Merhaba arkadaşlar hedeflere ulaştıkça yeni bölümü erkenden atmaya çalışıyorum, teşekkür ederim vote ve yorumlarınız için de. Bu bölüm için vote beklentim +8 olacaktır, ufak bir artış yapmak istedim :) Keyifli okumalar
Karşıdaki apartmanın altına girip duvarında gizlenerek beklemeye başladım. İçimi kemiren bir korku olsa da bu onlara ders olmalıydı. En fazla ne olabilirdi ki? Bir gözdağı yeterliydi benim için ya da günleri zehir olsa yeterli olacaktı.Yaklaşık bir 10 dakika daha bekledikten sonra mavili kırmızılı yanan bir polis arabası geldi.
Odağımı polis arabasına yoğunlaştırırken içinden iki tane üniformalı adam indi. Temkinli bir şekilde apartmana doğru ilerlediler.
Onlar apartmana girerken, bu apartmanın kapısını içeri yapan mimara küfürlerimi savurdum. Şimdi içerde nelerin döndüğünü göremeyecektim. Yine de yaklaşmayı hedefliyordum, çünkü çok fazla uzaktaydım.
Yavaş yavaş apartmana dalmak için hazırlanacağım sırada önce bir polis, sonra Emir'le birlikte ikinci polis, son olarak da Edanur çıkmıştı. Oh! Emir beyimize bakın üstü yarı çıplak. Onlar dışarı çıkınca ben de olduğum yerden biraz daha yanaşarak iyice sindim. Emir'in siniri gözlerinden bile çok açıktı. Edanursa napsın garibim elinden oyuncağı alınmış bebek gibi arkalarından sızlanıyordu.
''Polis bey bir yanlış anlaşılma oluyor lütfen durur musunuz?'' bunu söyleyen Edanur'du. Normalde uzakta olsam dahi Eda'nın ciyaklamasıyla duymakta hiç zorluk çekmiyordum.
Polis arkasını dönüp Edanur'a bakmaya başladı ve ardından konuştu. ''Hanımefendi siz Edanur Çalan değil misiniz?'' Edanur başını olumlu anlamda salladı. ''İhbar edildi, bu evden boğuşma sesleri geliyor diye.''
Edanur bıkkınlıkla ellerini savurdu. ''İyi de beyefendi Emir benim arkadaşım içeride hiçbir şey olmadı, ben iyiyim.''
Polislerden biri Emir'i bırakınca Emir oflayarak ellerini beline yerleştirdi. Güneşten kısılmış simsiyah gözleri Edanur'u inceliyordu. Ne olduğuna anlam verememişti ilk defa.
Yüzünde 'Her şeyi ben bilirim.' ifadesi yoktu, şaşkındı. Kendi kendime kıkırdadım.
''Siz şimdi bu adamın size bir şey yapmadığını söylüyorsunuz öyle mi?'' Polis de tiksinircesine Emir'e baktı. Yine de onları bu şekilde görmek hoşuna gitmemiş olacaktı.
''Evden bizi paldır küldür çıkarmaya çalışmadan önce de bunu anlatıyordum memur bey, o çocuk benim arkadaşım.'' Bir de koruyor ya yosma, bıraksana be çocuğun yakasını.
Memur sıkıla sıkıla Emir'e bakıp ''Çok özür dileriz beyefendi bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.'' dedi. Diğer memur da ellerini tamamıyla Emir'in üzerinden çekti.
Emir sevimsiz denecek kadar küstahça bir bakışla güldü, sorun değil gibi bir şeyler zırvaladıktan sonra polislerin gidişini izlediler.
Bu kadar kısa mı sürmüştü her şey? Yemin ederim uğraştığıma değmemişti.
Edanur, polislerin gitmesiyle Emir'in koluna girip içeri girmek için hareket etse de Emir kolundan kurtulup ''Sen geç ben geleceğim'' dedi.
Ardından elleri kotunun cebine gitti ve bir sigara ile çakmak çıkardı.
Edanur'un içeri girmesini izledim. Neden onu sevmiyordum bilmiyorum. Bana çok yapmacık geliyordu, söylediği sözler yaptığı davranışlar her biri birbirinden farklıydı. Bu da onu güvenilmez kılıyordu. Yoksa kıskançlık uğruna değildi bu yaptıklarım. Ne Emir'i kıskanıyordum ne de Edanur'u. Sadece bana yapılan bu davranış gerçekten terbiyesizceydi. Buna katlanmak zorunda değildim. Sonuçta ben nasıl böylesi bir davranışa yeltenmiyorsam o da bunu yapmamalıydı. Cidden midemi bulandırıyordu Emir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nehirler Boyunca I
Teen FictionAnlaşamayan iki insanın yaptığı anlaşma ne kadar sağlam olabilir ki? Bu yolun sonu nereye gider bilemiyordum ama Nehirler Boyunca koşmaktan farksızdı..