2.3

12.7K 861 76
                                    

**

Yıllar bana insanları umursamamayı çok iyi bir şekilde öğretmişti. Çünkü insanlar acımasızdı; onları umursadığınızı hissettikleri an canınızı yakarlardı.

Bu yüzden okulda hakkımda dönen dedikoduları ve Can'ın sataşmalarını umursamazdım. Peki o zaman Can'la gülüşerek spor salonuna giren İrem'i görünce saç diplerime kadar ulaşan sinir de neyin nesiydi?

Kıskanmış mıydım? Yoksa geçenlerde Can'a karşı beni savunup şimdi de onun tarafında olması ihanete uğramışım gibi mi hissettirmişti?

İrem bakışlarımı fark edip bana döndüğünde yüzümdeki düz ifadeyi bozmadım. Bir an afallamış gibi oldu ve hemen ardından Can'la olan sohbetine devam etti. Bu samimiyet de nereden geliyordu? Kendimi sebepsizce kandırılmış gibi hissetmeye başlamıştım.

"Kardeşim, iyi misin?" Kerem'e döndüğümde yüzündeki şaşkınlık benim de şaşırmama neden olmuştu. Başımı soru sorar gibi iki yana sağladığımda dakikalardır sektirdiğim topu elimden aldı. Ve aniden ayağımda bir sızlama hissetmeye başladım.

"Ulan dakikalardır basketbol topunu ayağına sektiriyorsun. Neye daldın da topun verdiği acıyı hissetmedin merak ettim."

Konuşabilseydim yok artık amnkym diye bağırabilirdim. Başımı hızlıca iki yana sallayıp omuz silktim.

Topu ayağıma sektirmemin İrem'le bir alakası yoktu. Sadece dalmıştım.

Öyle değil mi?

**

Tuna'm noluyor sana

SISKA || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin