-17-Oldi bu iş-

2.4K 87 17
                                        

Hastane ile işimiz bittikten sonra hepbirlikte bizim eve doğru yola koyulduk. Asiye ablalar bizi yalnız bırakmak istemiyorlardı. O yüzden 2 gün bizde kalacaklarını söylediler. Bende önümüzde ki 2 gün okula gitmeyecektim. Babamı bırakamazdım.

Araba da arkada ben ve babam, önümüzde Tahir ve Asiye abla oturmuştu. Yangazlar da bizi arabayla takip ediyorlardı.

Tahirin susmak bilmeyen telefonu kafamı şişirmişti resmen. Lakin sadece beni değil Asiye ablanında bundan rahatsız olduğu belliydi.

"Ula got kafali açsana şunu."

"Boşver yenge. Çalar çalar susar."

O sırada bir daha çalmıştı ki Asiye abla Tahir'in telefonunu kaptığı gibi kulağına götürdü.

"Alo? Ula kimsun sen?"

Tahir tekrar telefonunu kaptığında bu sefer konuşmuştu.

"Ne var Cansu?"

"Şuan olmaz. Sonra"

"Tamam. Kapat"

Anladığım kadarıyla Cansuyla araları eskisi gibi değildi. Sanırım O da Cansu'dan şüpheleniyordu. Belki de birlikte Cansu'nun peşinden gidebilirdik. Bana yardım edebilirdi yada sadece izleyebilirdi. Önümde zor bir süreç bekliyordu beni.

"Nefess, kuzum geldik. Hayde."

İrkildim. Dalmıştım. Babamın kolundan tutarak inmesine yardımcı oldum. Birlikte eve giderken Tahir ve Asiye Abla eşyaları taşıyordu.

"Anahtar nerde acaba?" Dedim babama gülünç bir tavırla. Kolunu üzerimden çekti. Ben de anahtarı aramaya koyuldum. Arıyordum aramasına ama anahtar yoktu.

"E anahtar yok." Dedim. Hala aramaya devam ediyordum. Normalde cebimde olması gerekirdi. Çanta kullanmazdım.

"Bunu mu arıyorsun?" Dedi Tahir elindeki anahtarı sallayarak.

"Onun sende ne işi var ya?"

"Ah Nefes ah. Bir anahtara sahip çıkamaysun. Bak Tahir almuş." Dedi babam.

Tahir o sırada kapıyı açmış, içeri girmişti. Bizde arkasından girmiştik içeriye. Bana bakıp sırıtıyordu, tabi bende sahte sinirli bakışlarımı gönderiyordum Tahir'e. Babam yorgun olduğunu vurgu yaparak uyumak istediğini söyleyip odasına geçti. Başına su ve ilaçlarını koyduktan sonra yorganını göğsüne kadar çekip, odadan ayrıldım.

Oturma odasına doğru geçmişlerdi o sırada Tahirler. Bende Eşyaları yerleştirmeye koyulmuştum. Tahir koltuğa oturuken Asiye abla bana yardım etme çabasındaydı. İşim bitmişti oysaki...

Eşyaları yerleştirdikten sonra Tahirlerin yanına doğru yol aldım.

"Elticum daha yemek yapacuk. Babanun vitamin almasu lazumdur."

"Yenge şu elti derken!"

"Ula sağane uşak. Belki Murat için diyrim."

"Ablaaa! Biraz dinlenelim sonra yaparız."

"E eyi tamam o zaman"

"Ben size çay yapayım." Diyerek kalktım koltuktan.

Mutfakta bardakları hazırlıyordum. Çay'ı kısa sürede yaptıktan sonra bardaklarla birlikte içeri geçtim.

"Nefes Hanım?" Dedi Tahir. Bardakları süzerek.

"Buyrun Tahir Bey?"

"Siz Çay yapmayı bilir misiniz?"

Dediğiyle koltuğun üzerinde duran küçük yastığı yüzüne attım.

"Kaşınma. Yakarum."

Gizli OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin