Batuuu......
Saat 5.30 gibi uyandım. Dün olanlar aklıma geldi sinirlerimin tekrar bozulmasına izin veremezdim. Üstüme okul formamı giyip sesizce alt kata indim. Dün Bora kızların burada kaldığını söylemişti. Dünü anılarımdan tamamen silmek istiyordum. Ama böyle bir şeyin olmıyacağını adım gibi biliyordum. Saat 6 buçuğa gelirken kızların kaldıkları odalardan sesler gelmeye başlamıştı. Demek benim gibi erkenciler. Mutfağa doğru gelen ayak seslerini duyabiliyordum.
Ada- Günaydın.
Elif -Erkencisin?
+Sizde. Dedim gülümseyerek.
Sibel- Şey biz dün...
+Bilmiyordunuz sizin suçunuz değil ben iyiyim merak etmeyin.
Ada-Gerçekten bilmiyorduk böyle olduğunu.
+Zaten Bora'dan başka hiçbir arkadaşım bilmiyordu düne kadar.
Dedim be masaya oturdum. Sesimin aşırı sakin çıkması beni bile şaşırtmıştı.
+Otursanıza. Okula geç kalıcaz. Ada hatırlatırım ilk ders fizik.
Ada- Ama bu haksızlık. Niya hatırlatıyosun ya!
Dedi yüzünü buruşturarak. Bu ifadesi komikti. Ona bakıp gülümsedim. Kızlarla kahvaltımızı yaptık. Ben sırt çantamı alıp kapıya yöneldim. Kafamı dağıtmam gerekiyordu bu halde dersleri dinleyemezdim.
Sibel- Hey nereye?
+Okulla siz hazırlanıp çıkarsınız biraz erken çıkıcam. Kapıyı kapatıp çıkarsınız. Kilit sistemi kendiliğinden devreye girer.
Elif- Hey bekle ya beraber gideriz.
+Hazırlanmanız rn az bir saat. Merak etmeyin intahar etmem.
-Nee! Üçlü kombo bu üçü bir harika :)
+Ya bide ciddiye mi alıyosunuz öf kızlar okulda görüşürüz.
Dedim ve evden çıktım. Bu kadar rahat olmamın nedeni Bora'nın bu kızlara güvenmesiydi. Güvenmese yanımda kalmalarına izin vermezlerdi. İlk merkeze indim yeni açılan esnaftan biri gözüme çarptı eski kitaplar satıyordu. Böyle şeyleri hep severdim. Kitapçıya girdim bir kaç kitaba baktım ikisi hoşuma gitmişti. Beğendiyim kitapları alıp yürümeye başladım bir yandanda aldığım kitaplardan birine bakıyordum. Bir süre böyle yürüdüm. Kafamı kitaptan kaldırıp etrafa baktığımda bilmediğim bir yerdeydim. Butası neresi ya? Hah benim zekki kafam niye gittiğin yere bakmazsın! Etrafımda eski binalar vardı. Burası terk edilmiş kasaba gibiydi tabi uzun beton binaları saymazsak.. İleride sesler gelen bir binanın kapısı açıktı. Ne kadar korkutucuda olsa gidip birilerine nerde olduğumu sormam gerekiyordu. Binaya yaklaştığımda giriş katının duvarlarının örülmediğini gördüm. Büyük bina zeminimde bir kaçtane boks ringi vardı. En büyük boks ringinde bir kaç kişi dövüşüyordu yada antreman yapıyordu. Ringte olan kişilere dikkatle baktım. Nee ! Bu gördüğüm gerçek miydi yoksa ben hala evde uyuyor muyum ?
Ne mi gördüm.... Batu.. Batu'ydu yani ciddiyim.... Batu'nun böyle bir yerde ne işi vardı ki? Ringte antremana benzettiğim şey ise Batu bir çocuğu ölümüne yumrukluyordu.Batu'dan ilk defa korkmuştum gözleri o benim kaybolduğum okyanuslar değildi. Şimdi gözüne baktığımda beni yutmaya hazır kara deliklerdi gözleri. Okyanus mavisi gözlerinden eser yoktu. Aslında Batu'nun gözleri akşamları yeşil yada kahve rengi gibi duruyordu ama asıl göz rengi maviydi sinemanın karanlığında bile o mavi gözlerinde kopan girdapları göre biliyordum. Ama şimdi sadece ölümcül kara delikler.......
- Yeter Batu öldürceksin adamı!
Batu- Burda asıl olması gereken o Cenk piçiydi.
Dedi Batu ve ringten indi beni görmemesi için kolonların arkasına saklandım. Demek Batu böyle biriydi. Böyle biriydi demekle bile neyi kast ettiğimi bilmiyordum. Yani Cenk üvey kardeşiydi peki ama neden ondan nefret ediyordu? Neden boks yapıyor peki? Acaba Bora Batu'nun boks yaptığını biliyormuydu? Ailesinide merak ediyordum? Okulda aslında içine kapanık biriydi gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunu. Genelde Bora'lardan ayrıydı. Neden herkese uzak davranıyordu? Bunların hepsini merak ediyordum. Neden onun hakkında bu kadar çok şeyi merak etmeliydim ki neden?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ciddi misin ? (!) ?
Randomİlgi çekici bir kız, karanlık bir çocuk. Sonra ölümcül bir aşka dönüşecek masum bir aşk. Birbirlerini bulduklarında itirafları için çok geç olabilir... Başlarda lise aşkı gibi görünen bu masum aşk karanlığa bulaşıcak. Belkide bu karanlıkta kayboluc...