-13-İnanmayacak mısın?-

2.3K 92 28
                                    

"Şey biz hani mekana gitmiştik. Hepimiz."

"Evet." Dedi kolasının son kalanını yudumlarken.

"Cansu tuvalete gitmişti ya. Ben de arkasından gitmiştim."

"......" sessizdi Tahir. Sadece beni dinliyordu.

"Tuvalette bir ş-şey duydum."

"Ne duydun Nefes?!"

"Cansu telefonuyla konuşuyordu. Konuşurken, 'Zorlama Burak, evde beni bekle.' Tarzı şeyler duydum. Ama böyle gülüşüyordu Tahir. Bak dikka-"

"Ee ne çıkarmam gerek bundan?"

"Tahir o Burak, mekânda ki Burak olabilir hani imalarda bulunuyordu. Gerçi dikkate aldın mı bilmiyorum."

"Nefes! Cansu'nun bir sürü arkadaşı var. Cansu'nun böyle bir şey yapmasına inanmam. O evet şımarık, geçmişin de fazlaca birileriyle beraber olmuş olabilir ama buna asla inanmam!"

"Tahir bi dinle beni."

"Nefes kalkalım mı seni eve bırakayım."

"Tahir gerçekten inanmıyor musun bana?"

"İnanmıyorum.!Cansu'nun öyle bir şey yapmasına da inanmıyorum!!." Masaya 2-3 kâğıt para koyarak benden önce çıktı mekandan.

O arabaya bindikten sonra ben bindim. Sinirliydi. Hızlı sürüyordu arabayı. Korkuyordum.

"Tahir yavaş."

Kolunu tuttum sıkı bir şekilde. Korkmaya başlamıştım artık. Gözlerinde ki ışıltı yerini siyaha bürümüştü.

"Bırak!" Kolunu elimden birden çekti.
Sarsılmıştım.

"Tahir cidden inanmayacak mısın bana? O kız seni kullanıyor! Anlamayacak mısın? Kendi kulaklarımla duydum. Aynı anda ortadan kayboldular mekandan. Sence de bir şey yok mu bu işte. Hem Teyzesinde derken başka bir yerde kalıyor olamaz mı?"

"Kes sesini Nefes! Sana neden inanayım? Delilin var mı? Yok. Kendi kulağınla duyunca da bir şey değişmiyor. Hem belki de... Belki de bizi ayırmak için yapıyorsundur ha!"

"DURDUR ARABAYI." Dedim sert bir şekilde. Cevap gelmemişti. Ben bu arabada daha fazla dayanamazdım.  Ben onu uyarırken, onun yaptığına sakin kalamazdım.

"SANA DURDUM DEDİM TAHİR."
"Durdur!"

Az sonra sağa çekti arabasını. Kapımın kilidini açarak önüne bakıyordu. Sinirli bir şekilde açtım kapıyı. Kapıyı kapatmadan işaret parmağımı sallayarak

"Şuan inanmıyorsun ama elinde sonunda inanacaksın! Ha şimdi ha yarın. Bana hiç farketmez! İnandığın da ise yanında olmayacağım Tahir Kaleli!" Dedim ve sert bir şekilde kapıyı kapattım.

O ise hızlı bir şekilde arabayı sürmeye başladı. Gözden kaybolduğunda artık gözyaşlarımı akıtmaya başladım. Sorun inanmaması değildi! Beni kendilerini ayırmaya çalışmakla suçlamasıydı!

Yine her zamanki senaryo... Nefes ağlaya ağlaya yolu takip eder. Yol götürür onu bilmediği yerlere.

Biraz duraksadı Genç kadın, kendini süzdü. Bu kendisi değildi. Adının hakkını vermesi lazımdı. Göz yaşlarını sildi. Üzerini düzeltti ve emin adımlarla yürümeye başladı. Mutlaka kanıt bulacaktı. Tahir ona inanacaktı!

~

Uzun bir yürüyüşün ardından eve gelmiştim. Odama çıkıp, bilgisayarımı yatağımın üzerine koydum ve mutfağa indim. Kendime meyvesuyu ve hafif atıştırmalık alarak odama çıktım. Bugün yorucu bir gün olacaktı. Burak'ı araştıracaktım. Kimdir?, Nedir? Hobileri, geçmişi...

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin