SEVDAMIN YİTİK KALDIĞI NOKTA (DÜZENLENİYOR)

KAÇIŞ!

"Kiminle konuşuyordun  güzellik ?" dedi Berzan.
Ona doğru dönüp kendimden emin bir şekilde
"Kimse ile konuşmuyordum,  rep söylüyordum Berzan. " dedim.
"Burada ne işin var? " dedi
"Kadınsal bi işim vardı onu yapıyordum,  şimdi yemek yemeğe gidicem ." dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden yanında ayrıldım.

Ucuz kurtulmuştum. Telefon ile yakalansaydım bir bahane bulamazdım sanırım .
Hava kararmış ve duvarlarda duran eski gaz lambaları ve ay ışığı etrafa ışık  saçıyordu. Büyük bir bez üstüne konuşmuş tabaklar vardı. Zeynep'in yanı boştu. Onun yanına oturdum. Sadece kızlar vardı sofrada.

"Derya ile konuştum , birazdan diğer kızlar ile de konuşurum ve karakola haber verdim. " dedim. Zeynep önüme bir tabak uzatıp

"Tamam yemekten sonra bulaşık yıkarken konuşuruz ." dedi. Gülümseyip önüme uzattığı çorbadan içtim. Tarhana çorbası idi. Sanırım burada olan en güzel şey bu idi.

Yemek yerken
"Zeynep neden erkekler yok? " dedim
"Onlar yemek yer kalanları biz yeriz. Senin için de zorla bir tabak çorba ayırdım ." dedi.

"Tamam canım sorun değil benim de formumu korumam lazım zaten ." diyip gülerek ekmek den yemeğe başladım.

Kızlar yemeklerini bitirince
"Elif , kader ile bulaşıkları beraber yıkayalım. " dedi Zeynep.
Onlar da kabul edince diğer kızlar sofrayı topladı. Bizde büyük leğenlerin ve suyun olduğu yere gittik. Büyük fıçılar içinde sular vardı. Biraz alıp büyük kazana koyup ısıtıllar.

Elif ve Kader sabunluyor,  ben ve Zeynep de duruluyorduk. Konuyu açmak için

"Kızlar buradan gitmeyi denediniz mi hiç?" dedi  Derya ya sorduğum soruyu onlara da sordum.

"Ne zaman denesek ..." dedi ve ileride duran küçük tepeyi gösteri
"Orada duran 2 kişi var. Gece gündüz burayı gözetliyor. Denesek bile ona yakalanırız. " dedi Elif.

"Peki gitmek istiyormusunuz? Sizi bekleyen var mı ?" Dedim.
Kader
"Var Dicle. Küçük bir kardeşim var onu çok özlüyorum. " dedi.
Elif

"Abim var ve anne babam tabi. " dedi.

"Peki buradan kurtulmanızın bir yolu var. " dedim.
İkisi de hevesle bana döndü
Aynı anda "Neymiş ?" dediler.

"Dicle bende geliyorum. " dedi Derya. Sesin geldiği yere dönünce Derya yanımıza gelmiş bizi dinliyordu.

"Tamam gel de diğer kızlara da anlatayım. " dedim. Ayağa kalkıp etraf baktım. Devriye gezen 2 asker vardı. Bir ileri bir geri geliyordu. Bizim yanımıza gelip gidiyordu.

Adam gidince hemen hızla söze girdim
"Kızlar , ben buraya sizleri kurtarmaya geldim. Eğer sizde isterseniz beraber gideriz. Ama beni iyi dinleyip dediklerimi yapmanız gerekiyor. " dedim. Hepsi  sevinç ile bana bakıyordu.

Zeynep "Ne yapılacaksa yaparız ." dedi.

"Bakın tepedeki 2 adamı ben hallederim. Yarın sabah erkenden gideriz. Ben tepedeki adamları hallederken sizde diğer kızlara benim yokluğumu fark ettirmemeye çalışıcaksınız. Ben oradan gelince. " dedim ve helikopterin indiği büyük tepeyi gösterdim
"Şu büyük tepenin arkasına gidicez. Bizi oradan almaya helikopter gelicek. Ama sizden tek bir şey istiyorum. Ne dersem yapın ve oldukça hızlı olmaya çalışın. " dedim.

Kader
"Adamları öldürmen için silahın var mı ?" Dedi.
"Orasını ben hallederim ve evet var " dedim.  O sırada adam tekrar yanımıza geldi.

Ben ayağa kalkıp
"Ben lavaboya gidicem. " dedim. Serhat'a haber vermem gerekiyordu.

İki mağaranın arasına girdim. Adam gidip geliyordu yine. O gidince hemen aradım