Sözüm üzerine 10 vote olur olmaz yeni bölüm sizlerle :)) Bu bölüm için de +10 vote istiyorum sizden, keyifli okumalar sevgili manyak okuyucularım ;)))
Yarım saattir oturmuş Emir'den azar işitiyordum. Artık kulaklarımı tıkayıp 'lalala' yapacaktım o derece, fazlasıyla sıkılmıştım.
Emir'in 'Neyin Nehir neyin?' sorusuna 'Beşik kertmem' diyerek cevap vermiştim ve bu onu umduğumdan daha fazla sinir etmişti. Ufacık bir şakaydı alt tarafı ne bu afra tafralar?
O yüzden 'Suskunluğum asaletimdendir.' hesabı susmayı tercih ettim. Şaka lan şaka konuşsam ağzıma sıçacak.
Nihayet tırnaklarımla ojelerimi soymayı bırakıp Emir'e döndüm. Yanlış olmasın ilk 8451468 dakika dinlemeye çalıştım, yüzüne de baktım fakat ben açıklama yaptıkça daha da şiddetleniyor hiddetleniyordu.
Gözlerim tekrar gözleriyle buluştu. Vay canına! O boynundaki atar damara bak sen. Bildiğin atmış kendini oradan. Aman ne eğlenceli.
Dikkatimi toplamaya çalışıp Emir'in neler dediğine kulak verdim. Çünkü bir türlü susacağa benzemiyordu.
''Nehir, o çocuğu sevmiyorum ve belki sevmiyorum kelimesi bile az kalır. Ve sen kalkmış bana beşik kertmem diyorsun. Amacın ne lan senin?'' son kelimesiyle –hönkürüşüyle- yerimde irkildim. Bu onun suçuydu aralarında ne olup bittiğini nereden bilebilirdim ki? Sonuçta medyum falan değilim. Ayrıca ne oluyor abi ya? Sen kimsin Emir Ateş?
Boğazımı temizleyip Emir'e döndüm. ''Emir, uzatıyorsun sadece şaka yapmak istemiştim.'' dedim. Hala sesimin sakin ve duygusuz çıkmasına şaşırıyordum. Normalde benim de bağırıp çağırmam gerekirdi. Dengesiz yüzünden ben de iyice dengesiz olmuştum. O derin nefes alırken ben de ojelerimi çıkarma işlemine devam ettim. Bir daha ki sefere iki kat mı sürsem ne?
''Bak hala şaka diyor, Nehir onun adı bir daha aramızda geçmeyecek! Daha çocuksun be kızım, neler olduğunu fark edemeyecek aptal bir çocuksun!''
Bu son dediğiyle boynumu kırarcasına kafamı kaldırdım. ''Eeeh! Yetti be, sen kimsin de bana karışıyorsun Emir? Sana kim bu hakkı veriyor? Sabahtan beri susup alttan almaya çalışıyorum, sadece şaka yaptığımı defalarca söyledim sana sadece kendi dediklerini duyuyorsun. Ha ondan bile emin değilim. Bana neler dediğinin farkında mısın sen? Kimsin sen Emir kimsin? Yok onunla konuşma yok buna bakma etme! Ya ne oluyoruz be adam? Benim senin hayatında varlığım bile meçhul ama sen burnunu her daim sokmaya çalışıyorsun benim hayatıma! Lütfen böyle olacaksak bitsin gitsin bu iş!''
Bu ani çıkışım onun kadar beni de şaşırtmıştı. Elimi boynuma götürüp ovalamaya başladım. Ses tellerim feci halde ağrıyordu, bağırışım fena halde canımı yakmıştı. Elime gelen çıkıntıya göre atar damarlarımız ölümüne kapışabilirdi.
Bir iki defa hızlıca gözlerini kırpıştırdı ve kendini toplamaya çalıştı. Gerçekten şaşırmıştı ve diyecek bir kelime bulamıyor gibiydi. Elini ensesine götürüp etrafına baktı. Gözlerini kaçırdı ve bir iki cümle sessizce ağzından dökülmeyi başardı.
''Ben kim miyim? Haklısın, kimim ben? Sana şu kadarını söyleyeyim üzüleceksin." Gözlerini gözlerime değdirdi. "Ve ben kalkmış burada üzülmemen için uğraşıyorum Nehir ama haklısın. Yine. İstediğini yapacaksın ve ben sana karışmayacağım.'' Daha demin ki Emir'e göre sesi gayet sakin çıkıyordu. Ama sesine göre de surat ifadesi baya katıydı.
Ardından önümden sadece geçip gitti. Arkasından gidişini seyrettim, merdivenlerden yukarı çıkma sesiyle kendimi koltukta arkama bıraktım. Neden böyle oluyordu anlamıyordum. Ne istiyordun benden? Neden böyle bir adamsın sen Emir? Neler yaşadın, neler seni bu hale getirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nehirler Boyunca I
Teen FictionAnlaşamayan iki insanın yaptığı anlaşma ne kadar sağlam olabilir ki? Bu yolun sonu nereye gider bilemiyordum ama Nehirler Boyunca koşmaktan farksızdı..