Bir hikaye yazmak için düşünür, bir taslak oluşturur ve hikayeyi yayınlarım. Ardından ne olur biliyor musunuz? Asla o taslağa uygun gitmem salsdjqısh Aşırı amatörce bir şey ama fikirlerimin değişmesi bazen güzel olabiliyor. Sizce nasıl olduğunu görmek için eleştirilerinizi öğrenmeyi çok isterim. Mesela bu bölümün ilhamı meridarmy nin uzun eleştirisi sayesinde geldi. Teşekkür ederim, sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.
Düşüncelerinizi bekliyorum. İyi okumalar!
*
Ashton
Sürekli beynimde tekrar eden sahnenin rüyama da girmesinin verdiği sıkıntıyla gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey Kasey'in omzumdaki başıydı. Haliyle içimdeki sıkıntı birkaç katına çıkmış, nefes alma ihtiyacı duymama yol açmıştı. Kasey'i uyandırmamaya çalışarak yavaşça geri çekildiğimde başının yastığa gelmesi sayesinde pek bir şey fark etmedi. Sessiz adımlarla yataktan kalkarak odasından çıktım. Ev arkadaşı bu hafta olmayacağı için çıktıktan sonra oldukça rahat bir şekilde balkon kapısına doğru ilerlemiş ve kazaksız bedenime çarpan New York'un soğuğuna aldırış etmeden şaşaalı manzaraya karşı derin bir nefes almıştım.
Bir süre ellerim balkondaki demirlere yaslı bir şekilde hiçbir şey düşünmeden etrafı incelesem de beynimin özgürlüğü uzun sürmemişti. Dün, o sahnede nasıl da öylece onu öpeceğimi düşündüğüm için uyuyamamışken bugün de küçük bir öpücük aklıma böylesine takıldı diye uyuyamıyordum. Kendime sorup durduğum "Eğer Melissa kaza geçirmeyip Fleur yerine oynasaydı ve öptüğüm kişi o olsaydı bunu bu kadar önemser miydim?" sorusunun cevabının hayır olduğunu fark ettiğimden beri ne yapacağımı düşünüp duruyordum. Basit bir dudak değdirme hareketinin bana neden tuhaf bir heyecan verdiğini ve o temastan sonra garip bir donukluk hissettiğimi bulmam gerekiyordu. Aklımdaki tüm sorulara cevap bulabilmek için yapmam gereken ilk şey de kendimi tanımaktı ancak işleyen bir film sürecindeyken bu pek de mümkün değildi. Sıkıntıyla saçlarımı karıştırırken kıvırcıklarımın dağılması aklıma Fleur'un bunu görse nasıl da gülerek oynayacağını getirmişti. Ve onu düşünmem üzerine bir domino taşını itmiş misali beynimin her bir köşesinde ismi yankılanmaya başladı.
Çok güzeldi. Onu güzel yapan giydiği elbise veya yaptığı makyaj değildi. Dansı yapamadığında attığı kahkahadaki ışıltıydı. Ya da mavi gözlerindeki hiç yok olmayan o parıltılar... Bunu sevgilimin evinin balkonunda düşündüğüm için kendimden iğreniyordum ama bu günün her anında ona hayranlıkla bakmama engel olamamıştım. Kasey karşıda bizi izlerken... Gerçekten anlamaya çalışıyordum. Bu birkaç saniyelik öpücük neden ikimizi de sarsmıştı? Onun da durgunlaştığını fark etmek zor değildi. Kasey ile geminin lokantasında yemek yerken gergin bir şekilde hazırlandığı odaya yürüdüğünü görmüş, Calum'a gidip Fleur'a baksa iyi olacağına dair bir mesaj atmıştım. Sonra neler olduğunu sormuştum ancak Calum hiçbir şey anlatmamış, geçiştirmişti. Bu da ikisinin benden bir şeyler sakladığına emin olmamı sağlamıştı ancak şu an çözmem gereken başka problemler olduğu için bunu geri plana atmıştım.
Dansı sonunda bitirebildiğimizde ve o an geldiğinde, mavi gözlerine baktığımda... kalbimde bir ağrı hissetmiştim. Çünkü dans esnasında tek düşündüğüm oydu. Etrafta kimse yokmuşçasına belini kavramış, onunla özgürce dans edebilmenin tadını çıkarmıştım. Lisede hoşlandığım en yakın arkadaşım olduğunu veya birisine fazlasıyla aşık olduğunu düşünmemiştim. O an sadece Fleur'du ve tek yapmam gereken onunla salsa yapıp ardından öpmekti. Dudaklarımızı birleştirmem rol değildi. Michael 'kestik' diyene kadar çekimlerde olduğumuzu hatırlamamıştım bile. Ardından yaşadığım durgunluğun sebebi işte buydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/184332632-288-k214326.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why Won't You Love Me
FanfictionNeden beni sevmiyorsun? Birlikte ikimiz yalnızız. Diğer taraftan çok çaresiziz. Öyleyse neden beni sevmiyorsun?