1.BÖLÜM: BEN GECE

12.6K 352 180
                                    

"Zaman geçer insanlar doğar, büyür , ağlar, acı çeker, ama her güneşin batışında , gece kendini gösterir ve ay yine ortaya çıkar"...



Sessizce kapıyı açıp eve girdim babam uyumuş olmalıydı. Tam odama çıkarken babam kolumdan tutup kendine çevirdi bir anda korkuyla sıçradım.
Lambayı açmasıyla babamın her zaman ki gibi sert ve acımasızca bakan gözleriyle karşı karşıya geldim.

"Açıklayabilirim baba lütfen beni dinle."

" Kes sesini Gece ben sana demedim mi bir daha sakın geç gelme diye"

"Baba bab..."

"Sus dedim sana derhal odana çık ve ben çık demeden sakın odandan
çıkma."

Ağlayarak odama çıktım elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynayla yüz yüze geldim.
Uzun zamandır aynaya bakmamış olmalıydım. Acı çeken gözlerimi , yara bere olan bedenimi unutmuştum ya da bu duruma alışmıştım artık.
Banyodan çıktıktan sonra yatağıma oturdum saatlerce hiç bir şey yapmadan öylece boş boş oturdum sonra elime bir defter aldım ve yazmaya başladım.

Ben Gece Atalay daha 18 yaşında genç bir kızım hayalleri olmadan , korkuyla büyüyen yapayalnız bir kızım. Babam Demir Atalay büyük bir iş adamı her şey onun istediği gibi olur , her istediğini elde eder ve en kötüsü buz tutmuş bir kalbinin olması maddi anlamda her zaman yanımda olan babam manevi anlamda hiç bir zaman yanımda olmadı. Her zaman onun istediği gibi yaşadım mutlu olmadan , tebessüm etmeden yaşadım. Annem babamı terk ettiğinden beri hep bana kötü davrandı tüm suçu bende aradı. Annem bizi terk edip giderken ben daha 1 yaşındaydım yeni yeni konuşmaya başlayan masum bir çocukken bizi , beni bırakıp gitmiş. Ben hiç çocuk olmadım hiç dizim acıdığı için ağlamadım hep ruhumda kapanmayan yaralar için ağladım ama bende büyüdüm.
Hayatta tek doğru bulduğum şey ismim beni o kadar güzel anlatıyor ki.
Gece , gece , gece defalarca ismimi yazdım boş satırlara herkes şikayetçiydi geceden çünkü tüm sıkıntılar, tüm dertler , tüm acılar kendini gecede gösterirdi.
Geceler uyutmazdı bizi geceleri sevmezdi kimse ama benim tek sığınabileceğim yer geceydi çünkü herkes kendine çekilirdi, tüm sokaklar yanlızlaşırdı, sesler kesilirdi ve kendinle baş başa kalırdın.
Bende her gece kendimle baş başa kaldım ve her gece daha fazla şey öğrendim. Babamı öğrendim , annemi öğrendim en çok da kendimi öğrendim. Defteri kapatıp çekmeceme koymuştum sonra sıcacık yatağımın içine girdim. Telefonumu baş ucuma koyup uyumuştum. Sabah kapımın hızlıca açılmasıyla bir anda korkuyla uyandım.
" Saat kaç oldu sen hala uyuyor musun bu ne sorumsuzluk Gece." Babamın bağırışı tüm evi titretiyordu adeta hızlıca yatağımdan kalktım. "

"Baba ne oldu , yine ne yaptım ben.
Anladın yani bir şeyler yaptığını Gece, dün geç saatlere kadar nerede olduğunu öğrendim sana demedim mi bir daha kimsesiz çocukların yanına gitmeyeceksin benim sözümü çiğneyip nasıl gidebil-.."

"Evet gittim ve yine gidicem sen ne kadar gitme desen de gideceğim baba çünkü onlar da benim gibi kimsesiz büyümeyecek onlar da benim gibi mutsuz büyümeye-..."

Cümlemi bitirmeden babamın ilk defa bana vurduğunu gördüm, çünkü ilk defa böyle konuşuyordum.
Babama baktım ve hiç birşey demeden banyoya girdim. Saatlerce ağladım , saatlerce banyodan çıkmadım. Banyodan çıktığımda odam toplanmış kahvaltım masanın üstüne bırakılmış ve hizmetlimiz Ayşe abla beni kapıda bekliyordu. Çıktığım gibi Ayşe abla bir anne gibi sarıldı ve bir yandan da nasihatler veriyordu. Kızım bunlar geçecek sende çok mutlu olacaksın ikimizinde inanmadığı cümleler kuruyordu.

"İyim ben Ayşe abla üstümü giyip çıkmam lazım bana izin verir misin?"

"Gece yapma kızım çıkma baban yine çok kızacak."

"Ben alıştım Ayşe abla."

" Peki kızım"deyip odandan çıktı.

Dolabımdan siyah dar paça pantolonumu ve beyaz bir tişört çıkarttım.
Hızlıca giyindikten sonra saçlarımı düzeltip çantamı alıp odamdan çıktım. Kapıya doğru ilerlerken üniversite için hangi okulları tercih edeceğimi düşünüyordum. Beni her defasında kolejlere yazdıran babamı bu sefer dinlemeyeceğim İstanbul'dan uzak bir şehirde okuyup kendi ayaklarımın üstünde duracağım. Bunları düşünürken kendimi dışarda buldum. Hızlı adımlarla evden uzaklaştım. Bu sefer taksiyle değil , metroyla gidecektim okuluma bir işim olmadığı zamanlarda sık sık metroyu kullanırdım. Metroyu beklerken çantamdan kulaklığımı çıkartıp telefonuma takıp en sevdiğim şarkıyı açtım sanki şarkı beni anlatıyordu.

"Alev alev yandığım doğru, küllerimden doğar mıyım sana doğru kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim. Sendeyim"...

Diye devam ediyordu şarkı yol boyunca bu şarkıyı dinleyip durdum. Okulumun önüne gelmiştim hızlı adımlarla öğretmenler odasına girdim. Edebiyat Öğretmeni olan Dilek Hocamızın yanına gittim birlikte tercih yapacaktık. Benim kafamın içinde sadece bir okul vardı onu yazıp çıkacaktım.

"Merhaba hocam nasılsınız"

"İyiyim Gece sen nasılsın"

" Teşekkür ederim iyiyim"

"Hangi okulları istiyorsun puanının tutup tutmayacağına bakalım."

"Hocam ben sadece bir okul yazmak istiyorum."

" Neden Gece "

"Çünkü oradan başka bir yerde okumak istemiyorum."

" Peki anladım hangi okulu istiyorsun."

" Eskişehir ' deki  teknik üniversitesini istiyorum."
"Bakalım puanına evet puanın buna yetiyor."

"Hatta daha güzel okullara da puanın yetiyor başkasını istemediğine emin misin?"

"Evet hocam."

"Peki yazıyorum bunu."

"Tamam hocam."Tüm işlemleri yaptıktan sonra sıra beklemeye gelmişti.

Merhaba bu benim ilk romanım olacak umarım istediğim , istediğiniz gibi olur.*:))

AY VE GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin