26. Bölüm

475 62 112
                                    

Merhabalaarr öncelikle bir açıklama eklemek istiyorum malumunuz okullar açılıyor ben de yine yazmaya çalışacağım ancak bu şekilde erken zamanlarda olamayabilir :(((

ve bu bölümün sonunda size sürpriz bıraktım :)))) bence bu şekilde beni affedersiniz :DDDD

sınır +30 voteee <333,

aklınızdaki kahramanlarımızı nasıl düşünüyorsunuz? Bunları da yorumlarsanız sevinirim hatta yoruma fotoğraf atılıyorsa atabilirsiniz de bakalım benim kafamdakiler sizinkilerle benziyor mu? :Dd

Son 4 gün içerisinde pek de önemli bir şey olmamıştı. Emir Edanur'la ilişkisini kestiği için onun iddia işi yarım kalmıştı. Eh, benim de işime geldi tabi ki. Oldukça mutluydum bu duruma.

Çağlar ve Hande sürekli birlikte oldukları için sorun yoktu onlar kendi aralarında halletti diye biliyordum.

Ayrıca Çağlar adlı şeref yoksunu şahsiyet, Alev ile ilişkisini noktalamış gibi görünüyordu. Ya da oldukça dikkat ediyordu bilemiyordum ama yine de bir şeyler olduğu kesindi aralarında. Çünkü bütün bir hafta içi boyunca Hande ile onları basmaya çalışmıştım. Sonuç olarak ben Hande'ye bir şey söylememiş olacaktım. Hande kendi gözleri ile görüp tekmeyi basacaktı kıçına ama maalesef böyle bir şey henüz gerçekleşmemişti.

Ege ve Ece'nin de, Ege'nin lunapark isteğinden sonra araları bayağı sıkı fıkı olmuştu. Ege çok şebek bir çocuktu. Ece'ye lunaparka gidelim dediğinde Ece biraz şaşırmışsa da fena bir fikir olmadığını düşünerek kabul etmiş. Ege'nin anlatırken bile gözlerinin içi gülüyordu diyebilirdim. Sanırım sonuç oldukça Ege'yi mutlu eden tarzda olmuştu. Yakında iyi haberleri de bekliyordum.

Bizim işimizse, işte o biraz sıkıntıydı ama hallettik sayılırdı. Her ne kadar Emir pek hoşnut olmasa da fazla üstelememişti. Çünkü her yarım saat başı onu arayacaktım. Yarım saat ne demekti yahu? Başka türlü kabul etmeyeceğini kati bir şekilde belli etmişti, bu şekilde bile zor kabul ediyormuş da falan.. gerçekten uğraşamayacaktım.

Can'ın isteğine de gelecek olursak, onunla bir gün geçirmemi istiyordu. Emir'in şartlarıyla birlikte Can ile geçireceğimiz bu gün;

İlk olarak Cumartesi olacaktı çünkü okulun kapanmasını bekliyormuşuz. Tabii ki Emir'in ertelemek gibi bir derdi yoktu(!)

İkincisi ise yalnız kalmayacakmışız, kalabalık ortamlarda olacakmışız. Can'ın itiraz ettiği noktalardan biri buydu. Biraz baskı ile hallettik diyebiliriz. Bu baskıyı ben kullandım demek isterdim ancak Emir kendine ait yöntemlerle kabul ettirdiğini söylemişti. Ben de bu yöntemler hakkında en ufak bir şey bile duymak istemediğimden hiç sorma gereği duymadım.

Ve bir diğer nokta saat aralığıydı işte. Bu konuyu da babamı kullanarak halletmişti. Sözde babam Emir'e saat konusunda yetki vermişti ki ben buna hiç ama hiç inanmıyordum.

Ha bir de bu 4 gün içerisinde babama Emir'in benimle kaldığını söylemiştim. Aslında söylemek zorunda kaldım da denebilirdi. Çünkü onun işleri fazlasıyla uzamıştı. Şu adam da bir türlü ölmek bilmiyordu. Babam da düşündüğümden daha az tepki vermişti. Galiba bunun nedeni Zehra teyzeyle konuşup çoktan Hande'nin burada kalmıyor olduğunu öğrenmiş oluşuydu. Anlayacağınız bütün foyam ortaya çıkmıştı. Ama iyi tarafı babam Emir'i gelince öldüreceğini söylemişti.

Benim ise bir tek kuralım vardı: Peşime birisini takmaması. Çünkü Can'ın oldukça sinir bozucu bir şekilde Emir'e isteğini söylemesi durumunda Emir bunu ağzından kaçırmıştı. Benim kuralımın kabul edilmediği durumda bütün kuralların iptal olacağını söylediğimde kabullenmek zorunda kaldı. Ve söz vermişti. Emir Ateş verdiği sözleri her zaman tutar-mış.

Nehirler Boyunca IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin