Hani böyle nefes nefese koşmuşsun da tam yanına geldiğinde otobüs kapılarını kapatmış gibi. Hem çok yorgunsun hem de bir ümit… Belki açılır kapı…
Belki açılır, girersin içeriye. Gideceğin yere daha hızlı daha güvenli gitmiş olursun. Belki de açılmaz, öylece yorulmuş bir şekilde arkasından bakarsın. Yavaş yavaş tekrar aynı otobüsü beklemeye başlarsın. Belki çabuk gelir dersin. Belki çabucak girerim. Ama uzun süre sonra gelir. Ve geldiğinde artık gideceğin yere geç kalmış olursun...
"Nefes?" Omzuma dokunan bir elle sıçradım. Yanıma geçti. İki elinde kahve. Bana doğru uzattı kahveyi Tahir.
"Hayır sağol." Dedim gözlerimi silerek. Üzerimi düzelttim.
"Hadi ama al şunu. 2 saattir ağlıyorsun!."
Dediğinde almıştım kahveyi. Öylece oturmuş önüme bakıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Şuan yanımda oturan Tahirdi. Sevdiğim, aşık olduğum adam... İlk defa onun yanında böyleydim. Genelde heyecanlı olurdum, ne diyeceğimi bilmezdim. Ama bu defa değişikti.
"Sana saçma bir soru soracağım."
Dedi kahveyi yudumlarken.Kafamı döndürdüm ona "Sor." Dedim burnumu çekerek.
"İyi misin?" Dedi Tahir. Yarım bir gülümseme vardı yüzünde.
"Saçmaymış. Sence?" Dedim kıkırdayarak.
"Kafeteryaya gidelim mi? Bak üşürsün." Dedi ve üzerimi süzmeye başladı.
"Hem bir şeyler yeriz.""İyiyim böyle. Hava almaya ihtiyacım var."
"Peki. Birlikte alalım." Dediğinde sırıttım. Tabi kısa süreliğine. Daha sonra cümlerine devam etti.
"Baban iyi olacak Nefes. Emin ol iyi olacak. O seni çok seviyor. Senin için hayata tutunacak. Üzülme artık. Bak söz iyi olacak."
Kıkırdadım dediklerine. Nerden biliyordu ki?
"Nerden biliyorsun?"
"Nerden bildiğimi bilmiyorum ama hissediyorum. Ha hislerimi hafife alma."
"İyi almam." Dedim ve tekrar önüme döndüm. Yavaş yavaş uykum geliyordu. Üzerimde bir giysi hissettiğimde omuzuma baktım. Tahir ceketini koymuş, önüne dönmüştü.
Omuzumdan çıkartacakken Tahirin tekrar koyması ile "Ya gerçekten gerek yok. Üşümüyorum." Dedim bir daha yeltenirken.
"Nefes! Sus istersen." Elini kollarıma değdirdiğinde tekrar konuştu.
"Buz gibi olmuşsun ama hala burda olmakta diretiyorsun.""Allah allah sen git o zaman." Dedim tekrar önüme bakarak.
"Yok gitmiyorum." Bana baktığını hissedebiliyordum. Heyecanla kulağımın önündeki saçı kulağımın arkasına yerleştirdim. Yine o heyecandan bastırmıştı beni.
Ama artık uykumda bastırmıştı. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Hafif rüzgar beni mayıştırmıştı.
"Uykun mu var senin?"
Tam o sırada esnemiştim.
"Tamam aldım ben cevabımı." Dedi gülerek Tahir.Hiç birşey demedim. Sadece uyumak istemiyordum. Bu gece burda geçirecektim.
Tahir biraz daha benden uzaklaşarak dizlerine vurdu. "Gel."
"Hı?" Diyebilmiştim sadece.
"Başını koy diyorum. İstersen yani?"
Dediğine sırıtmıştım sadece.
Hiç bir şey yapmayarak önüme döndüm."Şu içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil ve onunla meşgul ol. Ne geçmişe üzül ne gelecekten kork Nefes." Dediğiyle gözlerim dolmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Olan
Roman pour AdolescentsGenç kadın sevdasının yüzünden her geçen gün daha da yanıyor, kül oluyordu. Biliyordu sevdasının karşılıksız olduğunu... Belki de hep karşılıksız olacaktı. Kim bilir?