-21-Gidiyorum-

2.2K 103 21
                                        

Üzerimde sanki koca bir yük varmışcasına kalktım sabah. Hissizdim. Lavobayo doğru adım attım. O eski aynanın önünde duraksadım. Gözlerim şişmiş, göz torbalarım çuvala dönüşmüştü resmen. Dün yaptığım makyaj yüzümde dağılmıştı. Korkunç bir haldeydim. Yüzüme su vurdum ve çıktım.

Canım hiç birşey istemiyordu. Sadece sonsuza kadar uyumak istiyordum birşey düşünmeden. Yorganın içine girdim, yüzüme kadar kapattım. Gözlerimi kapattım. Uyuyamıyordum. Canım daha da sıkılmıştı.

Aşağı indim yavaşça. Duvarda ki saat 12'yi gösterdiğinde yuhladım. Kaç saattir uyuyordum? Tahir acaba ne yapıyordu? Yüzüme bakmayacaktı. Ama biliyordum o Burakla Tahiri aldatıyordu biliyordum. Kanıt bulamamıştım ama biliyordum. O kadar saçma bir durumun içerisindeydim ki. Sevdiğimi düşünceli bir kuyuya atmıştım. İstemezdim üzülmesini. Ama gerçekler acıdır derler ya hani. Umarım Tahir de o gerçeklerde boğulmazdı. Boğulsada kurtarırdım onu ben. Sadece mutlu olsun. Aşk fedakarlık değil miydi zaten?

Kapının kıracakmışçasına vuran kişiye söverek açtım kapıyı. Bu Cansuydu. Mini eteği, maşalı saçları ile güzel gözüküyordu. Ama yüzü sinirden kasılmış olmalıydı. Ki bende şaşırmıştım geldiğine ne işi vardı burada? Benim evimde?!

"Sen! Sen nasıl Tahire onu aldattığımı düşündürürsün! Kimsin kızım sen?"

Üzerime doğru gelmeye başladığında bende onun üzerine gelmeye başladım.

"Ne diyorsun sen be?!"

"Ha bide bilmemezlikten geliyor sinsirella. Bana bak defol git hayatımızdan. ÖYLE BİRŞEY YOK ANLAYABİLİYOR MUSUN YA?!"

"Asıl sen bana bak Cansu! Ne haltlar karıştırdığını çok iyi biliyorum! Hani Murata 'Burakdan ayrılacağım' deyip deyip kandırıyordun ya. Ayağını denk al. Canımı sıkmaya başladın!"

"S-sen nasıl-"

"Kes sesini! Kızım sen varya tam bir pisliksin! Gidip şimdi bunları Tahire bir bir anlatacağım! Ayrıca evimden de ikile hayde canım haydee!"

Sönmüş halimle evden çıkıp anahtarı aldığımda pijamamın cebine koydum. Ve onu umursamadan yanından hızlı adımlarla geçtim. O söylediğim cümlelerle şaşırmış olacakki kapının önünde kalakalmıştı.

Biraz daha ileriye gittiğimde ortalıkta yoktu. Etrafımda ki insanların saçma bakışlarına inat yürüdüm ve anlatacaktım da Tahire.

Konağa yaklaştığımda bağrışmalar duymuştum. Neler olduğunu öğrenmem için yaklaşmam gerekiyordu.
Adımlarımı yavaşça ilerlettirdim.

Sesler daha yaklaşıyordu. Tahirin sesi miydi o? O da bağırıyordu ama diğerininkini çıkaramamıştım.

Bu.. bu Cansuydu. Cansu Tahiri ittiriyor, bağırıyordu. Ev halkı ise onları izliyordu. Cansu ne ara gelmişti? Nasıl gelmişti? Onlara yaklaştığımda Cansu'nun görüş alanına girdiğimde yaklaşmaya başlamıştı bana.

"İşte işte HEPSİ BUNUN YÜZÜNDEN! VE SEN TAHİR, BU ACİZ YÜZÜNDEN ARTIK AKLINA NE SOKTUYSA! BENİM TELEFONUMU KARIŞTIRTTIN!!"

"CANSU BİR DİNLE!" Dedi Tahir. Gözleri dolmuştu. Belkide benim yüzümdendi bunlar. Ayrılacaklar mıydı? Eğer Tahir Cansu ile mutlu olacaksa ayrılmamalıydı.

"BEN-BEN GİDİYORUM. SAKIN AMA SAKIN GELME. ÇÜNKÜ BİTTİ ARTIK ANLIYOR MUSUN BİTTİ! SEN DEĞİŞTİN TAHİR! BU KIZ YÜZÜNDEN!" geri geri gidip arabasına yerleşti Cansu ve oradan kayboldu. Ben ne olduğunu anlayamamıştım bile. Cansu nerden öğrenmişti.

Tahir ise sadece gidişine bakıyordu. Bana döndü ve hızla yanımda belirdi. Gelişinden, bakışından korkmuştum. Ne diyeceğimi de bilmeden gerilmiştim.

"Sen ne yüzle buradasın Nefes! Defol hayatımdan! Senin yüzünden sevdiğimi kaybediyorum BEN! Defol git artık. Ne istiyorsun Ha? Ne istiyorsun? Biz ayrıldıktan sonra eline ne geçecek! Benimle mi olmak istiyorsun amacın ne ha?" Nefesi her yüzüme çarptığında geri geri gidiyordum.

"Ta-"
Cümlemi tamamlamadan arabasına binip kaybolmuştu oda. Diz üstü çöküp ağlamaya başladım. Yanımda Asiye abla, Mustafa abi, yangazları gördüğümde kendimi anlatmaya başladım. Ya onlar da Tahir gibi düşünselerdi! Ne yapardım o zaman?

"BEN BENİM AMACIM KÖTÜ DEĞİ-LDİ. BEN ANLAMA-DIM. BE-N ONUN İYİLİĞİ İÇİN."

Gerçekten de iyiliği için yapmıştım zaten bunları. Cansu'nun hayatında Tahirden başka biri var mı bilmiyordum artık. Ama kokusu çıkardı bir süre sonra. Ya bekleyecektim, yada kovalayayıp yakalayacaktım.

"Şşş kuzum biliyrız tamam mı biliyrız. Sen öyle bişiy yapmazsun. Seni hepimiz taniyriz."

"He ya ne ağliysın! Seni onlar kaybettu onlar ağlasunlar bir kere değil mu ikizum?" Dedi Fatih.

Hepsi beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama işe yaramıyordu. Beni sakinleştiren Tahirdi.  O da yanımda olmadı hiç bir zaman zaten.

"Nefes? Bak bak hallolacak. Ben gider anlatırım abime. Merak etme da iyi olacak herşey." Murat bu konuda yanımdaydı hep. Ne yapacağımı bilmiyordum şuan. Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip, ayağa kalktım. Onlar da benimle ayaklandılar.

"Murat nereye gitmiş olabilir Tahir?"

"Ya kızım ne yapacasun hayde gel içeri geçelum.!" Attığı kolundan çıktım ve daha ciddi bir tavırla konuşmaya başladım. Tahir nerde ise oraya gidecektim.

"Murat! Lütfeen!"

"İstanbul-"  demeden koşa koşa koşmaya başladım eve doğru.

"Kız nereye gidiysın?"  Asiye ablalar arkamdan bağırdığı an cevap verdim koşarken.

"İSTANBULA ABLA. BABAMI İDARE EDERSİİN!"

İstanbula gidecektim. Ve Tahir ile yüzleşecektim. Yüzümde kırık bir tebessümle koşuyordum. Gidecek, kanıtlayacaktım, benim kötü bir amacım yoktu. Olmamıştı zaten.

Halloooo💜

Nassınız gençsss?

İstanbul serüveni is coming🏙

Şu okul öldüriy beni😲

Neyse da iyu okimalar☄💞

Cidden beğeniyor musunuz hikayeyi? 😶

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin