Merhaba arkadaşlar bu bölüm için hedef +10 vote, keyifli okumalar :)
Brad Pitt'le tam öpüşmek üzereyken gelen lanet olasıca kapı zili... Lanet olsun, bu her kimse onu öldüreceğim.
Debelenerek sinirle yataktan kalktım, bu ne arkadaş tatilde bile rahat bırakmıyorlar. Ama sadece 1 hafta, 1 hafta sonra okul kapanacak! Bu iyi bir haber mi kötü bir haber mi bilemiyordum çünkü sınavım da yaklaşacaktı bu yarıyıl tatiliyle birlikte.
Süper hazırlanan biri değildim, sevdiğim dersleri derste anlamama güveniyor olabilirdim. Yalnız ufak bir sorun vardı: Sevmediğim ders sayısı sevdiğim ders sayısından fazlaydı.
Neyse dedim kendi kendime, vardır bunda da bir hayır.
Merdivenlere yönelip bir yandan saçlarımı düzeltmeye çalışırken bir yandan da kapıya resmen böğürdüm ''Patlama be, geliyorum!'' alacaklı gibi ne çalıyordu bu insan!?
Kapıyı açtığım zaman sabahın köründe gelen insanın Emir'den başkası olmadığını fark ettim.
Gözlerimi ovuşturup Emir'i şöyle bir süzdüğümde gerçekten seksi olduğu kanaatine vardım. Yani siyah üstüne yapışmış tişörtüyle altındaki siyah kotu üzerine çok güzel yakışmıştı.
Saçları her zamankinin aksine dağınıktı ama dağınıklığı bile ona hoş bir hava katmıştı. Sol kulağındaki küpe bütün dikkatleri çekerken, gözleri başlı başına odak noktasıydı.
Oha oha oha!
Ne var be?
Benim aksime oldukça dinç görünüyordu. Daha erken kalktığı her halinden belli oluyordu.
''Nehir bu seksi vücudu süzmen bittiyse içeri geçeceğim.'' Bıkkınlıkla nefes verdi. Gözlerim arkasına doğru gitti geldi.
Ay ne dedi o? Fark etti lan, inşallah kızarmamışımdır. Yüzüne geri döndüğümde sırıtmaya başlaması kızardığıma işaretti demek ki.
''Şey, sana bakmıyordum dalmışım.. şey, ben şeyden-" duraksadım "Sabahın köründe gelirsen tabi böyle olur.'' diyerek son anda kurtardığımı umdum.
Bu sefer inci gibi olan dişlerini gösterip güldükten sonra içeri geçti.
Çocuğum gülme şöyle.
Koltuğa geldiği zaman kendi evindeymişçesine yayılıp kapıda dikkat etmediğim kutuyu masaya koydu. Masanın üstüne de ayaklarını uzatmayı ihmal etmedi.
''Bütün gün benimle olacağını haber vermek için geldim Nehir, umarım bir planın yoktur. Gerçi varsa da umurumda değil iptal et.''
Dedikleri karşısında ona dik dik bakmaya başladım. ''Neden bütün gün seninle olacakmışım?'' Kollarımı göğsümde birleştirip karşısına dikildim. Daha kahvaltı bile etmemiştim. Midem birazdan senfoniye geçmezse iyidir.
''Telefonda demiştim ama yine de açayım; bugün bir davet var. Daveti de annem düzenledi. Benimde orada olmam gerek ve senin de öyle.'' Ayaklarını kendine çekip oturur pozisyona geldi. Kutuyu eline alıp kırmızı kapağını araladı. ''Bu elbiseyi giymeni istiyorum, vücut ölçülerini bilmek o kadar da zor değil, tahminen kırmızı sana yakışır.'' Önemsizce kapağı tamamen kutudan ayırdı.
Kutudan elbiseyi çıkardığında onu ve elbiseyi şöyle bir süzdüm. ''Bak ne diyeceğim Emir, elbise sana da çok yakışır çünkü ben gelmiyorum.''
Sabah sabah bu kadar uğraşmak yeterdi. Rüyama geri dönmek istiyorum!
Arkamı dönüp merdivenlere yöneldiğim zaman kolumdan tutup kendine çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nehirler Boyunca I
أدب المراهقينAnlaşamayan iki insanın yaptığı anlaşma ne kadar sağlam olabilir ki? Bu yolun sonu nereye gider bilemiyordum ama Nehirler Boyunca koşmaktan farksızdı..