-7-Çicek-

2.5K 89 5
                                        

Tahirin kokusuyla uyumuştum dün gece. O kadar güzeldi ki. Huzur veriyordu o eşsiz kokusu insana. Rize bana yaramıştı sanki.

Şuan Tahir ile kahvaltı yapıyorduk. Canı sıkkın gibiydi. Kahvaltıdan sonra piknik yerine gideriz diyorum. Teklif edeceğim.

"Tahir, birşeyin mi var?" Dedim gözlerine bakarak. Onu düşündüğümü anlamalıydı.

"Yok Nefes." Dedi zeytiniyle oynayarak.

Birşey vardı Tahirde. Her morali bozuk olduğunda insanın yüzüne bakmıyordu. Gözlerini kaçıyordu ve ayrıca dalıyordu.

"Bence var." Dediğimde birşey demedi. Oynadığı zeytini ağzına attı.

"Yok dedim anlamıyor musun?!" Dedi iki elinide sertçe masaya koyarak.

"Anladım." Bozulmuştum. Onun iyiliğini istiyordum ben. Böyle yapması çok sinir bozucuydu.

Yemeğimi bir süre sonra bitirdim. Sanırım o da beni bekliyordu. Siteminden sonra hiç konuşmamıştık. Ben ona bakmadan yemeğimi bitirmiştim.

"Kalkalım mı?" Dedim çantamı alarak.

Kafasını salladıktan sonra oradan ayrıldık. Hayalimdeki piknik yeride mahvolmuştu. Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece onu takip ediyordum.

Evlere doğru gidiyorduk. Evlere mi gidecektik? Ama toplantı vardı. Gerçi toplantının ne zaman olduğunu da bilmiyordum ya... O kendi evine girdi. Bana bakmadan kapıyı suratıma kapattı. Bu öküzlük nerden geliyor?

Ben ise çantamı eve bırakıp, dışarı çıktım. Bildiğim kadarıyla biraz uzakta güzel bir yeşillik varmış. Buraya ilk geldiğimizde tabelada görmüştüm. Oraya gitmeyi planlarken, çiçekleri sulayan bir amca gördüm. Zorlanıyordu. Oraya doğru hızlı adımlarla gittim.

"Amca yardım edeyim isterseniz?" Dedim amcaya bir adım daha yaklaşarak.

"Olur kizum. Gel al bakayum." Dedi bana gülümseyerek.

Elinden aparatı aldım ve detaylı bir şekilde sulamaya başladım.

"Çok güzeller. Emek ister." Dedim gülümseyerek.

"Oyle oyle. Ben buraya çok emek verdum kizum." Dedi sırtını sıvazlaya sıvazlaya tahta bir oturağa oturarak.

"Belli amcacım. Emek verildiği ortada çok güzel kokuyorlar." Dedim oradaki menekşeyi koklayarak.

"Hayırdur kizum senun bir derdun mu vardur?" Dedi yüzümü inceleyerek.

Her türlü belli ediyordum. Bende birşeylerin olduğunu. Yaşlı amca bile anlıyordu ama Bizim Öküz Tahir hala anlamıyordu. Amcaya yalan söylemeyecektim, derdim vardı.

"Var amca var."

"Sevda midur?" Dedi yakınarak.

"Nerden bildin?" Kıkırdadım.

"E şimdi ki gençlerun hepsunde vardur. Anlarum ben. Sevmiy mi senu?"

"Keşke sevse amca. Keşke ama artık bir umudum da yok."

"Kaybetme kaybetme sevdaliğun birincu şartidur umut."

"Yapacak birşey yok."

"Sabret kizum sabret. Ben bizim oğlanı çağırayumda sana yardum etsun."

"Yok amca gerek yok ben hallediyorum."

"Olmaz öyle şey. Hayde hayde." Dedi giderek.

Acaba Tahir ne yapıyordu. Uyumuş muydu? Yoksa o da dışarı çıkmış mıydı? Ya da beni merak etmiş miydi? Elimi telefonuma attım. Aramamıştı. Neden seni merak etsin Nefes? 21 yaşındasın. Ayrıca birşey olsa arardı zaten.

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin