!
Sıçtık Garet.Kaldır hayalet kıçını da tüyelim.
"Hadi gel diğerlerin yanına gidelim."dedi Kath.Onaylarcasına kafamı salladım.
AYYYYY Kız deprem oluyor galiba!!!
Kıkırdadım.Ne kadar başımı şişirselerde hoşuma gitmiyor değildi ikisi.Ama bazen. Kısmen yani.Azıcık.Güçüçük.Ara sıra.Galiba benimde eski neşem yerine geliyordu. Tabi eskisinden farklıydım şuan.
Kath ile 5.Lejyon'nun külübesinden çıktık.Sanki bizim çıkmamızı bekliyormuş gibi anında Jacob fırladı önümüze.
"Buzdan kraliçe ve kölesi gelmiş." Köle kelimesini bastırarak sırf Kath 'i sinir etmek için söylemişti.
"Sensin be köle!"
Lakap ise benim çok hoşuma gittiğini söyleyemezdim.Kendim gibi hissetmiyordum.Alışmak belki biraz zaman alıcaktı.Enazından şuanlık.
"Bana öyle seslenme Jay."
"Tamam sen nasıl istersen."
Reyna ile konuşmam lazımdı.Her ne kadar ona bağırdığım zaman kendimde olmasam bile genede şurada tam kalbimde küçük ama keskin bir sızı oluyordu.
"Benim Reyna ile konuşmam lazım.Gelirim birazdan."
İkisi de itiraz etmediler.Ama sanki beni gene yanlız bırakmak istemiyorlardı.Nico ise sanki sorunun ne olduğunu anlamış gibi sesini çıkartmadı.
İlk preotor salonuna gittim.Çünkü bildiğim pek bir yer yoktu. O yüzden aklıma ilk orası gelmişti. Görkemli sütunlar karşıladı gene beni.Melez kampındaki Büyük evle kıyaslayınca gülesim geliyordu. Ama külubelere lafım yok.Orası kampın en sevdiğim yeri.
Yürürken istemzsice ellerim hafif beyaza dönmüş saç uçlarıma gitti.Değişik hisettim.
Içimde kötü bir his vardı.Ve ilerde Reyna'yı gördüm savaş zırhını giymişti. O da bana doğru geliyordu.
"Kristen!Kaç!"



Sa.Bu yaz hiç bölüm atmadığımı fark ettim.Evet daha yeni farkediyorum.Acayip kazık bir bölümle burdayım.Ve multimedyadaki çocuk bana aşırı Nico yu hatırlatıyor.♥Niyse hem okulu başlayanlar için de küçük bir hediye olarak gelsin bölüm.Gerçi benimki de 3 gün sonra başlıyor.Umarım okul yılınız güzel geçer.Bye!♥♥♥

Ölümün Kızı |Nico Di Angelo|  * DEVAM ETMEYECEK*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin