10- steve is a mad driver & tony is impressed af

4.1K 318 903
                                    

[The Neighbourhood-Sweater Weather]

Steve dükkanı kapattıktan sonra (bir saat erken kapatmıştı), Bucky'i aradı.

Eve gidene kadar, amacı Bucky'e olanları anlatmaktı.

Arkadaşı, ağzında bir şey olduğunu bariz bir şekilde belli ederek "Selam Steve." dedi telefonu açtığında.

"Selam Buck. Afiyet olsun."

Bucky'nin gülüşü kulaklarına doldu. "Sağ ol dostum. Bir sorun mu var?"

"Tony-" diye başlayacak oldu ancak Bucky lafını kesti.

"Ne yaptın ona?"

Steve kaşlarını çattı. "Bir şey yapmadım. Neden hemen bunu sordun ki?"

Arkadaşı lokmasını yuttu. "Düşün bakalım. Ona karşı beslediğin saçma antipati olabilir mi örneğin?"

"Aslında bakarsan," Steve aklına o anlar gelince sırıtmadan edemedi. "O kısmı aştık. Dün öpüştük."

Birden telefondan öksürme sesleri gelmeye başladı ve dinmesi birkaç saniye sürdü. "Aptal herif, su içerken söylenir mi bu?" Bucky boğazını temizledi. "O aşamaya nasıl geçtiniz?"

Steve sakalsız çenesini kaşıdı. "Aslında bakarsan, sadece biraz flört ediyordum ancak işin sonunda beni yanına çağırdı ve beni öptü. Sonra ben de onu öptüm."

"Ağlamak istiyorum ama mutluluktan mı yoksa tiksintiden mi emin değilim."

Steve güldü. "Her seferinde bunu yapıyorsun. Ayrıntılı anlatırsam kusacağını söylüyorsun, anlatmazsam da beni öldüreceğini."

"Küçük Steve'in aşk hayatında ilerleme gösterdiğini duymak beni mutlu ediyor doğrusu. Ama arkadaşım olduğun için seni öpüşürken düşünmek midemi bulandırıyor."

"Ben Natasha ve seni dinliyorum ama."

Bucky'nin iç çekişi duyuldu. "Keşke biz de öpüşsek de sana anlatabilsem. Beni istemediğini biliyorsun."

Arkadaşının sıkıntı dolu sesini duymak, Steve'i de üzdü.

"Bence eninde sonunda gardını düşürecek dostum."

"Umarım." Bucky'nin sesi birden neşe doldu. "Öpüştükten sonra ne oldu?"

"Tam öpüşürken müşteri geldi ve ayrılmak zorunda kaldık. Gitmeden önce onu bugün dışarı çıkaracağımı söyledim."

"Randevu gibi mi?"

"Tam olarak randevu değil." Steve derin bir nefes verdi. "Marketten çıktığımızda alkolik olduğunu itiraf etti. Bırakmak istediğini ama onu oyalayacak başka şeyler bulamadığını söyledi."

"Siktir, bu kötü olmuş. Sen iyi misin?"

"İyiyim." Steve telefonu diğer kulağına geçirdi. "Babamla uzaktan yakından alakası yok. Yani, Tony'nin onun gibi olduğunu hayal edemiyorum."

"Doğrusunu istersen ben de." dedi Bucky düşünceli bir sesle.

"Ona alkol yerine tercih edebileceği şeyler olduğunu da göstermek istiyorum."

Bucky'nin gülüşünü duydu. "Yani onu randevuya çıkarıyorsun."

"Bucky!"

"Ne? Buna randevu derler. Nereye gideceksiniz?"

Steve bunu düşününce sırıttı. "Onu çok eğleneceği bir yere götüreceğim. Orasını bana bırak."

"Steve, seni pislik herif! Ne yapacaksın ona?"

The Boy With A Lollipop|StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin