50.Bölüm....

487 20 7
                                    

Final yapmaktan vaz geçtim yazabildiğim kadar yazıcam nerde sıkılırsam orda finale bağlıycam...


+İstanbul nasıldı?

-Sen yoktun sıkıcı.

+Hehe ondan. Herneyse kimseyi gördün mü? Kızlar ne yapıyordu.

-Kızlarï görmedim...

+Niye durdun?

-Hiç boş ver. Bak yeni okulumuz.

Doruk dün akşam gelmişti yorgun olduğu için konuşmamıştık sabahta okulla kayıt yaptırmak için dışarı çıkıştık. Asıl sormak istediğim Batu'du bunun farkında olduğunu adım gibi biliyordum.

Okulun dışarıdan görünümü gerçekten güzeldi. Tek sorun buranın aşırı soğuk olmasıydı normalde bile üşüyen benim gelip burda kayıt yapmam tam deli işiydi.

-Beste bak burada kim var.

+Kim?

-Saat 3 yönü.

+Çekik :) Beni tanımaya başladın.

-Bingo √

Futbol sahasında ilk geldiğimiz gün karşılaştığımız çocukları gördüm. Demek aynï okula gidicektik. Acaba hatırlayabilir miydi. Öff aman neyse çapkınlık yapmanïn sırası değil :D

+Kayıt için nereye gidiyoruz?

-Yurt dışından gelen sensin . Senelerce sen yurtdışında okudun benden daha deneyimlisin.

+Haklısın danışmaya gidelim müdürün sekreteri ilgilenir büyük ihtimal. Zaten akdı çoktan aldık son işemi yapıcaz.

-Tamam.

Düşündüğüm gibi de olmuştu. Sekreter bize sınıflarımızı söyleyip yollamıştı. Böyle kadınlara hep uyuz olmuşumdur zaten .

Sınıfa girdiğimde herkes kendi alemindeydi beni takan birileri olmadı. Yeni okula alışmak için yapılması gereken en son şey sınıftakilerin dikkatini çekip bütün bakışları üstüne toplamaktır. Ne yaparsan yap ama etrafındakilerin dikkatini çekme.

Kapıdan girdikten sonra bir iki adım ileri gittim. Boş sıra bulmalıydım. En arkadaki sıra boştu.....

Bir kaç saniye içinde kendimi yerde bulmuştum. En son sıraya yöneldim sonra büyük bir gürültü duydum sonra yerdeyim. Ne oldu???

Gözlerimi açtığımda ertafımdakiler beni göz hapsine almışlardı. Dudağımda hissettiğim kıpırdayla direk gözlerimi önüme diktim.

-Önce etrafına değil önüne bakmalısın.

--Bence seni anlamıyor Kai.

-İngilizcesi gayet iyi.

Üstümde duran çocuk tekrar beni öptü ama bu sefer yanağımdan öpmüştü. Eğer tekrar dudağımdan öpseydi kasıklarında çok kötü bir ağrıyla bir ay geçiricekti. Çocuk üstümden kalkıp elini uzattı. Önce yüzünü inceledim... aha vala o. Geçen karşılaştığım çekik. Tamam şuan onun yerine asıl dert etmem gereken şey göz hapsinde olduğum yanlış bir harekette bulunmamalıydım.

Uzattığı elli tutmak yerine kendim yerden kalktım. Az önce seni anlamıyo diyen çocuğa dönüp baştan aşağı süzdüm...

+Gayet rahat anlıyorum merak etme. Bence sen beni anlamakta zorluk çekiceksin.

Yine ağzımı tutamadım. Çocuk ne dediğimi tam anlamamış gibi duruyordu İngiliz aksanıyla Amerikan aksanı biraz farklı olduğu için zorlanması normaldi.

-Kai.

+Beste.

Aha yine başlıyoruz ismimi söyliyememeleri komiğime gidiyordu. Kai -bizim çekik- anlamamıştı.

+Bess de.

-Bess demek yeni öğrencisin. Aksanına bakılırsa İngiltereden geliyorsun.

+Sayılır.

''Herkes yerine geçsin!

Öğretmen sınıfa girince herkes yerine oturdu bende boş gördüğüm yere geçip oturdum.

Gelen hocanın branşı tarihti Osmanlı zamanından bahsetmeye başladı. İlk başta pek dinlemiyordum ama sonra anlattıklarının yanlış olduğunu fark ettim bildiğin Türkleri kötülüyordu ne kadar mağra adamı kılıklıda olsa erkeklerimiz , tarihimize, Türk askerine laf ettirmezdim. Hoca anlatırken herbir yanlışını not aldım. Hocada dersi anlatırken tek not alan öğrencinin ben olduğumu fark etmişti.

''Yeni geldin galiba. Söyle bakalım ne not aldın arkadaşlarına örnek ol.

+Öncelikle anlattıklarınızın çoğu asılsz bilgi ve Türkler hiçbir zaman dediğiniz gibi barbar insanlar olmadılar...

''Bana mı diyorsun ben Filistinliyim ve Filistin başı sıkıştığında Türkler hiçbir yardımda bulunmadı

+Ben hiçte öyle sanmıyorum isterseniz yapılan yardımların belgerini size getiriyim

''Kızım otur yerine yeni geldiğin için bilmemen normal bu saygısılığını görmezden gelicem.

+Oturmama gerek yok siz daha kendi tarihinizi bilmiyorken gelmişsiniz burda tarih anlatıyorsunuz.

''Sen nerden biliyorsun Türk tarihini? Gelipte bana okuduğun kaynaklardan öğrendiklerini savunuyorsun ben tarih alanında prof. Hocalarımızla araştırmalara katıldım ve tarihimi biliyorum.

+Bende tarihimi biliyorum öğretmenin ve bu şekilde yalan yanlış anlatmanız doğru değil. En son ne zaman ülkenize gittiniz tahmin ediyim zaten Kanada da doğmuştunuz.

Tartışmaya devam etmek istemiyordum çantamıda alıp sınıftan çıktım. Adama bak ya bide gelmiş proflarla çalışmış yesinler onun profunu....

-Sakin olmalısın.

Olduğum yerde durdum.

+Ben zaten sakinim sorun çıkarmaya meraklı olsaydım şuan sınıfta o adama haddini bildiriyor olurdum.

-Açıksözlüsün sevdim.

+Sen niye dersten çıktın ?

-Sıkıldım. Ha bide sen öğretmene ağzının payınï verdikten sonra o adamın dırdırını çekmeye hiç meraklı değilim.

+Kai'di dimi ismin?

-Hmm.

+Sakin olmalısın dedin niye?

-Bu adam her zaman işine geleni ona doğru geleni anlatır bu yüzden bizde derste onu dinlemeyiz sende dinlememeliydin. Kore savaşını anlatırkende kuzeylileri savunmuştu.

+Anladım.

Sonra ben tekrardan yürümeye başladım. Adam bide gidip beni idareye şikayet etmesin acaba eder mi diye düşünüyordum. Amaan etsin zaten benim işim hazır kim takar onu. Peşimden gelen kişinin vücut sıcaklığını hissediyordum. Bu kadar yakın yürümek zorunda mı??

Olduğum yerde durup arkamı döndüm.

+Beni niye takip ediyorsun?

-Senu mi? Hiçte bile takip etmiyorum.

+Şuan dibimde duruyorsun.

-Sende dolabımïn önünde duruyorsun.

Kai beni kenara itip dolabının önüne geçti. Valla haklı dolapta adı yazıyordu.

-Beni izlemeye devam mı ediceksin sapık falan mısın?

+Yoo hayır şey ben...

İyicene saçmalığcam hemen kaçıyım burdan daha iyi diye düşünüp Kai'den iki adım uzaklaştım tam kaçıcaktım ki biri beni tutu..

-Bence biz çok iyi anlaşıcaz.....

Bölüm sonu....

Ciddi misin ? (!) ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin