"Her şey geçti sandığın anlarda biri karşına çıkar ve tüm mutluluğunu elinden alır. Unutulan sandığın şeyler tekrardan gözlerinde canlanır"
Bağırarak tekrar ettim "Neden geldin neden".
"Gece sakinleş lütfen"
"Bartu lütfen sen karışma lütfen bu esnada kalbini kırmak istemiyorum"
Bartu biraz geriye çekilmişti ve olan biteni anlamadan izliyordu.
Derin ise gözlerini ayırmadan gözlerimin içine bakıyordu, ama öfkem sevgimi bastırıyordu bu yüzden bağırmak çağırmak istiyordum.
"Gece anlatacaklarım var bir yere oturup öyle konuşalım"
"Sana sadece neden geldin dedim seninle konuşmak falan istemiyorum.".
Birden Derin bağırarak konuşmaya başladı..
"Ya bu ne kadar saçma bir soru, sürekli bunu tekrar edip durma neden gelmiş olabilirim. Özledim saçını, kokunu, gülüşünü, sesini anlamıyor musun seni özledim."
Gözlerim dolmuş ve sesim titreyerek konuşmaya başladım.
"Hahaha çok komik biliyor musun bu söylediklerin ama farkındaysan kimse gülmüyor. Daha fazla konuşmaya gerek yok nereden geldiysen oraya tekrardan git." Arkamı döndüm ve hızlıca yürüyordum. Bir anda kolumu tutup kendisine doğur çekti. Hızlı bir şekilde onu ittim.
" Dokuma bana dokuma dokunduğun her yer her geçen gün daha da çok yakıyor canımı nasıl yaptın bunu nasıl senden önce atmayan kalbimi paramparça ettin sana güvendim ben, ben sana kalbimi açtım. Ayakta durmam, gülmem, canımın yanmadığı anlamına mı geliyor ben her gün ölüp ölüp diriliyordum ben sadece seni kaybetmedim, babamı kaybettim, annemi kaybettim, kardeşimi kaybettim ve en önemlisi de ben kendimi kaybettim. Aylar geçti tekrardan buraya gelip canımı yakmak mı istedin."
"Gece mecburum ailem söz konusuydu. Seni çok -
" Sus dinlemek istemiyorum. Keşke seninle -
"Gece hayır söyleme böyle sen-
" Sus da aç kulaklarını iyi dinle çünkü bu seninle son konuşmam olacak.
Keşke seni hiç tanımasaydım, keşke sana kalbimi vermeseydim, keşke seni hiç sevmeseydim. Seninle olan her şeye her güne pişmanım."
Derin'in gözünden akan yaşla kendisi de yere çökmüştü bende arkama dönemden arabaya binip oradan uzaklaşmıştık. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bağırarak ben de seni özledim demek istiyordum. Ama buna izin veremezdim kendime bu saygısızlığı yapamazdım.
"Gece yapma böyle hadi yemek yemeye gidelim.."
"Hayır Bartu beni otele bırak"
"Otele bırakacağımı falan mı sanıyorsun bizim eve gidiyoruz"
"Hayır Bartu istemiyorum lütfen"
Bartu sadece bana bakarak susturmuştu.
Yol boyunca başımı cama yaslayıp gözlerimden akan yaşla neden bunu yaptığımı anlamaya çalışıyordum.
"Gece" Bartu'nun seslenmesiyle kendime gelmiştim.
"Hadi geldik"
Hiç konuşmadan eve çıkmıştık.
Kapıyı Bahar teyze açmıştı.
"Kızım Gece ne oldu bu ne hal, hadi gir içeri"
İçeri geçtik birlikte Bartu'nun babası yurt dışında olduğu için rahattım..
Hepimiz solana geçip oturduk, Bahar teyze yanıma geldi.
"Kızım söyle neyin var hadi anlat,bak ben senin annen sayılırım sakın benden çekinme."
Ağlayarak Bahar teyzeye sarıldım.
"Kalbim ağrıyor Bahar teyze canım yanıyor."
Bana anne şefkatiyle sıkı sıkı sarılmıştı.
"Kızım bekle sana sıcak bir çay getireyim. Havalar soğumaya başladı."
"Gece benim yanımda olduğun sürece canın bundan sonra asla yanmayacak sana söz veriyorum."
"İyiki varsın Bartu iyiki."
"Ben geldim. Hadi alın çayınızı da içelim."
"Ben balkonda içsem olur mu"
"Kızım -
"Anne bırak da orada içsin."
"Teşekkür ederim" deyip balkona çıktım. Yüzme esen rüzgar içimi rahatlatıyor gibiyidi. Balkonda ki koltuğa oturdum elimdeki çaydan bir kaç yudum alıp kenara bıraktım.
Düşündükçe gözlerimden yaş akmaya devam ediyordu. Nasıl bu hale getirdiler, nasıl hemde en sevdiklerim. Kalbim neden her geçen gün daha da çok sıkışıyor, neden nefes almak her gün zorlaşıyor...
Göz yaşlarımı durduramıyor, ve içimdeki sesi susturamıyordum.
Her şey bitti dediğim anda birisi karşıma çıkıyor hayat bu kadar acımasız olmamalı.
1-2 saat tek başıma oturduktan sonra Bartu yanıma geldi..
"Gelebilir miyim"
"Gel".
"Gece hani benim yanımda olduğun sürece üzgün olmayacaktın."
Hafif tebessüm ederek karşılık verdim.. Karşımda duran Bartu önüme diz çökerek gözümden akan yaşı elleriyle siliyordu.
"Bir daha akmasın gözündeki yaşlar, eğer çok akmak istiyorlarsa mutluluktan olsun anlaştık mı"
"Peki o zaman bir daha ağlamıyorum sonuçta kankam ağlamamı istemiyorsa bende ağlamam yani bu kadar basit."
Ayakta duran Bartu 'nun yanına gittim.
Yanaklarını sıkarak "Yaa sen bana kıyamıyor musun" gülerek dalga geçiyordum.
"Yaa yanaklarımı bırak"
Onu taklit ederek "Yo borok yonokloromo"
"Bi kere ben öyle demedim"
"Hee hee"
"Neyse hadi gir içeri birde hasta olacaksın"
"Tamam hadi girelim."
Bartuyla birlikte salona geçmiştik.
"Kızım yatağını açtım ben uyumaya gidiyorum siz de çok geç yatmayın."
"Bahar teyze çok sağol zaten bende birazdan uyumaya gideceğim"
"Peki kızım iyi geceler size"
"İyi geceler anne"
"İyi geceler Bahar teyze"
Bahar teyze odasına geçtikten sonra bende odama geçmek için ayağa kalktım bir anda Bartu kolumdan tuttu.
"Yaa Gece uyuyacak mısın yarın zaten cumartesi."
"Evet uykum geliyo"
"Bir daha bizde kalma şansın olmayacak ki bugün oturalım dedikodu yapalım, çekirdek kola keyfi yapalım."
"Dedikodu mu"
"Tabiki de ben bir güzel dedikodu ederim. Görmen lazım"
"Çok merak ettim ama kendi evimize geçeceğimiz zaman bol bol dedikodu yaparız anlaştık mı"
"Yaa ama daha evimizin bir sürü şeyi var. Neyse uyu sen iyi geceler"
"Aaa sen bana trip mi atıyorsun"
"Yoo ne alakası var"
"Yaa Bartu neyse yapalım o zaman dedikodu"
"Şaka yaptım şaka sen uyu benim de uykum var zaten hadi iyi geceler."
Hepimiz odalarımızda geçmiştik.
Bartu'nun ve Bahar teyzenin iyice uykuya girmesini bekledim.
Sonra da üstüme bir hırka alıp evden çıktım..
Bartu'nun hacker arkadaşını arayıp Derin'nin numarasını bulmasını istedim ve oda bulup numarayı bana attı.
Sakaryabaşına gittim biraz oturup düşündükten sonra. Derin'e mesaj attım.Kime:Derin
Kimden:Gece
Derin seni Sakaryabaşının orada bekliyorum.Anında mesaj gelmişti.
Kime:Gece
Kimden:Derin
5 dakikaya oradayım.Derin'in sesiyle oturduğum yerden kalktım..
Birbirinizin tam karşısındayık, birbirimize bakıyorduk belkide dakikalarca birbizime baktık."Neden geldin" deyip ortamın sessizliğini bozdum.
"Neden gittin diye sormayacak mısın"
"Sen bana giderken bir açıklama da bulunmadan gittiğin için neden gittiğini merak etmiyorum. Şuan karşımda olduğun için neden geldiğini merak ediyorum"
"Bak Gece sana olan sevgim, sana olan güvenim yalan değildi."
"Ama ailenin öldüğü yalanı, ya da telefonda konuştuğun kişi hakkında söylediğin yalanlar beni bırakıp gitmen bunlar bana söylediğin yalanlar ve gerçekler.. Diğerlerinin gerçek olmasının bir önemi kalmadı."
"Gece ailem söz konusuydu. Sana söyleseydim seni de ailemi de öldürücekti."
Bağırarak konuşmaya devam ettim..
"Yaa bana güveniyorsan neden bunları bana anlatmadın en başında bak o zaman o adamı hapise atabilirdik senin bunları yapman o adamı biraz daha güçlü olmasına neden oldu. Mutlu musun"
"Gece anlatırsam gidersin diye düşündüm"
"Şimdi daha mı iyi oldu.. Giden ben değildim üstelik sana bir şey bile demedim ama gittin beni yapayalnız bıraktın belki yanımda kalsaydın her şey farklı olurdu.."
"Haklısın biliyorum ama annemi öldüreceğini söyledi sonra oyun bittiğinde de annemi görmek için gittim. Annem hastaydı annemin yanında durdum iyileşmesini dört gözle bekledim, sonra hemen geldim senin yanına."
"Senin gelemene gerek yoktu ben varım"
Birden kafamı sese doğru çevirdim bu Bartuydu beni takip mi etmiş.
Derin hızlı bir şekilde Bartu'nun yanına gitti.
"Bak oğlum-
" Ya Derin yeter ya yeter ne yaptığını sanıyorsun yetmedi mi acı verdiğin şimdi de en yakınıma mı zarar vereceksin. Bana zarar verdin izin verdim belki ama Bartuya asla. "
" Öyle mi Gece sizi tam 1 hafta izledim baya yakınsınız arkadaş olduğunuz düşündüm ama yanılmışım görüyorum ki yerimi çabuk doldurmuşsun"
Boğazım düğümlendi, gözlerim yaşardı ve zorla tuttuğum gözlerimdeki yaşlar bir anda akı verdi.
Derin'e hiç bir şey düşünmeden tokat attım.
"Derin babamdan farkın yok bu lafımı hiç unutma"...
Bartu elimi tuttu ve beni oradan hızlıca uzaklaştırdı. Beni bir yere götürdü ve beraber oturduk.
Bartu'nun omuzuna başımı koydum gözlerimde ki yaşı Bartu kendi elleriyle sildi sonra başımı kaldırdım gülümseyerek "Söz verdim sana"
"Ne sözü"
"Senin yanında ağlamayacaktım"
Bartu gülümseyerek
"Çimenlere uzanalım mı"
"Uzanalım"
İkimiz de gökyüzüne bakıyorduk.
"Gece sana bir sır vereyim mi"
"Tabi verebilirsin"
"Ben küçükken ağladığım zaman geceleri gökyüzüne bakardım. Çünkü ağladığımda göz yaşlarım gökyüzüne gider sanardım. Yıldızları göz yaşım sanardım.. Yıldız kaydığın da ise göz yaşım beni terk etti der tekrardan ağlardım sırf çoğalsın diye o zamandan sonra yıldızlar her zaman benimmiş gibi hissederdim. Ama sonra büyüdüm ve artık benim olmadığını anladım."
"Gökyüzü kimsenin değil, kimse gökyüzünü satın almadı ve gökyüzü de gökyüzünde ki yıldızlarda hepsi senin."
"Hayır bizim"
"Gökyüzü bizim"Merhabalar cancağızlarım.. Yeni bölümü dün atacaktım ama yanlışlıkla sildim bu yüzden bir gün geçiktirdiğim için çok özür dilerim.. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz sizleri kocamann seviyorum ve gün geçtikçe de büyüyoruz her geçen gün beni çok mutlu ediyorsunuz umarım sizde hayatınız boyunca çok mutlu olursunuz. ♥️♥️
(oylamayı ve yorum atmayı unutmayın) 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY VE GECE
Fiksi Remaja"Acı çekmenin yaşı olmazdı ve olmadı da... Acı çeke çeke büyüdüm acılarımın üstesinden gelerek, ayakta dimdik durarak büyüdüm tüm kadınlar gibi... Baba sevgisinden yoksun bir kadın olarak büyüdüm ve bir babanın kızına yapabileceği tüm kötülükleri y...