-9-Çivra-

2.2K 90 3
                                    

Sabah yine her zamanki yatağımdan uyandım. Dün geceden sonra çok yorulmuştum. Fazla yürümüş fazla beklemiştim.

flashback
Çantamı alıp, çıkışa doğru yöneldim. Önümde uzun siyah bir yol vardı. Ne yapacaktım? Loş ışıkta yolda yürümeye başladım. Yürüdüm. Fazla yürüdüm. Belki otostop çekebilirdim. Her yürümeye başladığımda arkama bakıp duruyordum.

Telefonumun şarjı bitmeden önce saat 2'ye geliyordu. Hâlen araba yoktu.

Yaklaşık bir saattir yürüyordum. Yolu takip ederek... Ki o sırada far ışıklarıyla bana doğru gelen arabayı ellerimi havaya kaldırarak durdurmayı   başardım. Şehire doğru gidiyorduk. Bir süre sonra şehire vardığımda otogara giderek otobüse bindim.

▪▪▪

Aşağı indim. Babamın haberi yoktu geldiğimden. Saat 5 gibi gelmiştim eve. Babamda yoktu zaten.
Kendime atıştırmalık birşey hazırladım ve kısa zamanda bitirdim. Bugün okula değil çivraya gitmeyi planlıyordum.

Masayı topladım,yukarı çıkıp üzerimi giyindim. Babamı arayıp eve geldiğimi söyledim. Ama sanırım Tahirin getirdiğini biliyordu. Artık ne olursa olsun umurumda değildi.

Evden çıkıp,çivraya doğru yürümeye başladım. Tahirin unutmaya hazırdım. Bitirebilirdim. Herşeye yeniden başlayabilirdim. Yeniliklere açık olabilirdim.
Evet Hazırdım! Unutacaktım. Başaracaktım. Zordu ama kalbimden atacaktım.

Taşların üzerine karadenize bakacak şekilde oturdum. Neydi bu çektiğim neydi? Ne yapacaktım? Unutmaktan başka çarem ve yolum yoktu.

Karadenizin o doğallık kokan kokusu, sert rüzgarı saçlarımı dalgalandırıyor, yüzüme herkes gibi sertçe vuruyordu.

Kendimi düzeltirken arkadan araba sesi duydum. Buralara araba çok gelmezdi. Büyük ihtimal karadenizin yabancılarıdır diye düşünerek yerimi bozmadım.

Melislerin yanına gidecektim birazdan. Onlar belki iyi gelirlerdi bana. Ayağa kalkıp arkamı döndüğüm anda Tahirin bana doğru geldiğini gördüm. Sinirliydi sanki.
Görmemezlikten gelerek yanından hızlıca yürüdüğüm sırada kolumu sertçe tuttu. Karşı karşıya geldik.

"Ula sen nerdeydin? Sabahtan beri seni ariyriz. Hele dün gece nasıl geldin kızım buraya? Sen nasıl gelirsin tek başına. Nasıl?"

"Sanane ya sanane. Hesap sorma bana."

"Ula bana bak. Nefess! Zaten bunların hepsi senin yüzünden oldu. Sen o adamla fingirde-"

Yüzüne okkalı bir tokat yapıştırdım. Kafasını sola döndürerek, gözlerini yumdu. Sinirlenmişti. Ama ben daha çok sinirliydim.

"Benim yüzümden öyle mi? Benim? Ben mi Dedim 'Nefes gel bitanem' diye. Ben mi Dedim. Ayrıca sanane. SANANE. Ne hakla beni korumaya kalkarsın. NE HAKLA? Etrafına bak biraz. Seni sevenleri gör. Onların seni gördüğü zaman nasıl kalplerinin çıktığını gör! Çok yanlış yoldasın Tahir Kaleli. Çoook." Diyerek oradan koşarak gitmeye başladım.

Arkamdan Tahirin bağırışlarını duyduğumda kısa bir bakış attım ona. Peşimden geliyordu. Birden yere kapaklandım. Ellerim kanıyordu. Acıyordu. Ayağa kalkmayı başardığımda yine yere kapaklandım. Ayağım çok acıyordu.

"Nefes? İyi misin?" Diyerek ellerime baktı.

"Bırak.!"  Dedim Ellerimi onun ellerinden çekip. Ayağa kalkmayı başardım. Aksaya aksaya yürümeye başladım ki Birden havalandım.

"Bırak diyorum. Ahğ"

"Suss Nefes suss!"

Arabaya bindirdi nazikçe beni. Ona çok kızgındım. Sabrım kalmamıştı. Hiç birşey ise artık umurumda değildi. Yol boyunca dikiz aynasından bana bakmış, ben ona bakmamıştım.
Hızlıca fren sesiyle arabayı durdurdu.

Kapımı açıp" İn!"

"Nasıl ineyim?" Beni kucaklamak için harekete geçtiğinde

"Bırakkk" diye cırladım. Oradan hemşirelere seslenip yardım istedim.
Onların yardımıyla hastanenin acil yardım yerine gittik.

Tahirin "Ya Sabır." Dediğini duydum.
Hemşireler bana müdahale ederken ellerini bağdaştırmış bir şekilde kapıya yaslanan Tahir ile göz göze geldim. Gözlerimi çektim hemen. Çekmeseydim o bal gözlerinde kaybolabilirdim.

Hemşireler ayağıma birşeyler bağladıktan, ellerime ise krem sürdükten sonra elime reçete verip oradan ayrıldılar. Ben kendimi toparlarken Tahir kolumdan tutarak yardım etmeye başladı. Birşey demedim çünkü yardıma ihtiyacım vardı. Arabaya doğru yavaş yavaş yürüdük sessizce.

Beni bırakıp arabanın kapısını açtı. Birden havalanınca irkildim.

"Yavaşhh"

"Korkma." Diyerek bıyık altından sırıttı.

Hayır Nefes. Hayır. Gülüşüne sakın aldanma. Hayır. Sen onu unutacaksın. Başaracaksın.

Arabaya bindiğimizde sanki birşey söyleyecekte söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı.

"Söyle" dedim soğuk bir tavırla.

"Ha neyi?"

"Birşey söylemek istiyorsun. Söyle. "

"Yok birşey."

"Tahirr."

"Sen..."

"Sen Ne?"

"O çivrada dediklerin neydi? Hani etrafına bak diye."

"Kıymet bil diye dedim. Bir kişi uğruna 10 kişiden vazgeçme, ailenden vazgeçme diye dedim."

Aslında öyle değildi demek istediğim. İstediğim beni görmesiydi.

"O bir kişi?"

Etrafıma baktığımda eve doğru yaklaştığımızda arabayı durdurdu. İnecekken ona iniyordu ki

"Kendim inerim."

Kapıyı kapatacakken "Nefes o bir kişi kim?"

"Zamanla anlarsın Tahir. Zamanla."

Selam gençsss
Nasılsınız?

》》Ben çok sıkılıyorum. Ama en azından Nefes ve tahir var :)

》Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

♡♡♡Beni desteklediğiniz, hikayemi desteklediğiniz için tekrar çok teşekkür ederim. Sizler harikasınız!♡♡♡

İYİ OKUMALAR⭐

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin