Home-Machine Gun Kelly
KRISTEN:
Bana sonsuzluk gibi merdivenlerden büyük bir hevesle çıktım. Her basamakta içimdeki heyacan artıyordu.Sanki çok fazla şişirilmiş bir top gibi her an patlamaya hazırdım. Bilmiyorum hayatınızda hiç yaşadınız mı ama birini çok uzun bir zaman sonra tekrar kendinizi onun o sıcacık,koruyup kollayan kollarının arasında hissetmek...Bir kaç ruh dışında yoluma kime çıkmadı.Aslında nereye gittiğimi bilmiyordum ama sanki yüzük parmaklarımızdan kırmızı bir iple bağlanmış gibiydik.Ve ben o ipi takip ediyordum.Ona ulaşmak için...
Siyah mermerlerle yapılmış bir kapının önüne gelince durdum.Ipim burda bitiyordu sanki.Çünkü artık bana yol göstericiliği azalmıştı.Kapının diğer tarafında iki kişi konuşuyordu.
"...Birazdan bir misafirim senin için gelecek. "
Devamı gelecek mi diye bekledim bir süre ama gelmedi. En sonunda artık içeri girmemin zamanı geldiğin hissettiğimde kapıyı ittirerek açtım.İçeride iki değil üç kişi vardı.Ve içlerinden biri de....Nico'ydu.Gece gibi siyah gözleri benim gözlerime kenetlendiğinde istemsizce yanağımdan minik bir damla göz yaşı altı. Göz yaşım yanaklarımı ıslatırken adeta benim kızarmış yüzümde kendi yolunu çiziyormuş gibiydi.İkimizde aynı anda birbirimize koştuk. Sanki atletizim yarışmasında 1.olmak istermişçesine.Son hız.Kollarımız birbirini bulduğunda sımsıkı sarıldım.Yüzümü onun siyah saçlarına gömdüm.Sarılmamız bitince yüzünde mutluluk vardı. Sadece tek bir duygu. Gülümsemesi.En çok özlediğim de buydu. Her zaman gülümsemezdi ama gülümseyince de çok güzel gülümserdi.
"Seni çok özledim. "
"Ben de seni."
Kokusunu son kez içime çektikten sonra ayrıldım ondan.
"Öhöm.."İki tanrı bize bakıyordu. Benim babam ve Hades.Babam mı?Bir dakika.
"Sen,"dedim parmağımla babamı gösterdim.
"Benle gelmek zorundasın.Hemde hemen."Nico'nun elini omzunda hissettim sonrada nefesini kulağımda.
"Kristen,bir tanrıyla böyle konuşmak çok tehlikeli. "
"O benim babam.Nasıl istersem öyle konuşurum. "
Nasıl desem bilmiyorum ama bana birşey yapmayacağını hissediyordum.
"Deathstalker,"babam bana böyle seslenince ister istemez kulağı tuhaf geldi.En son annem bana seslenmişti.O gittiğinden beri ilk defa birinden duyuyordum.Anlamı 'Ölüm Avcısı 'demek.Ben çok küçükken annemle belgesel izlerken görmüşüm.Bir akrep.Dünya'nın en tehlikeli hayvanlarından biriymiş. Bende akrep burcu olduğum için annem bana bu takma adı varmış.Kendimi başkalarından koruyacak güce sahip olayım diye ilerde.Babamın yüzüne baktım boş boş.
Yüzünde anlayışlı bir ifade belirdi.
"Kızdın mı?Sana böyle seslendiğim için?"
"Hayır."doğruydu. Kızmamıştım.
Nico yanımda olduğuna haber vermek için elimi tuttu.
"Sanırım arkadaşlarınızın yardıma ihtiyacı var. Çünkü aşağıda deli gibi bağıran bir kızla yerde ölü gibi yatan bir oğlan var."dedi Hades.Nerden bilmişti?
"Ha o konu. "Babama döndüm.
"Jacob ruhsal bir hasar aldı."Bunu istemkten biraz utanıyordum.Babamdan ilk defa bir şey istiyordum."Sen iyileştirebilir misin....baba?"
Thanatos Hades'e baktı.İzin istermişçesine.
"Git."Hades'e minnettar kalmıştım. Az tanrı melezler kolayca yardım ederdi. Genelgede şifreleri falan konuşur bizde iki saat şifre çözmek zorunda kalırdık. Oysa bu iki tanrı aynen şöyle diyordu 'Kelimerle aram iyi değil o yüzden sizinle bilmeceli konuşak istemiyorum. En iyisi direk cevabı söyleyeyim'.
Iki tanrının önünde eğildim.
"Çok müteşekkirim. "
Salondan çıkarken anlamayan bakışlarla karıştım.
"Jacob da kim?"diye sordu Nico.Güldüm.
"Jason gibi.Zeus oğlu.Arkadaşım merak etme."
Bunun üzerine yüzünü buruşturdu.Kıskanmıştı.İnanmıyorum!
"Bir de sevgilin olsaydı. "Yaklaşıp yanağına minik bir öpücük kondurdum.
"Benim zaten bir sevgilim var.Hatırlarsan. "~~~
Açıkçası bahçede bir adet öfkeden kudurmuş elinde spartasıyla bize doğru gelen birini beklemiyordum.Yüz ifadesinden anlaşıldığı üzere Nico da beklemiyordu.
"Şu çocuğu bana bırakıp gittiniz ya!Kutsal Hakete adına!Sıkıntıdan delirmek üzereydim!"
"Kristen,bu Kathrine.Arkadaşım."Sinirle yüzünü buruşturdum. Kıskanma sırası bendeydi.Nico ya öldürücü bir bakış attım.Bana doğru fısıldadı.
"Kıskanma."
"Ne!Ben mi?Yok canım ne kıskanması!"
Onlara kendi içimde trip atarken
Thanatos hemen Jacob'ın yanına gitti.Jacob'a baktığımda dünyam tersine döndü. Her yeri simsiyahtı.Virüs bütün vücuduna yayılmıştı. Yanına yere eğildim.
"Hayır..hayır.Lütfen..."
"Neler oluyor?"Cevap vermedim.Ağlamak üzereydim.
"Bir sey yap!"
"Hasarı fazla büyük. Yardıma ihtiyacım var,"bana döndü. "Deathstalker yardım eder misin?"
Bir tanrı yardım istedi.Benden.
Panikten ne yapacağımı bile bilmiyordum.Ölü gibi gözüküyordu.
"Ne yapmam lazım?"
"Elini alnına koy."Elim Jacob'ın alnında hafif bir parlama meydana getirdi.Thanatos da kendi elini Jacob 'ın kalbinin üzerine koydu.
"Odaklan.En güzel anılarını düşün. "dedi Thanatos. Gözlerimi kapatıp annemle evde saklanbaç oynadığımız zamanı düşündüm.Ben hep saklanınca annem beni bulamaz ve panik yapardı.
"Kristen!Çık artık!Tamam bulamadım seni,sen kazandın. "Bense çıkmazdım.Annem evin altına üstüne getirir beni hep giysi dolabında bulurdu en sonunda.Bana sıkıca sarılır ve on saniye sonra azarlamya başlardı. Ama çocuk aklı işte dinlemezdim. Bende ona sıkıca sarılırdım. Gülerdik. Sonra Nico ile anılarım aklıma geldi. Aynı yatakta onun kolları arasında uyuya kalışımı...Sabahın ilk ışıklarında onun yüzüne bakarak uyanmak. Yere sürahi ile düşmem.Kapıdan bizi gözetleyen Percy,Jason,Piper ve Leo.
Gözlerimi araladığımda siyahlıklar gitmeye başlamıştı. Thanatos da aynı şeyi yapıyor gibiydi.Ama bir tanrı olarak o da çabuk iyileştirmişti. Siyahlıkların hepsi gibince Jacob yavaşça gözlerini açtı.Ona sarıldım.
"Çok şükür. Bir daha seni taşırsam!Kaç kilosun sen ya?!"
"Bende seni özledim Kristen. "
Jacob ayağa kalktı.
Tam o ikisini tanıştıracakken babam eliyle gelmemi işaret etti.
"Seninle gurur duyuyorum."Daha cevap bile veremeden sise dönüşüp kayboldu.
Başka arkadaşlarımdan duymuştum. Her tanrı çocuklarına böyle sözler söylemezdi.Bir tek Poseidon Percy'ye söylemiş.Nico,Jacob ve adının Katherine olduğunu öğrendiğim kızın yanında geri gittim.Nico hepimize doğru konuşmaya başladı.
"Bir sorunumuz var."
"Söyle hemen. "Jacob 'ın sözleri üzerine tekrar konuşmaya devam etti.
"Siz yokken bir kehanet daha çıktı. "
Kulaklarımı tıkadım.
"Yoo duymassam sayılmaz!La la la la..."Nico bana yaklaştı.
Kulaklarımı kapatan ellerimi geri indirdim.
"Bu işin üstünden gelicez.Birlikte."Bakışlarına bende olmayan kararlılık ifadesi vardı.
"Gönder bakalım şu kehaneti."Selam!Okullardan dolayı uzun sürdü. Yeni konular malum.Umarım beğenirsiniz.Galp galp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Kızı |Nico Di Angelo| * DEVAM ETMEYECEK*
Hayran KurguÜzülmenin,ağlamanın bu hayatta acılarınızı azalttığını sanıyor "Içini dök,ağlamak iyidir."sözlerine inanıyorsanız inanmaya devam edin. Ama acınız geçmediği zaman gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaksınız. ••• Fanfictio...