8- tony is beautiful/alcholoic & steve doesnt know what to do

3.3K 298 571
                                    

[Public-Make You Mine]

"Bilemiyorum. Şu üniversiteyi iki yılda bitirme olayı bana hiç doğruymuş gibi gelmedi." Bucky konuşurken eline iki cips aldı. "Ketçaplı mı yoksa sade mi?"

"Ketçaplı." Steve arkadaşının ketçaplı cipslerden üç paketi alışveriş arabasının içine koymasını izledi. "Dört kitabı bir günde okumuştu, Buck. Ben yalan söylediğini düşünmüyorum."

Bucky gözlerini hala raflarda gezdiriyordu. "Tamam, bu doğru diyelim. Lolipop muhabbeti ne peki?"

Steve alışveriş arabasının tutacağına dirseklerini yaslayıp arkadaşının bir şey seçmesini bekledi. "Bilmiyorum. Lezzetli olduğunu ve stresini azalttığını söyledi."

Bucky bir paket peynirli cipsi de arabanın içine attı.

Her çarşamba film günü yaparlar ve Steve'in evinde film izlerlerdi. Tüm bu hazırlığın sebebi de buydu.

"Kimisi sakız çiğner. Onun gibi bir şey olabilir. Ya da seni etkilemek için yaptığı bir şey."

Steve doğruldu. Kaşları istemsizce çatılmıştı. "Beni etkilemek mi?"

Arkadaşı gözlerini süpermarket raflarından çekip ona baktı.

"Elbette seni etkilemek. Fark etmediğini söyleme." Bucky elini alnına vurdu. "Ah, elbette büyükbaba Rogers bunu fark etmedi. Peki sence neden sana bakarak parmağını ya da lolipopu emdi? Söyler misin?"

Steve omuz silkti. "Bana soracak olursan, genel olarak flörtöz biri. Ayrıca," İlerlemeye başlayan Bucky'i, arabayı iterek takip etmeye başladı. "Sana söyledim. Bir kadınla öpüşüyordu. Bence özellikle beni etkilemek gibi bir niyeti yok."

Bucky gazlı içecek reyonunda durdu ve Steve'e bir bakış attı.

"İşte yine başlıyorsun. Neden insanların senden etkilendiğini kabul etmeme kompleksin var?"

Bir koli kolayı arabaya koydu Bucky. "Amanda ile nişanlıyken bile senden hoşlanmıyor olabildiğini söylüyordun. Nişanlıydınız."

"Sonunda nişanı attı ama."

"O kendi aptallığıydı. Hala iş yerinde o salak adama aşık olduğu için nişanı attığını düşünüyorum."

"Buck." Steve bıkkınlıkla söyledi. "Bu konuyu kapattık sanıyordum."

"Her neyse. Gazoz da mı alsak?"

"Bu kadar şeyi nasıl yiyip içeceğiz?"

Bucky sırıtıp ona baktı. "Sanki hiç yapmıyormuşsun gibi konuşma. Sendeki iştah hiçkimsede yok."

Arkadaşı bir şişe gazozu da arabaya koydu. "Tony'e gelecek olursak, bence cenazeye gitmen çok iyi olmuş."

Steve Tony'nin yumuşacık dudaklarını yeniden yanağında hisseder gibi oldu.

"Özellikle seni öptüğü kısım, o bayağı iyi olmuş."

Steve sepetteki küçük cips paketlerinden birini Bucky'e attı.

Bucky kıkırdarken koluna çarpıp yere düşen paketi eğilip yerden aldı. "Sen hala seni etkilemeye çalışmadığını düşün."

"Teşekkür etmek için yaptı. Neden bu kadar abartıyorsun anlamıyorum."

"Bugüne kadar sevgililerinden ya annenden başka biri teşekkür etmek için seni öptü mü?"

Steve'in yüzündeki bozulmuş ifadeyi görünce Bucky güldü. "Arkadaşça olsuğunu düşünüyorsan, ben senin arkadaşınım. Bugüne kadar hiç seni öptüm mü?"

The Boy With A Lollipop|StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin