unhappy endings

499 54 63
                                    

Samimi söylüyorum ne yazdım, neden yazdım bilmiyorum scweıofjwıoe Bu aralar kafamı başka hikayelerdeki karakterler kurcalıyor ama sizler bölüm beklerken onlara gidemedim ve ben de anlamadım ne yazdığımı sıdfkjsıps Kısa, geçiş bölümü gibi bir şeydi ama sonraki bölüm hakkında bir fikrim olduğundan buna kıyasla daha hızlı gelebilir. Neyse bu karantina günlerinde okuduğumuz bir şey olsun, belki öteki karakterlerimle de barışır yeni hikayeler yazabilirim.

Yorumlarınızı bekliyor olacağım. İyi okumalar!

*

Ashton derin nefesleri arasında alınlarımızı birbirine yaslarken göğüslerimiz çarpışıyor, kalp atışlarımız sessiz ortamdaki tek gürültüyü oluşturuyordu. Gemideki kamarada, o gün çekimlerde öpüştüğümüz noktadaydık ama kimse yoktu. Ne bizi çeken kameralar ne de kestik diye bağıracak bir yönetmen. Dudaklarımız birbirine değse de ikimiz de hiçbir şey yapmadan öylece duruyorduk. Bunun yanlış olduğunu biliyordum. Bunu yapmamalıydım. Ashton alt dudağıma yumuşak bir öpücük kondurduktan sonra hafifçe çekilip gözlerime baktı. 

Rüyadaydım. Aptal sahneden sonra çevremizde kimse olmasa olacakların bir rüyasıydı bu. Gerçi onun bu kadar sakin olacağını sanmıyordum. Rüyada olduğumu fark etmem de bunun gerçek olamayacağını bilecek kadar yıkılmış bir insan olmamdandı sanırım. 

Ellerim pürüzsüz yanaklarına gittiğinde hala alınlarımız ve burunlarımız değiyordu. Bu pozisyonda kaldığımız her saniye kalbim bir ayrı kıvranıyordu sanki. İkimiz de ötekinin hamlesini bekliyor gibiydik. O küçük bir hamle yapmıştı ve benden bunu devam ettirmemi istiyordu. Bense rüyada olmama rağmen yapmıyordum. 

"Kasey..." diye mırıldandığımda başını iki yana sallayarak dudaklarıma can yakıcı derecede yumuşak, uzun bir öpücük daha kondurdu ve yeşile çalan gözleriyle gözlerimin içine baktı. Bir şey demek için dudaklarını araladı. "Sadece seni se-"

Gözlerimi açtım.

Homurdanarak yatağımda doğrulurken sıkıntıyla yüzümü ovuşturdum. Bunu rüyamda da olsa duymak istememiştim, altından kalkmak zaman alırdı. Ocean hala uyuyordu, bu yüzden ses çıkarmadan dizlerimi kendime çektim ve başımı oraya yasladım. Ellerim dudaklarıma giderken öylece durdum. Bu neydi şimdi? Ergenler gibi beni öptüğü rüyalar mı görecektim? Gün içinde bilinçaltıma o kadar gömmüştüm ki istemsizce rüyama girmişti. Ashton zihnimde öyle bir yer edinmişti ki, bugün onu düşünmeyip başkalarıyla iyi vakit geçirmem bünyeme tuhaf gelmiş olmalıydı. Oysa gerçekten iyiye gittiğimi sanmıştım. Shane ile dans ederken onun yanında ne kadar rahat olduğumu fark etmiş, zihnimden tüm olumsuzlukları silmiştim. Öte yandan Abigail vardı tabii. O dalga geçmek için araştırdığım youtube geçmişleri hiç de komik çıkmamıştı. Bir müzik klibiydi. Erkekler Shane'in ciddi bir şekilde söylediği şarkıda komik danslar yapıyor, Dora onları izliyordu. Buraya kadar gülerek izlemiş, kendimi gruba daha yakın hissetmiştim. Ardından yukarıdan Abigail geliyordu ve Shane ile koşarak sokaklarda eğleniyorlardı. Çok güzellerdi ve videoyu izledikten sonra kendimi ilişkilerinin bitmesine üzülürken bulmuştum. Aralarında böyle güzel bir sevgi varken bile biten bir ilişkinin ardından arkadaşlıklarını kaybetmişlerdi. Benle Ashton bitişten sonra asla toparlanamazdık. Bizim ilişkimiz sakin bir ilişki olmazdı, içimde yılların birikmişi varken ona normal davranabileceğimden dahi emin değildim. Grup bizim yüzümüzden dağılabilirdi bile. Bir an kendi kendime güldüm. Rüyam devam ediyormuşçasına Ashton'ın da benden hoşlandığını varsayıp olmayan ilişkimizin bitişini düşünüyordum bir de.

Ocean burada olmasa içimdeki tüm sıkıntı defolup gitsin diye uzunca duvara bağırırdım sanırım. Oflayarak yüzüme yapışan saçları çekerken komodindeki telefonuma uzandım. On dakika sonra alarmım çalacaktı ve çekimlere gitmek için hazırlanacaktım. Bunlar son çekimlerdi. İki hafta sonra çekimler bitecek, bir haftalık bir tatilimiz olacaktı. Ondan sonra röportajlar, promo için video çekimleri, dergiler... 

Why Won't You Love MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin