-4-Fotoğraf-

2.7K 92 0
                                    

Herkes evlere dağılmıştı. Eve geldiğimde babam yoktu. Şaşırmıştım. Gece yarısına geliyordu saat. Normalde erken gelirdi eve.

Oturma odasındaki koltuğa bir güzel yayıldım. Hala düşünüyordum Burak kimdi? Cansu'nun evde bekle demesi ne demekti? Başımı yukarı doğru, tavanla bakışırken kapı çaldı. Babam olduğunu düşünüp açtım.

"Baba sen ner-..."

Tahirdi bu. Ne işi vardı burda? Göz göze gelmiştik ve ben heyecandan ölmek üzereydim.

"Ta-tahir?"

Cebinden telefon çıkardı ve bana doğru uzattı. Bu benim. Ne işi vardı onda?

"Herhalde telefonunu arabada düşürdün. Bende almışım, getireyim dedim."

"Şey çok teşekkür ederim."

Telefonu aldım cebime koyarken onun gülümseyip yürüyerek yoluna devam ettiğini gördüm. Öyle bırakamazdım.

"Tahir?"

Arkasını döndü ve o çok yakışıklı bulduğum karizmatik bakışlarını attı.

"İstersen gel, telefonumu getirmişsin böyle bırakamam seni."

Kendimi eve erkek atan kadınlara benzettim. Tövbe yarabbim. Elini ensesine götürdü ve klasik erkeklerde olan ense kaşımasını yaptı.

"Ben hiç rahatsızlık vermeyeyim Nefes. Sinan abi vardır şimdi. İyi geceler." Diyip yoluna devam etti.

Ben hala heyecanlıyken kafam sonradan dank etmişti. Ne nazlı çıktın ya? Benden mi korkuyordu? Gelmek istemiyordu. Belkide köylülerin yanlış anlamasından korkuyordu. Arkasından sadece "Peki." Diyerek uğurlamıştım onu.

İçeri oflayarak girdim. Yine her zamanki gibi. Babamda yoktu. Gerçi olsa da birşey değişmiyordu. Telefonumu aldım. Olamaz duvar kağıdımı görmedi değil mi? Hayır görmesin lütfen.

Duvar kağıdım da Âlilerle olan çocukluk fotoğrafım vardı. Ali ortada , ben solunda dondurma yiyorum. Ama bu normal bir dondurma yiyişi değil ki. Ali'nin sağında da zaten Melis vardı. Melis zaten her türlü güzeldi. Kumral saçları güneşte parlarken onun gülüşü insanın içini ısıtıyordu.

Whatsapp'a girdim. Tahirin Cansu ile durumunu gördükten sonra daha da vuruldum. Göz yaşlarım telefonun ekranına düşerken ben Tahir'e bakıyordum. Onu çok seviyordum ben ya. Gerçi benimki de olmayacak bir hayal. Neden bilmiyorum ama hep imkansızı sevdim ben. Tahir'e bir kez daha teşekkür etmek istedim. Onu sadece 'peki' diyerek uğurlamıştım.

Kime:Tahirr
'Tahir ben çok teşekkür ederim telefon için tekrardan :)'

Bir iki dakika bekledikten bildirim sesi geldiği gibi koştum telefona.

Kimden:Tahirr
'Rica ederim Nefes. İyi geceler:)'

Kime:Tahirr
'İyi geceler :)'

Ama ben senin gülüşünü yerimmm. Allahım ben çok heyecanlıyım. Unut Nefes onu. Unutmanın zamanı gelmedi mi?

Telefonumu televizyon ünitesine koyup, kendime içecek birşeyler bakmaya gittim. Buzdolabına baktığımda şeftalili meyve suyundan başka bir şey yoktu. Elimde bardakla içeri geçerken telefonumu elime aldım. Birden ağzımdan meyvesuyu fıskiyesi devreye girdi. Ağzımda ki bütün meyvesuyuyu halıya püskürmüştüm.

Kimden:Tahirr
'Ha bu arada küçükken yaramazdın herhalde ;)'

"Görmüş işte GÖRMÜŞŞ OFF. SALAK NEFES. APTALSIN APTAL. REZİL OLDUN İŞTE!" Kendi kendime evde cıyaklıyordum.

Kime:Tahirr
'Sen gördün mü ya?'

Aynı zamanda ellerim titriyordu. İlk defa benim hakkımda konuşuyorduk.  Eğer konuşacak olsak hep aileden, işlerden konuşurduk. Ellerim titriyordu. Kulaklarım yanıyor, terliyordum.

Kimden:Tahirr
'Sanırım sütlü dondurma seviyorsun."

Ya off ben ölüyorum. Neye sevineyim neye üzüleyim bilmiyorum. Cansu var ama. Olmaz. Olamaz artık. Kendine gel Nefes. Seninle eğleniyor işte. Ama ilk defa eğleniyor.

Kime:Tahirr
'Şuan çok pis rezil oldum ya.'

Kimden:Tahirr
'Bence aynısın.'

Ne demekti bu ya? Ben zaten heyecandan,aşkından ölüyorum. Yapma bunu bana...

'Bence aynısın.'

'Bence aynısın.'

'Bence aynısın.'

'Bence aynısın.'

'Bence aynısın.'

'Bence aynısın.'

Bu kötü anlamda mıydı yoksa iyi mi? Allahım nasıl bir şeyin içindeyim ben.

"Nasıl bir şeyin içindesun sen bakalum?"

Ordan babamın vestiyere kabanını astığını gördüm. Ben yine birşeyi dışımdan söylemiştim.

"Ba-baba hoşgeldin." Dedim sahte bir gülüşle.

"Hoşbuldum hoş buldum."

Allah'tan babam benim dediklerime fazla takmıyordu. Zaten bu ilk değildi.

Tahiri de mesajıyla öyle yalnız bıraktım. Çünkü biraz daha yazışsaydık benim kalbim çıkabilir, herşeyi ağzıma yüzüme bulaştırabilirdim.

Babam yatağa giderken

"Yarın Tahir'e soyliyeyum da senu okula biraksun."

Aha şimdi sıçmıştım. Hayır ya. Olmaz. Ben onun yanında çok heyecanlanıyordum. Belki kalbimin sesini bile duyabilirdi.

"Yok baba olmaz ya!"
"Ben kendim giderim."

"Nefess dün bi kıza sataşmişlar da. Gideceksun."

"Ama-"

"Hayde Allah rahatluk versun kizum."

YARINA HAZIR MISIN NEFES ZORLU?

▪Nasılsınızzz?

▪Bu bölümün çok içime sindiği söylenemez ama umarım beğenirsiniz.

**Beni desteklediğiniz için çok teşekkür ederim:)

Yenı bölüm yakın zamanda yine sizlerle..

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin