4.7

10.8K 747 532
                                    

Ayyyyy bayadır yoktum biliyorum. Çünkü hem özel sebeplerim vardı hem de tıkanmıştım. Gecikme için hepinizden sorry.<333

+150 yorum öptüm hadi lsglwlflwlflw

*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


@sudeyerler: <3

29.482 beğeni

(Bu gönderi yoruma kapatılmıştır.)

@iremozmen: Halktan biri yapsa yadırganacak olan bir davranışı, herhangi bir ünlü yaptığında normal karşılanmasını hala anlamış değilim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@iremozmen: Halktan biri yapsa yadırganacak olan bir davranışı, herhangi bir ünlü yaptığında normal karşılanmasını hala anlamış değilim.

(33.275 beğenme, 481 yorum)


@sakayapimmi: Çok doğru bir noktaya değindin

@benbirkekoyum: Yavrum senin annenler arı mı bal gibi kızsın
@esrafalan: Ay kusucam sanırım sizin nesliniz tükenmişti diye biliyordum ben
@benbirkekoyum: Yanlış bilgi piremses ;)
@esrafalan: Prenses*

@benhicuslanmam: Ablacım sen hep doğru noktalara değinmek zorunda mısın
+29 Beğenme

@sevilamasevme: Neyini abartıyorlar anlamıyorum çok da güzel değilsin oysaki
+5 Beğenme

@menyaxsibirazeriyim: Hamınız bu qızı qısqanırsınız bilirəm
+47 Beğenme

****
 

  *Flashback*

Dokuz yaşındaydım. Öğretmenimiz bizden en sevdiğimiz kişi ve nesnelerin resmini çizmemizi istemişti. Kâğıda annemi, babamı ve en sevdiğim iki oyuncağımı çizmiştim. Eve gider gitmez üzerimi değiştirmiş, annemlerin gelmesini beklemeye başlamıştım. Resmimi onlara gösterecek ve onları çok sevdiğimi söyleyecektim. Saate baktığımda her zaman geldikleri saatin geçtiğini görmüş, somurtarak çizgi film izlemeye başlamıştım.

Hava kararmış, annemler hala gelmemişti. Karnımın acıktığını hissedince mutfağa gittim. O sırada dış kapının açılma sesini duymuş, açlık hissini unutup koridora koşturmuştum. Beni henüz fark etmemişlerdi.
Tam onlara çizdiğim resimden bahsedecektim ki annemde bir tuhaflık sezdim. Gözleri şişkindi, ağladığı belli oluyordu.

"Anneciğim, sen iyi misin?" İkisi de bakışlarını bana çevirdiğinde babamın da annemden pek bir farkı olmadığını anlamış, ne olduğunu iyice merak etmiştim. Annemin çenesi titremeye başladı, ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bana kötü kötü bakıp derin bir nefes aldı.

"Bana anneciğim deme. Hakan al şunu gözümün önünden, birde gelmiş pişkin pişkin anneciğim diyor!" Neye uğradığımı şaşırıp birkaç adım geriledim.

"Sakin ol Buse, o daha çocuk. Onun bir suçu yok."

"Hayır, var! Onun yüzünden! Onun yüzünden!" Sinirle saçlarını yolmaya başladığını görünce ne yapacağımı bilememiş ağlayarak odama koşturmuştum. Ne yapmıştım ki ben?

*

*Şimdiki zaman*

Parmaklarımı kurumuş toprağın üzerinde gezdirdim. Buraya uğramayalı uzun zaman olmuştu. Kendimi sınava ve diğer şeylere öyle bir kaptırmıştım ki burayı ihmal etmiştim. Titrek bir nefes aldım. Zihnimden atamadığım kötü anılar buraya her gelişimde gözlerimin önünde beliriyor, o zamanları yeniden yaşıyormuş gibi oluyordum. Bu haksızlıktı.

Parmaklarım bu sefer mezar taşının soğuk mermeri üzerinde gezindi. Onlar için bir ritüele dönüşmüş olan bu hareket her seferinde tüylerimi ürpertiyordu fakat elimde değildi. Parmaklarım o ismin üzerinde gezinmedikçe yaşananlar hiç yaşanmamış gibi bir umuda kapılıyordum. Her şeyin gerçek olduğunu görmek zorundaydım.

Buse Özmen.

Doğum Tarihi: 03.07.1978
Ölüm Tarihi: 28.09.2011

Annem... İntiharından kendimi mesul tuttuğum annem...
Bu cümle beynime kaynar sular dökülüyormuş hissi uyandırıyor, beni adeta kahrediyordu. Yutkunmaya çalıştım ama pek becerebildiğim söylenemezdi. Ardı ardına titrek nefesler alıp burnumu çektim, hayır ağlamayacaktım. Ağlamamalıydım.

Gereksiz otları dikkatlice yolmaya başladığımda ağlamayacağımı söylüyor, kendi kendime telkinlerde bulunuyordum. Hem Tuna'nın beni terk edişinin yıpratıcı etksinden birazcık da olsa sıyrılmak için hem de şehir dışına çıkmadan önce son bir kez uğrayayım düşüncesiyle kalkıp şu an benden başka kimsenin bulunmadığı bu mezarlığa gelmiştim. Ama burada geçmiş peşimi bırakmamış, son zamanlarda yaşadığım şeylerin eskiyle kıyaslanamaz kadar önemsiz olduğu gerçeğini yüzüme vurmuştu.

Evet, Tuna beni bir başkası için terk etmiş olabilirdi.

Evet, ilk aşkım tarafından böyle çirkin bir duruma maruz kalmış olabilirdim. Ama bu, annemin yıllar önce benim yüzümden psikolojik sorunlar yaşayıp en sonunda da dayanamayıp intihar ettiği gerçeği karşısında bir hiçti.

Kanlı bilekleriyle küvetin içerisinde boylu boyunca uzanmış, bir daha asla kırpamayacağı ela gözlerini boşluğa dikmiş annemin görüntüsü zihnimin derinliklerinde tazeliğini koruyordu. Ve bu görüntüyle yaşamak inanın çok zordu. İlk yıllarım bu yüzden çok sancılı geçmişti. Babamın psikolog oluşu bir fayda sağlamamıştı, çünkü o da bu durumdan en az benim kadar etkilenmişti. Babamın arkadaşları o zamanlar yanımızda olmasaydı belki de hala o olayın ağırlığını üzerimizden atamayacaktık.

Çantamdan su şişesini çıkarıp kapağını çevirdim. Son gelişimde yaptığım ve bir sonraki gelişlerimde de yapacağım gibi toprağını suladım. Bu benim için eskisi kadar olmasa da hala zordu, hala acıtıyordu.

Tamam, annemin rahminin benim doğumum esnasında büyük zarar görmesi ve doktorların bunu anneme söylemeyi unutması, zamanında önlem alınmadığı için annemin rahminde bir kitle oluşması ve rahim kanserine yakalanması, bundan bir haber olup bana erkek kardeş getirmeyi düşündükleri sırada bir takım testler için gittiği hastanede tesadüfen rahim kanseri olduğunu öğrenip bunların hepsini benim doğumuma bağlaması, tüm suçu benim üzerime atması, bunların hiçbiri benim suçum değildi belki de.
Fakat annemin zamanında erkek çocuğa çok fazla takması ve bu hayalinin gerçekleşemeyeceğini öğrenmesi sinirlerini alt üst etmişti. Kanser olduğunu öğrendiği günden itibaren bana karşı soğuk tavırlar içerisindeydi. Bir daha eskisi gibi olamamıştık.

Cebimdeki telefonun titremesiyle yerimde doğrulmuş, gelen mesaja bakmıştım. Nilay her şeyi hazırladıklarını yola çıkmak için beni beklediklerini yazmıştı. Bu akşam Antalya'ya gidiyorduk. Hepimizin kafa dinlemeye ihtiyacı vardı.

Yanaklarımda hissettiğim iki damla gözyaşını kuruladıktan sonra derin bir nefes aldım. Buraya gelmem iyi olmuştu. Bana geçmişte yaşadıklarımı ve şu an içinde bulunduğum durumdan daha kötüsünü atlattığımı hatırlatmıştı.

Acilen kendime gelmeliydim. Annem hayatta olsaydı ve psikolojisi yerinde olsaydı benden bunu isterdi.

**

İrem'in annesiyle ilgili durum hakkında ne düşünüyorsunuz?

SISKA || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin