18.BÖLÜM:GÜÇLÜ OL

1.8K 133 55
                                    

Yukarıda ki şarkıyı açın ve okumaya başlayabilirsiniz. Müzik eşliğinde kitap okumak bence çok iyi sizde yapmadıysanız bence yapmalısınız. Her neyse size iyi okumalar hepinizi çok seviyorum 🌼

"Bu yaşıma gelene kadar öğrendiğim en muazzam şey tepkisiz kalabilmek.
İnanılmaz kırılmış, şaşırmış ya da üzülmüş olsam da her şeyin olabildiğini herkesin her şeyi yapabileceğini kabullenmek"

"Ne diyorsun sen ya bak gerçekten seninle uğraşacak vaktim yok"
"Ya ztn benimde sana bir şey yapacak halim yok. Sadece şaka yaptım"
"Ben belayım diyecek kadar komik olman ne kadar da komik asıl buna gülelim"
"Ya off haklısın ben sadece o söylediklerinden sonra sinirle kalkıp gittiğin için senin yanına geldim, kötü bir amacım yoktu."
Bu söylediklerinden sonra biraz da olsa rahatlamıştım. Ama yinede rahat olduğumu belli etmeyecektim.
"Bak duydukların benim hayatım ve ben kimseye hayatımı anlatmıyorum senin orda olduğunu bilseydim ztn konuşmazdım. Senden tek ricam söylediklerimi unut."
"Nasıl böyle şeyler unutulur, sen söyledikten sonra kendimi senin yerine koydum ve çok canım yandı. Ama birisine söyleceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun asla kimseye söylemem"
"Tipinle söylediklerin hiç birbirine benzemiyor."
"Herkese böyle konuşmuyorum ztn kimseyle konuşmam tipimin böyle itici olmasını isteyen benim"
"Konuşmak için beni mi seçtin"
"Merak etme seninle de konuşmaya pek meraklı değilim, sadece ne yaşarsan yaşa güçlü olmanı istiyorum yoksa böyle her sinirden bir yerlerde konuşursan bir çok kişi duyar ve herkes benim gibi susmaz"
Tam konuşmaya başlayacakken adını bile bilmediğim çocuk kalkıp gitmişti.
Neden böyle konuştu ki şimdi bir daha karşılaşmayız da koca okulda. Neyse ya karşılaşmayalım zaten. Sonra ayağa kalktım ve yürümeye devam ettim. Aklıma sadece derslerime odaklanacağım söz gelmişti.. Daha ilk günden yapamamıştım, güçlü görünmek artık canımı çok yakıyor, yoruldum hemde çok, yere düşmek istiyorum çünkü güçlü duracak halim kalmadı... Buna dur diyecektim güçlü görünmek değil güçlü olmak istiyordum yorulsam da ayağa daha fazla kalkacaktım. Sonra telefondan hemen iş ilanları sitesine girdim. Part tıme iş baktığım için bir çok kişi kabul etmeyecektir bundan eminim ama yinede bi iş bulacaktım.
Bir kaç tane garsonluk için aradım ama kabul etmediler. Aslında Ay cafeye gidebilirdim, ama bi an düşününce belki de her şey o işe başlamakla başladı. Ve oraya gitmeyecektim. Sonra aramayı bırakıp okulun yakındaki işlere baktım. Okuldan uzakda 10-15 dakikalık yürüme mesafesi olan bir Cafe vardı oraya gittim.
"Buyurun nasıl yardımcı olabilirim"
"Merhaba ben sizin müdürünüzle konuşmak için gelmiştim"
Kasiyer kız bana baktı ilk önce anlamış olmalı benim iş baktığımı.
"Hemen bekleyin ben söyleyip geliyorum."
Peki deyip beni çağırmasını bekledim..
3 dakika sonra kız içeriden çıktı ve beni müdürün odasına götürdü. Odaya girdiğimde karşımda ki gayet genç biriydi buna şaşırmıştım. Hafif bir tebessümle ona baktım o da aynı karşılığı bana verdi. Eliyle gösterdiği koltuğa oturdum.
"Buyurun ne için gelmiştiniz"
"Ben iş için gelmiştim ama part time olarak"
"Peki işe almazsam seni ne yaparsın"
Hiç beklemediğim çok saçma bir soru sormuştu bana.
"Ne yapma mı bekliyorsunuz bilmiyorum ama tabiki de bir şey yapmadan giderim"
"Yani zorlamazsın, neden diye de sormasın"
"Pardon da ben sizinle iş konuşmak için geldim sizin saçma sapan sorularınıza cevap vermek için değil. Ayrıca bir şey olmuyorsa zorlamamak gerekir"
Sinirle ayağa kalktım tam gidecekken
"Ya bir oturmusun lütfen"
Ona baktıktan sonra oturdum tekrardan.
"Siz konuşmadan bir şey söyleyeyim buranın müdürü ya da patronu olabilirsiniz ama benimle senli benli konuşamazsınız ben size hangi üslupla konuşuyorsam sizden de aynı şeyi bekliyorum."
Gülerek "Verdiğin cevaplar güzeldi, bu kadar özgüvenli dik durmak çok güzel"
"Beyefendi siz anlamıyor musunuz?
Benimle sizli bizli konuşun lütfen ha bir de benim özgüven mi sorgulayacak en son insansınız."
Karşımda ki adam bir anda ciddileşmişti.
"Neden bu kadar sertsin sadece seni pardon sizi birazcık tanımak istedim. Her neyse daha fazla konuşmaya gerek yok. Yarından itibaren çalışmaya başlayabilirsin"
Sevinçten çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum ama ciddiliğimi bozmayacaktım.
"Peki yarın görüşmek üzere" deyip ayağa kalkmıştım.
"İsminizi söylemediniz" ona dönerek
"Çalıştığımız süre boyunca öğrenirsiniz" onun konuşmasına izin vermeden odadan çıkmıştım.
Ne kadar ona sinirli olsam da beni işe aldığı için çok mutluydum. Hiç oyalanmadan eve gittim. Eve girer girmez elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim rahat şeyler giydikten sonra mutfağa girdim ve bir şeyler hazırladım. Daha kardeşimin gelmesine yarım saat vardı bende dinlenmek için salona geçip oturdum.
Telefonda biraz takıldım sonra bir bildirim gelmişti yine bilinmeyen bir numaradan şunlar yazıyordu:
"Ya her şey oyunsa"...
Okuduktan sonra çok sinirlenmiştim şimdi bu mesaj atan kişi bankta yanımda oturan çocuk mu ama neden böyle bir şey yapsın ki telefonu bir kenara bırakıp düşünmeye başladım. Sonra birden kapı çaldı Asra gelmiş olmalıydı kapıyı açtıktan sonra Asra sıkıca boynuma sarıldı bende ona sarıldım. "Asra bugün içinden sevgi patlaması yaşıyorsun galiba"
Asra üzgün ve moralsizdi. Ne oldu anlat desemde bir şey yok deyip geçiştirdi. Bende çok zorlamak istemedim. "Asra ben yemeği hazırlamaya gidiyorum sende üstünü çıkartıp gel"
Mutfağa giderken elimde ki telefona bir bildirim gelmişti. Tekrardan aynı kişiden mesaj vardı.
"Ölen sadece sensen"
İyice korkmaya başlamıştım bu bi şaka mıydı yoksa aklıma gelen şey mi.
Babam mı yine. Sofrayı hazırlarken sadece düşünüyordum. Asranın  geldiğini duyunca o bir şey anlamasın diye yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Asrayla yemek falan yedikten sonra o odasına bende kendi odama çekildim çünkü bugün ikimiz de iyi değildik.
Ben yorgun olduğum için erkenden uyudum. Sabah saat 7.00 da uyanmıştım.. Çok rahat uyumuştum ne kabus görmüştüm ne de uyanmıştım. Sabah sabah mutlu uyanmıştım. Başımın ucunda ki çekmecede bir not vardı.
"Ablacım ben bugün erken çıkıcam arkadaşlarla bir ödev araştırıcaz...
Asra".
Asra çok erken çıkmıştı telefonumu elime aldım aramak için ama yine aynı numaradan mesaj vardı, bu sefer birden de fazlaydı.
"Bugün erken uyudun"
"Bravo nasıl rahat uyuyabildin, her şeyi bu kadar çabuk mu unuttun"
"Ama yine de kaybeden sen olacaksın"
Bunlar ne demek oluyordu, kimdi beni nasıl görüyordu. Daha fazla korkmuştum.
Hızlıca yatağımdan kalkıp üstümü giydim çantamı aldım ve evden çıktım. Okula gidip o çocuğu bulmam lazımdı. Taksiye bindikten yarım saat sonra okula gelmiştim. Hızlıca okula girdim ve gözlerimle bahçeyi aradım çok fazla kişi yoktu çünkü saat daha erkendi. Bir an Asrayı unutmuştum güzel bir nefes alıp verdikten sonra Asrayı aradım..
"Asra neden bu kadar erken çıktın evden"
"Gece ya bizim bi ödev varmış biz de unuttuk yapmayı o yüzden erkenden buluştuk ödevi yapmak için"
"Uyandırsaydın ya beni"
"Kıyamadım ama bir daha böyle bir şey olmaz"
"Peki canım ben şimdi kapatıyorum sonra konuşuruz"
"Tamam bayyy"
Asrayla konuşmayı bitirdikten sonra tekrardan etrafıma baktım sonra okula girdim. Bir kaç sınıfa baktım ama yoktu bende biraz dinlenmek için okuldaki kantine gittim bir masada oturdum. Telefonuma tekrardan bildirim geldi.
"Beni hiç bulmayacaksın"
"Saçma sapan yerlerde arayarak kendini yoruyorsun üzülüyorum"
"GEBER"
Son mesaj artık beni çileden çıkarmıştı. Ama yapacak hiç bir şey yoktu 5 - 10 dk sonra kantıne bir çocuk gelmişti sweatshirt giymişti o çocuğa benzetmiştim arkadan ama önüne dönmesini bekliyordum.
Önün döndüğü an çok sevinmiştim çünkü o çocuktu hızlıca yanına koşmuştum ve tam önünde durmuştum.
"Ya seni sabahtan beri arıyorum."
"Ne beni neden arıyorsun"
"Acil benimle gel"
"Ya noluyo"
"Ya hadi"
Birlikte hızlıca bahçeye çıkmıştık ve dün ki yerimize gittik.
"Ya noluyo"
"Otur da dinle beni"
"Adını bile bilmediğim bir insanı neden dinleyeyim."
"Adımı öğrenmene ne gerek var hayatımı biliyorsun. Neyse ben Gece"
"Gece mi"
"Evet ne oldu"
"Farklı ve güzel bir isimmiş"
"Sağol da senin ismin yok mu söylesene"
"Yo var bende Bartu"
"Memnun oldum Bartu her neyse tanışma faslı geçtiyse seninle konuşmam gereken bi konu var"
"Seni dinliyorum". Bi anda ikimiz de ciddileşmiştik.
"Hani ben dün okuldan çıktım ya bana bir mesaj geldi mesaj da pişman mısın yazıyordu benim de umrumda olmadı kimsin yazdım ve bakmadım. Sonra seninle bankta karşılaştık ve bana direk pişman mısın dedin. Sana o an sormadım ama eve gittikten sonra bana tekrardan ve daha fazla mesaj geldi. Beni yanlış anlama ama ilk aklıma sen geldin"
Bartu gözlerini açmış bana bakıyordu sinirlendiği de belliydi.
"Bak Gece çok tesadüf olmuş ikimizin de aynı anda aynı kelimeyi kullanması ama bu kadarı da fazla ben nerden bulucam telefon numaranı ya da neden böyle bir şey yapayım."
"Baba mı tanısaydın sende aynı şeyi düşündürdün"
"Babanı tanımıyorum ama kendimi çok iyi tanıyorum ve bunu tanımadığım bir insana asla yapmam istersen telefonuma bakabilirsin"
"Şey ya yok"
"Dur dur ben kendim göstereyim, dün kimseye mesaj atmadım bile"
"Ya özür dilerim seni suçlamak istemedim. Neyse ben artık gideyim"
"Gece bir dakika mesajları bana gösterir misin"
Mesajları Bartu'ya gösterdim. Her mesaja daha da çok şaşırıyordu.
"Olm bu kim bunlar nasıl mesajlar bak çok sinirlendim"
"Neyse ya boşver ben hallederim"
"Kusura bakma bunları gördükten sonra senin gitmene izin vereceğimi mi sandın"
Bunu duyduktan sonra aslında hem mutlu hemde şaşırmıştım, kimse bana daha önce böyle davranmamıştı en yakınım bile.
"Ya gerçekten beni takma"
"Gece benimle arkadaş olmak zorunda değilsin, ama sana yardım edeceğim ve bu mesaj atanı bulduktan sonra istersen yollarımızı ayırırız"
"Bartu ondan değil sadece senin başının belaya girmesini istemiyorum"
"Bırak da girsin, yalnız hayatıma renk katar."
"Merak etme sen başına en büyük belayı beni hayatına alarak yaptın, çünkü ben birinin hayatına girdiğim zaman çıkmayı bilmiyorum"
İkimiz de birbirimize bakarak güldük.
"Gece bence biz çok iyi arkadaş olacağız"...

Merhabalar, kitabımıza yeni bir karakter aldık ben sevdim kendisini umarım sizde seversiniz.
Sizleri seviyorum. (yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın) 🖤❤️

AY VE GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin