♥XXII♥

1.2K 61 14
                                    

NİCO:

Kheiron'nun ofisindeydik.İcerde tedirgin bir hava vardı. Hiç kimse birbirinin yüzüne bakmıyordu bile.
"Nico onu burdan götürmelisin.Hemen."gelen bu anı emirle alklım direk Kristen'a kaydı. O kayıpken başka biriyle nasıl ilgilenebiliridim.
"Peki Kristen ne olucak?O daha önemli!"
Yüzünde bin yıllık bir yorgunluk ifadesi vardı.Ölümsüz olabilirdi ama bu onu kesinlikle daha çok yoruyordu.
"Kardeşim ne yaptı da bende burda istenmiyorum?"diye sordu Kath.
Bu soru havada asılı kalmıştı sanki.Yüzüm düştü.Cevap gelmeyince bir daha da sormadı. Ama içimden bir his bu konu burda kapanmadı diyordu.
"Nico,"dedi Kheiron."İstersen bir Rachel'a danış."
Kafamla onaylandıktan sonra
Kath'i kolundan hızlıca tutup büyük evden dışarı çıkardım.Ne kadar çabuk işe başlarsak o kadar iyiydi.

"Hopp nereye gidiyoruz ya?Daha sorum cevap vermedin!"Gene cevap vermeyince durdu. Birden kendimi havada süzülürken buldum.Büyü yapmalarını hiç sevmiyordum.

"Ne yapıyorsun sen?"Kath'in etrafı mor bir ışık yayılıyordu.
"Ne zaman beni takacaksın ha?"

"Beni indirdiğinde belki."dediğimde kendimi yerde buldum.Aman harika!
"Bana ne olduğunu anlatmam lazım."dedi eski neşeli halinden eser yoktu.
"Söz anlatacağım ama ilk Rachel.Tamam mı?"başıyla onaylandıktan sonra kahin mağrasına gittik. İlk defa geliyordum buraya.Duvarlar boylarla rengarenk boyanmıştı.Biraz tuhafıma kaçmıştı.Ben kahin mağrasının ürkütücü olmasını beklerdim daha çok.Kath ile içeri girdik. Rachel tuval yapıyordu. Bizim içeri girdiğimiz görmemiş gibiydi.

"Hoşgeldiniz." Yanılmışım.

"Ne kadar da havalı."dediğini duydum Katherine'nin.Eski halime dönmüştü.Kendimi sanki buraya ait değilmişim gibi hissediyordum.Cok renkli ortamları sevmiyordum.

"Rachel,"nasıl söze başlayacağımı bilmiyordum. "O nerde?"

"Kim?"
"Ha dur,şu unicorn takıntısı olan mı?"

Ne demek Unicorn?Kristen ile ne alakası vardı bu gökkuşağı kusan yaratığın.
"Ne?"
"Boşver."
Gözü Katherine 'e takıldı ben ne dediğini anlamaya çalışırken.
"Sen. "

"Ben?"

"Sen."

"Ben?"

"Sen!!"

"Be-"elimle Kath'in ağzını kapatınca lafı yarım kaldı. İyi ki de kaldı.
"Siz tanışıyor musunuz?"
"Hayır,"dedi Rachel hemen."Ama onu hep rüyalarımda görüyorum nedense."
"Hangi rüyalar?"diye sordu Kath.

"Anlat hemen."
Gözlerim daha önce bir çok kez tanık olduğum sahneye tanık oldu tekrar.Mağra eski renkli halini yeşil bir sis bulutuna bırakmıştı.

Kimsesizler buluşunca

Kabuslar gerçek olucak,

Kitapların dünyasında bulunacak kayıp olan

Biri feda edilecek bu yolda

Ya büyü ya da karanlıkla

Sis dağıldıktan sonra Rachel yere yığılmadan önce son bir şey söyledi.
"O orda," "Yeraltında. "

KRISTEN:

Hala aynı yerdeydik.Sabah olmuştu ve ben Jacob'ın uyanmasını bekliyordum. İkimizde kaç saattir baygındık.Uyandığımda ise o hala ayılmamıştı ve bu beni endişelendirmeye yetiyordu.Gene gelirlerse aynı şeyi tekrar yapabileceğimi zannetmiyordum.Amborisa verdiğim halde neden uyanmamıştı hala.Sanki gökyüzü benim ruh halime inat güneşli ve aydınlıktı.Ey Apollon bari hava böyle olmasaydı!Karanlık daha iyi.Güneş'e bakaraken sanki bana yaklaşıyormuş gibi gözüktü gözüme bir an.Bir dakika.Bana doğru gelen bir araba görmemle yana yattım. Araba hemen yanıma durunca hangi salak parkın içinde araba sürer ki diye bakacakken sürücü koltuğunda Apollon'u görmemle kalakaldım.

"Biri beni çağırdı galiba?"Ben içimden söylememişmiydim ya?Anlaşılan söylememişim.

"Tanrı Apollon,"dedim.Kendini tanrılardan koruma modu:ON.Apollon arabandan indi ve tam önümde durdu.O çok tanrısaldı bense.....fazla insansıydım onun yanında.

"Şu çocuğa ne oldu?Öldü mü yoksa?"
dedi eliyle Jacob'ı göstererek.
Apollon Tıp tanrısıydı aynı zamanda değil mi?Ondan yardım isteyebilirdim.

"Hayır Lordum. Bir türlü uyanmıyor.Lütfen yardım edin."
Birisine muhtaç olmaktan nefret ediyordum. Kendimi zavallı gibi hissetmeme neden oluyordu.
Apollon Jacob'ın yanında eğildi. Jacob'tan sarı bir ışık çıkmaya başladı.İçime küçükte olsa umut kırıntıları serpilmişti. Ama anında söndü.

"Ruhsal olarak darbe almış."

"N-nasıl yani?Yapabileceğiniz bir şey yok mu?"
Çaresizlik,acı ve korku.Üçu bir araya gelerek beni yenmeyi başarıyorlardı.

"Ama bir yolu daha var Melez."Kafamı kaldırıp ona baktım. Bana göre fazla rahattı. Ne diyorum ben!O bir tanrı. Biz ölsek umurlarında olmazdı.

"Baban.Ölüm Tanrısı Thanatos. Ruhların toplayıcısı olduğundan bir ruhu düzletmek zor olmayacaktır. "
Babamla karşılaşmaya hazır değildim.Ama yapmak zorundaydım. Jacob için. Arkadaşlarım için.Nico için.Apollon'nun önünde eğildim.

"Çok teşekkürler Tanrı Apollon. "Ona baktığımda son kez egosunu tatmin etmek icin parlak dişleriyle bir gülümseme gönderdi ve güneş arabasıyla birden yok oldu.Bende son kez arkaya baktıktan sonra yeraltına gitmek üzere Jacob'ı da alarak yerçatlaklarından birinin içine atladım.

Selamınkronos!!İlk olarak beni dönmeyin ikinci olarakta geç bölüm için çok sorry. Umarım beni afedersiniz.Kehanet hakkındaki düşünceleri alabilir miyim?Eğer beğendip yorum yaparsanız çok mutlu olurum kitap kurtlarım. Sizi çok seviyorum hehehehehhehehehehehehehehehehehehhehehehehehehehhehehehehehehehehhehehehehehehehhehehehehehehehehehhehehehehehehhehehehehehehehehehehehehehehehehhehehehehehneyse ya byeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee 💗💗💗

Ölümün Kızı |Nico Di Angelo|  * DEVAM ETMEYECEK*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin