Merhaba arkadaşlar işte yeni bir bölüm ve bu sefer farklı bir şey deneyeceğim. Bu bölüme +5 vote gelmediği sürece yeni bölümü yayınlamayacağım, bence hedef o kadar da zor değil. Sadece hikayenin beğenilip beğenilmediğini anlayacağım çünkü ben de emek harcıyorum ve boşu boşuna olsun istemiyorum. Şimdiden teşekkürler, iyi okumalar.
''Sana ne?'' diyerek tersledim onu. Aslında böyle bir tepki vermezdim ama gerçekten beni zor durumda bırakmıştı. Bir an gözlerinden sinir dalgası geçtiğini hissettim ve sonra sanki kendini sakinleştirirmiş gibi derin nefes aldı.
''Her neyse benimle geliyorsun.'' Elini koluma gömünce acı içinde inledim.
''Nereye!?'' diye fısıltıyla karışık bağırdım. O beni hala sürüklerken gitmemek için direndim. Kendimi hala olduğum yerde sabitlemek için uğraşırken ve ayrıca başaramıyorken diğer kolumu da başkasının çektiğini hissettim. Benimle birlikte Emir de hissetmiş oldu ki geri dönüp kolumu tutan kişiye baktı. Bu da Ege oluyordu.
Elini kolumdan çekmesiyle şimdi başlıyoruz diye içimden geçirdim. Bir iki adım Ege yaklaştığında Ege onu görmezden gelip benimle ilgileniyordu.
''Koluna bakıyım.'' Kolumu uzattım. ''Morarmış, içeri geç buz falan koy Nehir.''
''Gerek yok'' zorla gülümsedim.
''Geç içeri!'' diyerek sesini yükselttiğinde açıkçası korkmuştum. Herkes de bağırıyordu bana. Gülümseyen çocuğa da ne olmuştu böyle?
''Sen kimsin!?'' dedi Emir biraz daha Ege'ye yaklaşıp aralarındaki mesafeyi bir adımdan aza indirdi. Ege'nin bal rengi gözleri koyulaşmış, Emirinkilerse gerçekten siyahın en koyu tonunu almıştı.
''Nehir'in yakın arkadaşıyım bir sorun mu var?''
''Var var, bir daha aramıza gi-'' sözünü kesen ben olmuştum.
''Emir geri çekil.'' Emir yerinden bir adım bile kımıldamayınca Ege' ye döndüm. ''Ege lütfen.'' Gözlerimle Ege'ye yalvaran bir bakış atınca bir iki adım geri çekildi.
''Neden geldin?'' diye sordum Emir'e bir yandan da kolumun acısı dinmesi için kolumu ovalamaya başladım.
''Annem seninle konuşmak istiyormuş, ondan.'' dedi gözlerini hala Ege'den ayırmadan.
''Bunu bana şimdi mi söylüyorsun? Gelemem.''
''Geliyorsun Nehir, bir anlaşmamız var unutma.'' Nihayet gözleri beni bulmuştu.
Hay bin lanet! ''Yarın ol-'' sözümü kesti hayvan herif.
''Şimdi.'' Bastıra bastıra derken tekrar Ege'ye döndü. Başka çaremin olmadığını kabullenerek ben de Ege'ye döndüm.
''Ege beni biraz idare edebilir misin?''
''Ne için? Bununla gitmen için mi?'' parmağıyla Emir'i gösterdi. Emir bu hareketine sinirlenmiş olacaktı ki sinirle solumaya başladı.
Ege'ye bir adım daha yaklaşarak ''Lütfen gelince her şeyi açıklayacağım söz veriyorum.'' deyip üzgün bir bakışla da sözlerimi tamamladım.
Tekrar Emir'e baktı ve kulağıma fısıldadı. ''Bu çocuğu gözüm tutmadı.''
''Gerçekten çok ihtiyacım var lütfen, söz veriyorum hiçbir şey olmadan geri geleceğim sadece biraz idare et lütfen.'' Bana bir süre baktıktan sonra ''Sadece 1 saatin var.'' deyince sırıttım. ''Çok teşekkürler.'' Neden yaptım bilmiyorum ama sanırım sevinçten olsa gerek ona sarıldım. O da ellerini belimde birleştirirken gülümsemesini hissettim.
Arkadan ayağını yere vura vura ritim tutmaya başlayınca birileri, Ege'den ayrılarak konuşmaya başladım. ''Babam sorarsa Hande çağırmış dersin bu onu idare eder.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nehirler Boyunca I
Teen FictionAnlaşamayan iki insanın yaptığı anlaşma ne kadar sağlam olabilir ki? Bu yolun sonu nereye gider bilemiyordum ama Nehirler Boyunca koşmaktan farksızdı..