13. Bölüm

294 49 17
                                    

Verdiğim söz üzerine 10 vote olur olmaz yeni bölümü paylaşıyorum ve mutlu olduğumu da söylemeden geçemeyeceğim. Çok teşekkür ediyorum arkadaşlar bir an yazmayı bırakacağımı düşünüp üzülmüştüm :) Geçen bölümün sonucunda gelen tahminlerden birkaçı doğru! Keyifli okumalar :))


Ne olur doğru görmüş olmayayım. Gözlerimi kırpıştırıp tekrar baktım ve o ise hala tüm gerçekçiliğiyle karşımda dikiliyordu. Şu an burada Emir'in olması için nelerimi vermezdim ki. Yani, onu çekemeyecektim evet ama bu kadarı da fazlaydı. Yüzsüz bir de evime gelmişti!

''Beni içeri davet etmeyecek misin?''

Tabi ki etmeyecektim. Yüzüme sahte bir gülücük yerleştirip içeri geçmesi için yana kaydım. Harekete geçtiği andaysa yüzüne kapıyı kapattım. Bir insan hem aynı derecede yüzsüz hem de salak olabilir miydi? Onu içeri alacağımı sanmasına gerçekten üzülmüştüm. Aptal!

Zil tekrar tekrar çalarken hiçbir şey yokmuş gibi yerime oturdum. Hande ise o sırada telefonuyla uğraşıyordu.

''Çağlar'ı  neden içeri almadın?'' Telefondan kafasını kaldırıp hayretler içinde bakıyordu. Bu hareketime sinir olmuşa benziyordu.

''Ne yani onu sen mi davet ettin!?'' Şaşırma sırası bana geçmişti. Benden habersiz yaptığı bu hareket beni oldukça öfkelendirmişti.

''Ben sana Nehir sinirlenir demiştim Hande.'' Çok bilmiş bir şekilde ellerini göğsünde birleştiren Ege'ye döndüm. Hande de ona bakıyordu.

''Sen kapa bi çeneni Ege.'' Bana geri döndü. ''Film izliyorduk, sıkılmayayım diye sevgilimi çağırdım bunun neresi anormal?'' Seni aldatan sevgilin diye düzeltmek istediysem de sustum.

Diyecek bir şey bulamadım. O an yüzüne 'O seni aldattı.' diye haykırmak istediysem de sustum. Cevap vermediğimi görünce kalkıp kapıya gitti. Engellemek istiyordum ancak ne diyecektim ki, bu yüzden de ardından gidemedim.

Ufacık bir keyfim olacaktı ama o da zehir olmuştu işte. Ege ile göz göze geldiğimizde birbirimize doğru iç geçirdik.

Yine de anlatmalıydım, her şey daha fazla ileriye gitmeden anlatmalıydım. Evet, karar vermiştim.

İçeri el ele girdiklerinde sinirim kat be kat arttı. O lanet olasıcayı evimde istemiyordum, hayatımda istemiyordum, çevremde ve arkadaşımın yanında istemiyordum. Ama o sanki bunu biliyormuş gibi daha da giriyordu hayatıma, daha da yerleşiyordu.

Hande az önce oturduğu tekli koltuğu es geçerek Çağlar'la çift kişilik koltuğa yerleşti. Aman ne güzel! Aşkınızı başka yerde yaşayın. Tabii buna da aşk denirse(!)

Sanki sinirimi hissetmiş gibi Ege de benim yanıma gelmişti. El mahkum biz de büyük koltuğa geçtik. Ege'ye baktığımda sakin ol gibi bir şeyler mırıldanıyordu. Sakin olabilir miydim? Bilmiyordum.

Işıkları kapatmak için Ege'nin yanından kalkıp duvardaki düğmeden ışığı söndürdüm. Geri gelirken karanlıkta Çağlar'a tekme atmayı da esirgemedim. İki büklüm olsa da bozuntuya vermemişti.

Al işte bütün zevkim gitmişti. Filmimin içine ediyordu onların orda öpüşmesi. Ne izliyorduk, filmin konusu neydi umurumda değildi. Odaklanamıyordum, kafamda neler yapmam gerektiği dönüyordu sadece. Hoş, onda da sonuca ulaşamamıştım orası da ayrı.

Sıkıldığımı ve artık filmin beni etkilemediğini hissettiğim zaman Ege'ye döndüm. Ben dışında herkes hala bu filme pür dikkat bakıyordu. Ege de dahil. Çabuk kaptırmıştı kendini. 'Benim yüzümden onun film zevki zehir olmasın, izlesin bari.' diyerek telefonumu çıkarıp oyun oynamaya başladım.

Nehirler Boyunca IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin